Ekonomide durgunluk var mı?

Salih NEFTÇİ
Haberin Devamı

Ekonominin ciddi bir durgunluğa girdiği şeklindeki bazı yorumlar okuyoruz.

Daha da ısrarlı olup;

‘‘Piyasalarda yaprak kımıldamadığını’’ söyleyenler de var.

Tartışalım.

ŞAŞIRTICI BÜYÜME

Yüzde 15-25 arasında gidip gelen bir reel faiz ortamında, dışarıda olumsuz koşullar varken Türkiye ekonomisinin nasıl olup da yüzde 8 civarında büyüdüğü bizce açıklanması kolay olmayan bir durumdu.

‘‘Geçicidir’’ diye düşünürken büyüme devam da etti.

Bazı açıklamalar getirebilsek de biz yine de olayı tatmin edici bir şekilde anlayabilmiş değiliz. Yeteri kadar zamanımız olsa bu ilginç olayın üzerinde daha fazla duracağız. Daha derinlemesine düşünüp, rakamlara daha detaylı bakacağız. Ama zaman yok. Verilere birkaç saat bakmakla da ortaya yeterli bir açıklama çıkmıyor.

Soruyu bu gerçeği koyarak soralım:

Ekonomi gerçekten de büyük bir durgunluğa mı giriyor?

ASYA KRİZİ

Asya krizinin piyasalarda talebi düşürücü bazı etkileri olduğu kuşkusuz.

İster istemez ihracat olumsuz etkilenecek. Yani içeride üretilen bazı ürünlere olan dış talep bir miktar düşecek. Öte yandan ithalat artacak. Bundan kaçınmak imânsız.

Güzel bir örnek demir-çelik sektörü. İhracatın bu önemli kaleminde ciddi bir düşüş var.

Diğer bir örnek değişik koşulların etkisinde olsa da, turizm sektörü...

Demek ki bazı sektörlerde bir sıkıntı var.

Ama sektörel sıkıntılar her zaman mümkün. Genel bir talep daralması var mı?

BÜTÇE

Bazı hatırlatmalar yapalım.

Bütçenin ele alınışına belli bir ciddiyet geldi. Ama bütçe açığını yaratan temel nedenlerde radikal bir reforma gidilmiş değil. Marjinal olumlu etkiler var. Ancak bunların bütçe açığı üzerindeki etkisi sınırlı, ayrıca bunlar genel bir talep daralması yaratacak güçte de değiller.

Memur zamlarını alın. Memura verilen yüzde 32'lik zam enflasyonla neredeyse başa baş. Talep daralması yaratacak bir olay hiç değil.

Demek ki ekonomideki bir duraklamanın kamu maliyesinden kaynaklanan herhangi bir nedenini göremiyoruz.

FAİZLER

Bir de faizlere bakalım. Faizler son aylarda hızla indi.

Likidite bollaştı.

Hızla inen nominal ve daha da önemlisi reel faiz dönemlerinde gerçekten de bir talep daralmasından söz edebilir miyiz?

Reel faizleri tüketici enflasyonu beklentileri ile hesapladığınızda, ki doğrusu budur, karşımızda sıfır veya negatif olan bir değişken buluyoruz.

Bono faizleri yerine kredi faizlerini kullanırsak, uzun zamandan beri ilk kez bu kadar düşük bir reel faiz oranı ile karşı karşıya olduğumuz görülür.

SONUÇ

Basında büyük durgunluk diye yorumlanan gelişmelerde bir gerçek payı var. Bazı sektörlerde zorluklar bulunuyor.

Ama genel bir talep azalması en azından şu an için gündemde değil.













Yazarın Tüm Yazıları