Paylaş
Salı günü yapılan ihalede Hazine yüzde 32 faizle TÜFEx bonoları sattı.
Bu faiz enflasyondan sonra yatırımcının elinde kalacak olan oran. İskontolu bonoların faizi ile kıyaslamak için buna enflasyonu dahil edersek, birinci üç aylık dönemin nominal net yıllık faizi yüzde 133 civarına gelir.
TÜFEx'lerin net faizine bir de kesilen stopajdan dolayı geri alınabilecek miktarı ekleyin, yüzde 150 civarında bir nominal faiz bulunur. (Bireysel yatırımcılar için bu mümkün değil. Ama şirketlerin önemli bir kısmı nominal faize bu şekilde bakabilir.)
Üstelik bu kâğıtların enflasyon ve devalüasyon riski de sınırlı.
Kısacası son satılan TÜFEx'ler getiri ve risk açısından iskontolu bonolardan daha avantajlı. Gerçek vadeleri de bir yıldan biraz fazla.
Önümüzdeki aylarda Hazine'nin işte bu avantajlara ihtiyacı olacak.
HAZİNE'NİN ZORLUKLARI
Hazine önümüzdeki üç ayı epeyi zorlu geçireceğe benziyor.
Bunun başlıca üç (yeni) nedeni var:
Uluslararası finansal kriz Türkiye benzeri ekonomilerin dış borçlanmasını ciddi biçimde zorlaştırdı. (Bazı Asya ülkelerinin dış borçlarını ödeyemez duruma düşebilecekleri konuşuluyor. Böyle bir gelişme olursa, Türkiye'nin dış borçlanması daha da yavaşlayacaktır.) Hazine uluslararası piyasalardan toplayamadığı kaynakları iç piyasadan borçlanma zorunda kalabilir.
İstikrar paketi gecikiyor. IMF anlaşması ileri bir tarihe atıldı. Ayrıca ekonomi yönetimine bir tereddüt hâkim. Böyle durumlar yatırımcıları tedirgin eder, ihalelere yüklü gitmelerini engeller. Katılım düşer.
Yılın ilk ayları genellikle mevsimlik olarak kamu gelirlerinin düşük olduğu bir dönemdir. Ama aynı zamanda Hazine'nin büyük itfaları da bu aylara yığılmıştır. Bu kâğıtlar ağırlıklı olarak bazı kurumlardadır. İçinde bulunduğumuz ortamda bu kurumlar biraz likid hale gelmek isteyebilirler.
Bunlar bir yanda iç borçlanma ihtiyacının artacağını, diğer yanda da ihalelere gelecek talebin azalabileceğini gösteriyor.
Hazine bu zorlukları nasıl aşabilir?
TÜFEx'LER Kolay değil.
Bizim görebildiğimiz kadarıyla Hazine'nin izleyebileceği bir yol bundan sonra ağırlıklı olarak TÜFEx'lere yüklenmek.
Bu kâğıtların riski nispeten daha düşük.
Getirileri de evvelsi gün görüldüğü gibi oldukça çekici.
Koşullar olumsuz da olsa, TÜFEx'lere talep gelebilir. Sistem bu kâğıtları daha iyi tanır, bunların nasıl fiyatlandırılacağını, nasıl repolanacağını öğrenirse, bu daha da kolaylaşır.
Bu arada elinde büyük bono portföyü tutan bazı kurumlar da piyasaya girip düzenleyici bir ‘‘market maker’’ rolü oynayabilirler.
Unutmayalım ki Hazine en azından bu kurumları ihalelere çekip itfası gelen paralarını yeniden kâğıda yatırmalarını sağlama zorunda.
Bu gelişmeler yaşanırsa bireysel yatırımcılar da TÜFEx'lere bir miktar ilgi gösterebilirler.
SONUÇ
Bu açıdan baktığımızda bundan sonra TÜFEx veya benzeri bonoların biraz daha ön plana çıktığını görebiliriz.
Bono piyasasında ağırlık bir süre sonra bu enstrümanlara geçebilir.
Hazine'nin ilk işi şimdi bu kâğıtların ‘‘striplenmesini’’ gerçekleştirmek olmalı.
Paylaş