İkinci öykü

Salih NEFTÇİ
Haberin Devamı

Almanya finansal piyasalarını en geç serbestleştiren Avrupa ülkelerinden birisidir. Daha bundan 10 yıl önceye kadar para piyasası işlemlerinden vergi alınır, bono tutan bankalara munzam karşılık zorunluluğu getirilirdi.

Hatta mevduat sertifikası gibi enstrümanların piyasaya sürülmesi bile son zamanlara kadar yasaklanmıştı.

Açığa satış yasal değildi.

Yasak. Vergi. Yüksek maliyetler. Ve yakın takibe alınan oyuncular.

Kısacası, Almanya finans kesimine karşı çok muhafazakâr diyebileceğimiz politikalar izlerdi.

Sonra ne oldu?

LONDRA'YA DOSTUM

Evet okurlar sanırız artık soruyu kolaylıkla yanıtlayacaklardır.

Almanya içeride hangi işlemleri engellemeye çalıştıysa o işlemler hızla Londra'ya kaymaya başlar.

LIFFE örneğini alalım. Londra'nın ünlü vadeli işlemler borsası.

LIFFE 1982 yılında kurulur. Ama en başarılı adımları birkaç yıl sonra atar. 1988'de uzun vadeli Alman bonolarında vadeli işlemler başlatır. Bir yıl sonra da ünlü EuroMark forward'larını piyasaya sürer. Piyasanın yüzde 70'ini ele geçirir.

Örneğin 1993 yılında LIFFE'da yapılan 135 milyar dolarlık işlemin 12 milyar doları Alman bonoları, 45 milyar doları da vadeli EuroMark işlemlerini kapsıyordu.

Olaya bakın. İşlem gören ürünler Alman. Ama yer İngiltere. Piyasa İngilizlerin. Parayı kazanan İngilizler. İş bulan, İngiliz gençleri...

Çünkü Almanya benzer işlemleri ülkesinde yasaklamış veya maliyetini artıran kararlar almış.

Bunu yapınca da bütün bu işlemler Londra'ya gitmiş.

ALINAN DERS

Ama Batılılar akılcı insanlar.

Bir süre sonra finansal enstrümanları yasaklamakla bu enstrümanları ortadan kaldırmadıklarını, sadece başka ülkelere kaydırdıklarını görüyorlar. Yeni iş imkânlarının, yeni yatırımların, yeni becerilerin hemen sınır ötesine gittiğini fark ediyorlar.

Almanya'da böyle oldu.

Alman hükümeti bir dizi finansal reforma girişti. Amaç Londra'ya kaptırılan iş hacmini geri almaktı.

Bu çaba ilginç bir gelişme nedeniyle biraz başarılı da oldu. Çünkü Almanya finansal piyasalarda engelleri kaldırırken vadeli işlemler piyasasını tamamen elektronik hale getirmişti.

LIFFE ise elektronik işleme geçmekte geç kaldı. Maliyet avantajı azaldı.

Böylece Almanya son aylarda vadeli bono işlemlerinin yüzde 70'ini Frankfurt'a çekmeyi başardı.

Ancak vadeli EuroMark işlemlerinde piyasanın yüzde 70'i halen de Londra'da.

SONUÇ

Bu yazıda finansal piyasalarda yasakçılık zihniyetinin nereye gideceğini gösteren ikinci öyküyü ele aldık.

Piyasalar bir kere kaptırıldıktan sonraki pişmanlığın, girişilen reformların fazla etkili olmadığını gördük.

Bir üçüncü öykümüz daha var.













Yazarın Tüm Yazıları