Paylaş
Gelişmekte olan ülkelerin iyi niyetli maliyecileri zengin ülke bankacılarının ekmeğine yağ sürebiliyor.
İki, üç yüz bin doların üzerindeki tasarruflardan başlamak üzere, uluslarası bireysel bankacılar para işletmeye her zaman hazırdır.
Paranız beş milyon doların üzerinde ise Türkiye'de oturun, adamlara telefonla istediğiniz işi yaptırın. İngilizce bilmeye de gerek yok. Çünkü uluslararası bireysel bankalar Türkçe bilen uzmanlar da kullanıyor.
Yok bu yetmedi, vergi cennetleri var, büyük tassaruf orayı merkez seçebilir.
Kısacası sonuç belli.
Adam 1 milyon dolar faiz geliri elde etmiş. Bu çeşit seçenekleri varken tutup kazancının yarısından fazlasını vergi diye öder mi?
Almaya kalkın, kuş uçar.
İŞİN ESASI
Burada ortaya ilginç bir soru çıkıyor.
Neden?
Evet daha akıllıca yollar varken, büyük tassaruflardan elde edilen gelirler neden yüzde ellinin üzerinde vergiye tabi tutuluyor? Mantıksız gibi görülen olayın arkasında ne var?
Önce işin mantıksızlığından başlayalım.
Yüksek faiz getirisine yüzde 55 vergi getirirseniz, büyük tasarruflar yavaş yavaş Avrupa'nın bireysel bankacılık merkezlerine veya vergi cennetlerine kaçmaya başlar.
Türkiye'de yüzde 55 vergi verecekken, en fazla yüzde 30'luk veya yüzde 40'lık vergilere yönelmiş olur. Üstelik parası daha da güvenli bir ortamda durur.
Bu durumda Türkiye'deki kurumlar üç beş kuruş para kazanacaklarına, para en zengin Avrupa ülkelerinin cebine girmeye başlar. Diğer bir deyimle finansal hizmetlerin üretimi Türkiye'den zengin Avrupa ülkelerine kayar.
Boğaziçi Üniversitesi'ni bitiren bir genç iş bulacakken, Avrupa'nın (zengin) gençlerine yeni iş imkânı doğar.
Bankacılık deneyimini Türkiye'dekiler değil zengin Avrupalılar edinir.
İyi niyetli bir yönetim neden böyle bir şeye kalkışır?
AÇIKLAMALAR
Cevap bir'den fazla.
Bir kere her ülkede olaya bürokratik açıdan, yüzeysel yaklaşanlar oluyor. İktisadi analiz her meslekte öğrenilen bir şey değil.
İkinci cevap daha da basit: Bilgisizlik.
Ama sanırız işin esası üçüncü açıklama.
Açıkça bilmeseler de, faizden yüklü vergi alanlar büyük tasarrufların yavaş yavaş Avrupa'nın zengin ülkelerine yöneleceğini sanırız hissediyorlar.
Ama yine de ısrarlı oluyorlar.
ORTA SINIF
Çünkü büyük tasarruflar bireysel bankacıları kullanabilir. Vergi cennetlerine gider.
Ama orta sınıf gidemez.
40 bin dolarını repoda değerlendiren bir vatandaş oltaya takılır. (Olay aslında göründüğünden de ilginç. Repo faizleri bu vergiden dolayı yukarı gitse, net getiri değişmese de orta sınıf vatandaş faizden vergi verdiğini düşünecektir.)
Bu durumda olan şu:
Orta sınıftan alınan yeni vergiler, herhangi bir şekilde küçülmeyi reddeden kamu sektörünü beslemekte kullanılır.
Yani vergiden Türkiye zararlı, kamu üzerinden yaşayanlar kazançlı çıkarlar.
Mesele bilinen dert. Pastadan pay kapma kavgası.
Paylaş