Döviz pozisyonları ve Uzakdoğu paraları

Salih NEFTÇİ
Haberin Devamı

Hükümetin günlük devalüasyon politikası piyasalarda konuşulan önemli konulardan birisi.

Bazı yorumlarda günlük devalüasyon oranının enflasyona kıyasla biraz azalacağı ve böylelikle döviz açıklarının özendirileceği dile getiriliyor.

Bu yorumlara biz de katılıyoruz.

Böyle bir politikanın ne kadar devam edebileceğini tartışacağız.

BANKACILIK SİSTEMİ

Gecelik faizler yüksek seyrediyor. Mevduat faizlerinde de artışlar var. Bonoda da.

Enflasyonla birlikte, faizlerin bundan sonra da yukarı gitmesi şaşırtıcı olmamalı.

Böyle durumlarda bankalar genelde zarar yazmaya başlarlar (likit olanlar hariç).

Ama devalüasyon oranının göreli olarak yavaşlaması, bankacılık sisteminin açık pozisyondan elde ettiği kârların artmasına yardım edecektir. Bu da bankaların zararını bir miktar azaltacaktır.

Ekonomi yönetimi, bir yanda faiz politikasını değiştirirken, diğer yanda da bunun etkilerini hafifletmek isteyebilir. Bu arada yeni hükümetle birlikte bankaların yurtdışından borçlanmalarının biraz kolaylaşmış olduğu düşünülebilir. Döviz girişlerini de artıracağı düşüncesiyle, devalüasyon oranı enflasyona kıyasla daha düşük seyredebilir.

Bu mümkündür.

Ama ancak 4-5 aylık bir süre için.

UZAKDOĞU

Geçen pazar önemli bir konuya değinmiştik.

Tayland, Hong Kong, Malezya, Endonezya gibi dinamik Uzakdoğu ülkeleri paralarını dolara endekslemişlerdi.

Dolar 1.45'lerden 1.80'lerin üzerine çıkınca, bu ülkelerin paraları da, Avrupa paralarına kıyasla yüzde 20'den fazla değerlendi.

Benzer bir ‘‘aşırı değerlenme’’ Türkiye'nin çok daha yakınındaki Çek Cumhuriyeti ve Polonya'da da yaşandı.

Sonuçta, bu ülkelerin ihraç malları Avrupa'da en az yüzde 20 daha pahalı hale geldi.

Türkiye ise parasının değerini dolar ve marktan oluşan sepete göre ayarlıyordu. Dolardaki artışın ancak yarısı ihraç mallarına yansıdı.

Türkiye'nin ihraç malları Çek Cumhuriyeti, Polonya, Tayland, Malezya, Endonezya vs. gibi ülkelerin ürünlerine karşı hatırı sayılır bir rekabet avantajı elde etti.

İhracat kısmen de bu nedenle 1997'nin ilk yarısında ve özellikle son aylarda ciddi bir artış gösterdi.

SON DEVALÜASYONLAR

Ama bu koşullar şimdi tersine dönüyor.

Tayland'dan başlayan bir devalüasyonlar zinciri, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Endonezya, Malezya paralarının değerini aniden düşürdü.

Örneğin Tayland parası Baht yüzde 20'den fazla değer kaybetti.

Paranın dolar karşısındaki değeri düşünce ihraç mallarını dışarıda daha ucuza satabiliyorsunuz.

Son haftalarda yaşanan devalüasyonlar da Türkiye ihraç mallarının son zamanlarda yakalamış olduğu (göreli) rekabet avantajını bir anda tersine çevirdi.

SONUÇ

Kur politikası böyle gitse bile Türkiye, 4-5 ay sonra ihracatta zorlu bir döneme girecek.

Buna ilaveten, günlük devalüasyon enflasyona kıyasla yavaşlatılırsa, TL değerlenecek. İhraç mallarının rekabet gücü daha da azalacak.

Bu nedenle gecelik devalüasyonun enflasyona kıyasla aşağı çekilmesi ‘‘ancak kısa bir süre için mümkün’’ diyoruz.

Hesaplar buna göre yapılmalı.

Yazarın Tüm Yazıları