Paylaş
Eline bilgisayar klavyesi değmemiş anne-babalar önümüzdeki bir-iki yıl içinde çocukları için kritik bir karar almak zorundalar. Gerekli araç gereçleri sağlayacaklar. Çocuklarını, İnternet'e yöneltecekler.
Çünkü İnternet'e hazırlık 7-8 yaşta başlayacak. Bu yaştaki bir çocuğun kendi başına karar alması beklenemez. Ayrıca İnternet'e girmek için başta bilgisayar olmak üzere, bazı araç-gereçler gerekli. Bu para da anne ve babaların cebinden çıkacak.
Bu nedenle İnternet olayına ilk önce eline bilgisayar klavyesi almamış anne-babaları inandırmak gerekiyor. (Ayrıca, bu anne-babalar içinde siyasetçiler de var, bürokratlar da, sanayiciler de...)
Bu yazıları İnternet'i bilmeyenler için kaleme alıyoruz. İnternet'i bilenler cehaletimizden dolayı umarız bizi affederler.
LÜKS MÜ?
İnternet bundan 8-9 ay öncesine kadar belki bir eğlence idi. Bir çeşit lükstü.
Ama son aylarda bir sıçrama gösterdi. Yaşamın vazgeçilmez bir parçası olmaya başladı. Şu an için olayın bu yanı ‘‘küçük''. Ama İnternet birkaç yıl sonra günlük yaşantımızda televizyondan, gazetelerden, radyodan, postadan ve daha nice şeylerden daha önemli bir yere yerleşecek.
Bu dünya içinde yerini alamayan bir çocuğun ister istemez ‘‘geri kaldığını'' görebiliriz.
Belki şimdi değil. Ama bir-iki yıl içinde.
YAŞAM
Günlük yaşantınızı düşünün. Yaptığınız bazı şeyler şunlar:
Televizyon seyredersiniz. Gazete okursunuz. Radyo dinlersiniz.
Arkadaşlarınızla sohbet edersiniz. Telefonda konuşursunuz. Sinemaya gidersiniz.
Alışverişe çıkarsınız.
İnternet bunların hepsini yapabileceğiniz bir konuma gelmiş bulunuyor. Bunlardan belki İnternet telefonu, İnternet televizyonu ve İnternet sineması henüz istenilen kalitede değil. Ama var.
Yıllardır görmediğiniz bir yakınınız Almanya'da. Telefonu İnternet vasıtasıyla açın. Saatlerce konuşun. Ve konuşurken de kendisini önünüzdeki ekranda görün.
Ekrandaki resim belki şimdilerde küçük. Yavaş hareket ediyor. Sesin kalitesi düşük. Ama bunlar mümkün. Ve üstelik de neredeyse... bedava.
Bir-iki yıla kalmaz bakın kalite de nasıl değişir.
YATIRIMCI
Yatırımcıysanız bir günde neler yaparsınız?
Piyasaları izlemeye çalışırsınız, hangi bankanın daha yüksek faiz verdiğini araştırırsınız veya dövizin nerede daha ucuz olduğunu öğrenmek istersiniz, biraz hisse senediniz varsa, bunların borsadaki değerinin nasıl oynadığını öğrenmeye çalışırsınız.
Hisse senedi alır, bono satarsınız, dövizde pozisyon açarsınız. Ve repo yaparsınız.
İnternet'le bütün bunları ister Türkiye'de, ister Amerika'da, ister Hong Kong'da yapmak mümkün. Evinizde oturduğunuz yerden. Anında. Ve neredeyse... bedavaya (maliyetler ayrı bir yazının konusu).
GENÇLER
Gençseniz, oyun oynarsınız. Müzik dinlersiniz. Aynı yaştaki gençlerle arkadaş olmaya çalışırsınız.
Üniversite giriş sınavlarına hazırlanabilirsiniz. Veya yarına yetişecek ödeviniz olabilir.
İnternet bunlarda şimdiden vazgeçilmez bir rol oynuyor.
TATSIZLAR
Bir de zaman zaman yaptığımız tatsız işler var.
Taşınacaksınız. Kiralık (veya satılık) bir apartman dairesi arıyorsunuz.
Yeni araba alacaksınız, eskisini satmanız gerek.
Daha iyi bir iş arıyorsunuz. Veya bir işçiye ihtiyacınız var.
Gazetecisiniz. Veya bilim adamı. ‘‘Bilgi'' ile çalışıyorsunuz.
İktisatçısınız, yarım saat önce açıklanmış olan enflasyon verilerinin ne olduğunu öğrenmek istiyorsunuz...
İnternet'e girin.
Örneklerle ele alacağız.
Paylaş