İyi fikir ve sonu

Salih NEFTÇİ
Haberin Devamı

İyi fikir, aklıma bundan kısa bir süre önce geldi.

Bundan 6 ay önce Londra piyasasındaki profesyonellere yönelik bir finansal mühendislik dersi hazırlamayı kabul etmiştim. Finansal mühendislik dersleri bizim meslekte henüz yeni. Konu tam anlamıyla yerine oturmuş değil.

Doğru dürüst bir ders kitabı bile yok.

Bu ders sırasında ağzımdan çıkanları bir kâğıda dökebilsem elimde bu konuda yazılmış bir kitap müsveddesi olacak, bunu birkaç kez elden geçirdikten sonra bir yayınevine basmaları için gönderebileceğim.

Ama kolay değil, bir haftalık ders sırasında ağzımdan çıkan her sözcüğü kim not alacak, kim bilgisayara geçirecekti?

YENİ PROGRAM

Geçen gün bir bilgisayar mağazasını gezerken birden yeni bir program gözüme çarptı. Bir ilan asmışlar: Siz konuşun, bilgisayarınız yazsın! diyordu.

Kutuyu elime alıp baktım. Gerçekten de önemli bir yenilik. Bilgisayarınıza bir program yüklüyorsunuz. Siz İngilizce konuşurken, bilgisayar sözlerinizi ‘‘tanıyor'', yazıya döküyor. Sonradan bu yazıları alıp istediğiniz gibi elden geçirebiliyorsunuz.

Hemen birkaç bilgisayar dergisi alıp, bu programın gerçekten de çalışıp çalışmadığını araştırmaya başladım. (Bir program veya bir bilgisayar parçası almadan önce bu dergileri karıştırıp, konu üzerideki yorumları okumakta fayda var.)

Yorumlar karışıktı. Çoğu işe yarar diyor ama bazısı da ‘‘daha üzerinde çalışılması lazım...'' yorumunu yapıyordu. Programın fiyatı 49 dolar. Riski üstlendim. Satın aldım.

FİKİR

Amacım şu. Programı bilgisayara yükleyeceğim. Sınıfta ben konuşurken, bilgisayarı açık tutacağım. Bilgisayar söylediklerimi tanıyacak, yazacak. Bir asistan da tahta üzerindeki denklemleri kaleme alıp, sonradan bu yazılara ekleyecek.

Ders bittikten 1-2 ay sonra elimde tüm söylediklerimin bir müsveddesi olacak. Üzerinde bir yıl çalışacağım, bir yayınevine göndereceğim. Üç yıllık işi bir yılda bitireceğim.

Siz de kabul edersiniz ki fikir güzel. Siz dersinizi anlatın, ders sonunda elinizde kitap hazır olsun.

SORUNLAR

Elbette sorunlar var. Bir kere acaba bu program gerçekten de iddia edildiği gibi çalışıyor mu?

İkinci sorun daha da kötü. Yıllardır İngilizce konuşuyorum. Ama Sayın Güneş Taner değilim. İngilizce'de hâlâ aksanım var.

Program iyi bir İngilizce'yi ‘‘anlasa'' bile acaba bizim İngilizce'yi anlayacak mı?

Ayrıca, ders sırasında bir sürü teknik terim de kullanılacak, program bu sözcükleri nasıl tanıyacak?

Anlayacağınız, Nasreddin Hoca'nın ‘‘ya tutursa'' mantığıyla hareket ediyoruz.

İLK DENEME

Neyse programı aldım. Makineye yükledim. Programın nasıl kullanılacağını okumaya başladım. Başlangıcı kolayca geçtikten sonra geldim önemli kısma.

İlk deneyi yapacağız. Ben İngilizce bir şey söyleyeceğim. Bilgisayar ağzımdan çıkanları ‘‘tanıyıp'' yazıya dökecek.

Tek hecelik, kolay bir kelime ile başlayayım dedim. Becerebildiğim en iyi Amerikan aksanı ile bilgisayara eğildim, gayet dikkatli:

‘‘Go'' dedim.

Bilgisayar birkaç saniye çalıştı. Ve yazdı:

‘‘Golf.''

SONUÇ

Fikir iyiydi. Ama sonu çabuk geldi.

Yazarın Tüm Yazıları