Paylaş
Tekrarlayalım. Bu yazı dizisi İnternet'i hiç bilmeyenlere yönelik. Bilenler umarız cehaletimizi affederler.
İnternet'in ne olduğunu anne-babaların ve bunlar arasında da özellikle siyasetçilerin iyi anlaması şart. Çünkü, İnternet olayında henüz tren kaçmış değil. Daha bir iki yıl var.
BİLGİSAYAR VE ‘‘DİSK’’İ
Günümüzde birçok iş zaten bilgisayarla yapılıyor.
Örneğin ben bu yazıyı bilgisayarla yazıyorum. Benim makine yazılan yazıyı alıyor içeride bir ‘‘disk’’ üzerinde saklıyor. Ben ‘‘sil’’ emri verene kadar...
Bu, bir yerde Hürriyet için de doğru. Hürriyet'in her nüshası ilk önce bilgisayarda bir araya getiriliyor. Ekranda düzeltmeler yapılıyor. Oradan baskıya gönderiliyor.
Bankalar da aynı şeyi yapıyorlar. Üniversiteler de. Bütün mevduat hesapları, bilimsel çalışmalar zaten bilgisayar kullanılarak yapılıyor. İMKB, Merkez Bankası, Hazine, Devlet İstatistik Enstitüsü, bunların diğer ülkelerdeki benzerleri... Zaten bilgisayar kullanarak çalışan kurumlar.
Çocuklar günümüzde daha 7-8 yaşında bilgisayar oyunu oynamaya başlıyor. Bir arkadaşından bulduğu veya satın aldığı oyunu tutuyor bilgisayarındaki diske kopyalıyor.
Oyunu zaten bilgisayarında oynuyor.
Herkes, işini zaten bilgisayarla yaptığından, bütün bu bilgiler bilgisayarların ‘‘diski’’nde silinene kadar saklanıyor.
Bu bir.
MÜZİK VE RESİM
Geldik bir seviye yukarısına.
Yeşil renk neden oluşur? Mavi ve sarının karışımından.
Ya kahverengi? Kırmızı ile maviden.
Demek ki, bilgisayara kırmızı, sarı gibi birkaç temel renk verin... Bilgisayar size geri kalan renkleri ‘‘yapabilir.’’ Çünkü bunları belli oranlarda karıştırabilir.
İşte müzik de böyle. Resim de.
Çok popüler bir müzik parçasını bilgisayara yüklemek sanıldığından kolay, çünkü birkaç temel sesi bilgisayara veriyorsunuz, bilgisayara bunları nasıl birleştireceğini anlatan bir ‘‘emir dizisi’’ yüklüyorsunuz. (Buna sesi ‘‘digitize’’ etmek deniyor.)
Benim yazı nasıl diskte duruyorsa, müzik parçası da diske yerleşiyor. Bilgisayarınızın hoparlörü varsa istediğiniz zaman müziği çaldırın.
Resim de öyle. Çocuğunuzun resmini çekin bilgisayara, bunu temel bazı renklerden nasıl bir araya getireceğini anlatan bir ‘‘emir dizisi’’ verin, bilgisayar size istediğiniz anda resmi ekranda göstersin. (Bu da resmi ‘‘digitize’’ etmek.)
Bu ne demek?
SİNEMA VE TELEVİZYON
Eğer bilgisayar müziği, resmi diskinde saklı tutuyorsa, İbrahim Tatlıses'in son CD'sini de tutar, sinemalarda gösterilen yeni bir filmi de...
Kanal D Ana Haber Bülteni'ni de...
Ve elbette burada saymamız için yer olmayan daha başka birçok şeyleri de...
SONUÇ
Şimdi dünyadaki bütün bu bilgisayarların birbiriyle haberleşebildiğini düşünün.
Dünyanın bilmediğiniz bir köşesinde, bilmediğiniz bir disk üzerinde saklı duran bir müzik parçasına, bir resme, bir bilgiye veya finansal piyasaların tümüne evinizden birkaç saniye içinde ulaşabildiğinizi düşünün!
İşte İnternet bu.
Web sayfaları
Herkesin başkasına sunmak istediği bilgileri, müzikleri, resimleri vs... topladığı yere ‘‘Web sayfası’’ diyoruz. Kendinize veya kurumunuza ait bir gazete veya bir dergi sayfası açmış gibisiniz. Ama çok daha esnek. Dünyanın her köşesinden ‘‘görülebilen’’ bir sayfa.
İleride her kurumun, her kişinin bir ‘‘Web sayfası’’ olacak.
Nitekim bizim küçük oğlan da benden önce davranmış, bir ‘‘Web sayfası’’ açmış.
Paylaş