IMF ile anlaşılması olumlu, ama...

Salih NEFTÇİ
Haberin Devamı

Aslına bakılırsa ortada henüz bir IMF anlaşması yok. Ayrıca tartışılan anlaşma çeşitlerinin klasik IMF stand-by'ları ile fazla bir benzerliği de bulunmuyor.

Ancak tahmin edildiği gibi, hükümet açıklayacağı programa IMF'den bir çeşit ‘‘olur’’ alacak.

Bu elbette olumlu.

STAND-BY

Klasik IMF stand-by anlaşmaları daha imzalanmadan önce hükümetlerin bazı can acıtıcı tedbirler alması beklenir. Bu tedbirlere hükümetlerin gösterdiği iyi niyet belirtisi olarak bakılır. Kararlı tutumun sürdürüleceği konusunda söz konusu hükümet tavrını koymuş olur.

Stand-by anlaşmasının kendisi de kemer sıkıcı, bankacılık sektörünü güçlendirici, devletin ekonomideki rolünü küçültücü tedbirler içerir, gerekirse bir kur ayarlaması yapılır.

Klasik bir stand-by'ın bu nitelikleri genellikle gereklidir. Ama yine de can acıtıcıdır.

Kemer sıkıcı tedbirler en azından kamu çalışanlarının maaşlarını (kısmen) dondurur. Reel gelirlerini bir miktar düşürür.

Bankacılık sektörünün güçlendirilmesini, devletin küçülmesini gerektiren tedbirler ister istemez çalışanlarda işleri konusunda tedirginlik yaratır.

Kur ayarlaması dövize açık giden kişi ve kurumları vurur.

Türkiye'nin IMF ile bu çeşit klasik bir stand-by anlaşması yapmayacağı anlaşılıyor.

YUMUŞAK PROGRAM

Daha önce de bu köşede değindiğimiz gibi, Türkiye'nin stratejik öneminde son zamanlarda bir ‘‘breakthrough’’ yaşandı. Bir sonuç elde edildi. (Bu büyük çapta Orta Asya ve Hazar petrolleri ile ilgili gelişmelerin sonucunda ortaya çıkmış bir durum.)

Hükümet işte biraz da Türkiye'ye karşı artan bu ilgiden güç alarak, bazı batı ülkelerinin IMF nezdindeki etkilerini kullanabileceklerini ve sonunda da IMF ile yumuşak bir anlaşmaya gidilebileceğini hesaplıyor.

Bunda sert bir anlaşmanın İslamcı kesimlerin işine yarayabileceği gibi yorumların da elbette bir rolü var...

Neticede sert yönleri törpülenmiş yumuşak bir IMF anlaşması ortaya çıkıyor.

DEĞİŞEN KOŞULLAR

IMF ile gidilecek anlaşmanın yumuşak olması, Türkiye'nin siyasi koşulları göz önüne alındığında yanlış değil.

En azından bundan bir ay önceye kadar böyle düşünüyorduk.

Çünkü aceleye getirilmiş ve arkasında gerekli siyasi destek olmayan sert tedbirler hem bir işe yaramayabilir hem de şimdi kurulmuş olan siyasi dengeye zarar verebilirdi.

Oysa yumuşak bir stand-by ile işler seçimlere kadar idare eder, siyasi riski asgariye indirirdi.

Bu yorum şimdi de doğru olabilir.

Ancak, ekonomi yönetimine de Washington'da söylenmiş olabileceği gibi, uluslararası finansal kriz koşulları bir anda değiştirdi.

IMF'yi dahi büyük çapta gafil avladı.

SONUÇ

Bu değişen koşulların somut etkileri şu an için ortada görülmeyebilir.

Ama parametrelerdeki değişikliklerin iktisadi göstergelere girmesi, bu göstergelerin bürokrasi tarafından rakama dökülüp, kamuoyuna açıklanması, zaman alıyor.

Somut etkiler ancak birkaç ay sonra ortaya çıkabilir.

Bu koşullar altında, gidilmekte olan yumuşak anlaşmanın ne kadar yararlı olacağından emin değiliz.

Yazarın Tüm Yazıları