Paylaş
İster siyasetçi ister bürokrat olsun ekonomi yönetiminde yetenekli, ciddi kişiler var.
Örneğin Sayın Dinçmen'in Hazine müsteşarlığına alınmasını olumlu bir gelişme. (Basında çıkan ve olası isimlerle ilgili ilk spekülasyonları duyduğumuzda biraz kaygılanmıştık. Atama bu spekülasyonların doğru olmadığını gösterdi.) Ekonomi yönetiminde doğru yönde atılan adımlar, takdir edilmesi gereken çabalar da görülmüyor değil.
Ancak bu adımlar kamuoyunda birbirinden kopuk oldukları izlenimini uyandırıyor. Yapılanlar belli hedeflere odaklaşmış gibi görünmüyor.
Ayrıca neresinden bakılırsa bakılsın, ağırlaşacağını düşündüğümüz ekonomik koşullar karşısında ‘‘yetersiz’’ kalındığı da bir gerçek.
Akla ister istemez:
‘‘Ekonomi başıboş mu kalıyor?’’ sorusu geliyor.
Bu doğru olmayabilir. Ama verilen izlenim bu yönde. İzlenimler de piyasalar açısından önemli.
VERGİ KONUSU
İki somut örnek verelim.
Birincisi menkul kıymet gelirlerine getirileceği söylenen vergiler.
Biz vergi konusunda uzman değiliz. Bu gibi karmaşık bir konuda detaylara inen bir analiz yapmanın kendi açımızdan çok riskli olduğunu düşünüyoruz.
Ancak bir konuda fazla şüphemiz yok. Menkul kıymet gelirlerinin vergilendirilmesi hangi ekonomide olursa olsun piyasalardan tepki görür. Tepkiler genelde sınırlı kalır. Ama bazen de etkileri beklenenden çok daha sert olur... Özellikle kaynağı belirsiz paraları yıllardır kullanmakta fazla bir sakınca görmeyen ekonomilerde.
Bu gibi bir kararın genel ekonomik denge üzerindeki etkileri doğru hesaplandı mı? Bu kararın uygulanma aşamasında önemli bazı yan etkiler ortaya çıkabilir mi?
Bizi ilgilendiren bu soruların cevaplarından çok bu soruları genel bir makro ekonomik çerçeve içinde kimin, hangi politikacı veya hangi bürokratın ele aldığı ve bunun sorumluluğunu üstlendiği.
Gördüğümüz kadarıyla bu belirsiz.
KİT ZAMLARI
İkinci örnek, KİT zamlarını dondurma konusunda.
Bu tartışma genel makro ekonomik politikalardan kopuk bir şekilde ortaya atıldı. Beklenmedik bir boyut kazandı ve hükümeti belki de istemediği bazı konularda angaje etti.
Burada da açıklamaları yapanları biliyoruz. Ama olayın genel denge içindeki rolünü inceleyen, kararı bir çerçeve içine oturtan bir kişi veya kurum olup olmadığını, varsa bunun kim olduğunu bilemiyoruz.
SONUÇ
Yapılanlar ters teperse, ekonomide dolayısıyla da piyasalarda dengeleri bozarsa bundan kimi sorumlu tutacağız?
Kime:
‘‘Yanlış yaptınız. Sorumlusu sizsiniz!’’ diyeceğiz?
Atılan adımların birbirleriyle çelişkili olup olmadığını veya beklenmedik yan etkilere neden olup olmayacaklarını kim kontrol ediyor?
Sayın Taner'in, Sayın Çelebi'nin, Sayın Temizel'in, bazı bürokratların elbette belli bir güçleri var. Kendi alanlarında etkililer.
Ancak ekonominin başında olan kişinin kim olduğu Sayın Eğilmez'in istifasından sonra daha da belirsiz.
Piyasalar açısından tedirgin edici bir durum.
Paylaş