Paylaş
Şaka yapmıyorum. Pazar yazısı vs. ama gerçekten doğru.
Bugünlerde İnternet'e girmeyenin hali yaman.
Hem de çok yaman.
E-MAİL'E GEÇİŞ
Beni telefonla aramaya çalışanları alın.
Baştan başlayayım.
Aslında ben e-mail'e, yani elektronik posta kervanına geç katılanlardanım. Belki bundan on yıl önce de e-mail kullanmıştım, ama günlük işlerde değil. Ender durumlarda. Çaresiz kaldığımda.
Her haberleşmeyi e-mail'e dönüştürmem ancak bir buçuk yıl öncesine dayanıyor. Öyle ki, inanın telefonla iş görmek artık bana pek garip gelmeye başladı.
Beni telefonla aramaya çalışanların halini anlatayım.
HANGİ TELEFON?
3 cep telefon numaram, 5 ofis numaram ve 3 de ev telefonum var.
Türkiye'de ve yabancı ülkelerde...
Birisinin beni bulması için 2 İstanbul ve 9 uluslararası telefon numarası çevirmesi gerekebilir.
Üstelik sonunda ‘‘Derste...’’
‘‘Toplantıda...’’
Veya ayıp değil ya, ‘‘Jet lag'i var. Uyuyor’’ gibi bir cevap alabilir.
Adamcağız, 8 telefon numarası çevirmiş. Ama sonunda ‘‘Nerede olduğu belli değil, mesaj bırakmak istiyor musunuz?’’ Bizim sekreterleri boğazlayacak değil ya... Çaresiz
‘‘Sonra ararım’’ diyor.
CEP'LER
Bazen düşünmeden:
‘‘Cep'lerden arayın hemen bulursunuz’’ diyorum. Ama hangi cep numarasından?
Amerika cep telefonları Avrupa'da ve dünyanın başka bir köşesinde çalışmaz. Hong Kong'a gittiğinizde yanınızda Avrupa cep telefonu götürmeniz gerekiyor.
Avrupa telefonları ise şu an için Amerika'da çalışmaz.
(Dünyanın parasını verip, özel bir telefon alırsanız, Avrupa cep telefon kartını Amerika'da da kullanabiliyorsunuz. Ama sadece New York'ta ve bir de sanırım Washington'da. Ama bu çok pahalı. Ayrıca yolda dolaşırken cebinizde de iki telefon taşımak zorundasınız. Telefon çalınca bir ona, bir buna, hangisi çalıyor diye kulağınıza götürmek zorunda kalacaksınız. Etrafınızdakiler bu adam manyak falan mı diye bakıyorlar. Olacak şey değil.)
Kısacası, beni telefonla arayanların hali yaman.
Oysa e-mail'leri olsa...
Kişinin o an nerede olduğunu, e-mail numarasını bile bilmenize gerek yok.
Bağlanın İnternet'e.
Acele bir ‘‘search’’ yapın. (Yani ‘‘araştırın’’.)
E-mail adresini bulun. İki dakikada mesajı geçin. Mesaj dünyanın neresinde olursanız gidip adamını bulur.
Eğer her iki taraf da İnternet kullanıyorsa...
SONUÇ
E-mail, İnternet'in sadece bir parçası.
Bende evde Reuters var. Türkiye piyasalarındaki gelişmeleri canlı, çalışırken izleyebiliyorum. (Bazen de ders verirken, sınıftaki Reuters'i bizim piyasalara çeviriyor, arada bir göz atıyorum.)
Ama ya seyahat ederken? O zaman da Dow-Jones'un Türkiye İnternet sayfasına giriyorum. Allah'ın dağından bizim piyasalarda ne oluyor, ne bitiyor görebiliyorum.
Üstelik bedava.
Paylaş