Paylaş
Gidiş'ten kastımız siyaset, ekonomi ve finansal piyasalardaki orta vadeli gelişmeler.
Orta vade derken de önümüzdeki bir yıla bakıyoruz.
Genel gidişi şöyle görüyoruz:
SİYASET
Önümüzdeki bir yıl süresince ‘‘bizim kanattaki’’ siyasetçiler Türkiye'nin temel sorunlarından kopuk, kendi dünyalarında yaşamaya devam edecekler diye düşünüyoruz. Aralarındaki kişisel (ve kısır) çekişmeler süreceğe benziyor.
Liderler galiba değişmeyecek.
Bu arada, Fazilet veya ‘‘Refah kanadı’’ gelişmesini sürdürecek ve büyük bir olasılıkla bir süre sonra daha dinamik bir lider kadrosuna sahip olacak.
Erken seçim geciktikçe, yapılması daha da zorlaşacak. Çünkü şimdiki hükümet her gün biraz daha oy kaybedeceğe benziyor.
Ama erken seçimin gerekli olduğu da herkes tarafından kabullenilecek.
EKONOMİ
Ekonomide Asya krizinin etkileri şimdiden az da olsa hissedilmeye başlandı. Ama bunlar henüz rakamlara yansımadı. Önümüzdeki 1 yıl içinde bu ortaya çıkacak diye hesaplıyoruz. Makyajlı veya makyajsız.
Önemli parametrelerden, büyüme yavaşlayacak, enflasyon temmuz ayında hızla inecek ama sonra eski seviyelerine stabilize olacak, hatta bir miktar yukarı gidecek.
Faizler ve finansal piyasalarda alışkın olduğumuz hesaplar devam edecek. Yabancılar önümüzdeki aylarda bono piyasasında aktif olacaklar. Eylül gibi de çıkacaklar.
Sonbaharda yeniden kamu zamları gündeme gelmiş olacak.
Kuşkusuz, hayat devam edecek. Çünkü unutmayalım, yaz da geliyor. Ama bütün bu kargaşa içinde... Başkaları ileri giderken Türkiye'nin yerinde saydığı hissi de sanırız güçlenecek.
Böyle bir durumda hangi konuları ele almak gerekiyor?
Neleri, ne zaman yazmak daha doğru?
Elbette günlük yazı yazmanın bir gereği, piyasalardaki gelişmeleri en kısa zamanda yorumlamak ve gerekli tahminleri bir an önce okurlara ulaştırmak. Bunu yapmaya devam edeceğiz.
Önemli olan diğer konular.
Asya krizini ve dış ticarette yaşanacakları tartışmak için vakit henüz erken.
Çok erken.
Bunu aylar sonraya bırakmayı düşünüyoruz.
Açık pozisyon olayına gelince... Bunu ‘‘önce’’ değil, ‘‘sonra’’ tartışacağız. Bu, kişisel bir karar. Okurlara duyuralım.
Büyüme ve sade vatandaşın karşılaştığı zorluklar, maaşlar... Ve bu arada hükümetin alacağı tedbirler. Bunları tartışmak için de biraz beklemek gerekiyor. Büyüme hızının nereye gittiği sanırız birkaç aydan önce anlaşılmayacak.
Enflasyondaki düşüş ilginç, ama sınırlı. Çünkü yapısal önlemler alınmadı. Konuya elbette değineceğiz. Ama olayın, uzun vadeli etkisini değil, piyasalar açısından kısa vadeli önemini tartışacağız.
Bunu da belki bir an önce yapmak gerekiyor.
Ancak ilk değinmek istediğimiz konu siyaset.
GELECEK YAZILAR
Gelecek cuma ve cumartesi günleri siyaset sahnesine yönelik iki yazı yazmayı planladık.
Bu yazıları önceden duyuruyoruz, çünkü siyaset sahnesi üzerinde epeyi düşündük. Dışarıdaki havayı hesaba kattık.
Cuma günkü yazıda Türkiye siyasetinde bilinen, ama artık tehlikeli olmaya başlayan bir soruna değineceğiz.
Cumartesi günkü yazı Sayın Mesut Yılmaz'la ilgili. Sayın Yılmaz ne yaparsa siyasetin önünü açabilir? Bazı düşündüklerimiz var.
Paylaş