Gençlere yönelik (II)

Salih NEFTÇİ
Haberin Devamı

İktisat ve finansta iş durumları

Benzer bir yazı dizisini bundan bir süre önce kaleme almıştık. Bu dizide o zamandan bu yana yaşanan yeni gelişmeleri özetleyeceğiz.

Bugünkü yazı iktisat ve finansta iş piyasasının durumu üzerine.

Yarın, bu piyasaya girmek isteyen gençlerin kendilerini nasıl hazırlayabileceklerini tartışacağız.

Üçüncü yazı da iktisat ve finansta alınan maaşlar.

Yazı dizisi dış piyasaya en az piyasa kadar ağırlık verecek.

DEĞİŞEN DENGE

İlk önce dışarıdan başlayalım.

Finans birkaç yıl önceye kadar iktisat adını verdiğimiz mesleğin bir parçası olarak görülürdü. İş piyasasının büyüklüğü bakımından da önce iktisat gelir, onu finans izlerdi. Kabaca, iktisat alanında iş bulan her 10 kişi için finansta 2 kişi yer bulurdu.

Bizim gördüğümüz, bu dengenin son zamanlarda hızla değişmeye devam ettiği yönünde. İktisatta iş bulan her 10 kişi için son zamanlarda ya doğrudan veya dolaylı olarak 8 kişinin finansla ilgili iş bulduğunu görüyoruz. Elbette bu bizim kişisel izlenimlerimizden elde ettiğimiz bir rakam. Ama kaba istatistikler de benzer bir duruma işaret ediyor.

Diğer bir deyimle iktisat ile finans arasındaki denge değişmiş durumda.

Peki benzer bir durum Türkiye için de geçerli mi?

Burada istatistikler, objektif ölçüler daha az. Ancak bizim gözlemimiz, bu durumun Türkiye'de de geçerliliğini koruduğu yönünde. İktisat ve benzeri bir eğitimden geçmiş kişilerin ağırlıklı olarak bankacılık ve finans sektöründe iş bulduklarını düşünüyoruz.

Bir önemli farkla.

FARKLILIK

Yurtdışında iktisat ve finans eğitimleri artık yavaş yavaş birbirinden uzaklaşıyor. Değişik akademik departmanlar kuruluyor.

Ama Türkiye'de finans kesiminin ihtiyacı olan elemanlar halen de iktisat bölümlerinden geliyor.

Çünkü ayrı finans bölümleri Türkiye'deki üniversiteler için halen de yeni bir olgu. Bu nedenle Türkiye'de iktisatçıların iş buldukları sektör belki Amerika'dan da daha ağırlıklı olarak finans sektörü. (Avrupa bu konuda Türkiye ile Amerika arasında ortalama bir yerde.)

Örneğin, Türkiye'de büyük miktarda iktisatçı istihdam eden üniversiteler ve bürokrasi artık eskisi kadar önemli değil. (Burada görece bir kıyaslama söz konusu. İktisat arzına kıyasla, kaç kişinin bürokraside iş bulduğunu dile getirmek istiyoruz.)

Üniversiteler ve bürokrasinin mali gücü eskisine kıyasla çok daha sınırlı. Bilindiği gibi bütçenin büyük bir kısmı artık faize gidiyor. Ayrıca bürokrasi ve üniversitelerde reel ücretler de düşmüş durumda.

Gelelim Türkiye sanayi sektörüne. Sanayiciler henüz profesyonel iktisatçılardan oluşturulmuş araştırma bölümlerinin gerekliliğine tam olarak inanmış değiller. Onların da talepleri sınırlı.

Kala kala gelişmesini sürdüren finans sektörü kalıyor.

Türkiye'de ayrı finans departmanları olmadığından iktisat eğitiminden geçmiş gençler bugünlerde daha da ağırlıklı olarak finans sektörüne yöneliyor.

DIŞARIDA

Benzer bir trend Amerika ve Avrupa için de doğru.

Örneğin Amerika'nın büyük üniversitelerinde eskiden iktisat ve finans doktorası yapmış olan gençler toplam olarak baktığımızda ağırlıklı olarak üniversiteler ve bürokraside iş bulurdu.

Oysa geçen yıl büyük üniversitelerden doktorasını alan son grup, büyük çapta finans sektörüne yöneldi.

Bizim izlenimimiz şöyle. Avrupa'da iş piyasasına çıkan her 10 iktisat ve finans mevzuundan en az yarısı finans kesiminde veya ilgili bir alanda iş buluyor.













Yazarın Tüm Yazıları