Paylaş
Yapısal önlemlerin alınmadığı durumlarda da piyasalar iyimserlik dönemlerinden geçebiliyor.
Buna daha önceleri de tanık olmuştuk. Mevsimlik koşulların olumlu olduğu nisan-temmuz aylarında piyasalara iyimser bir psikoloji hâkim olabiliyor. Bu sene mevsimlik iyimserliğe özelleştirmeden gelen olumlu haberler de eklendi. Siyaset sahnesinde bir diyalog gündeme geldi.
Şu an için daha çok ‘‘geçici’’ diyebileceğimiz nedenlerden kaynaklanan bu iyimserlik, bir süre daha devam edeceğe benziyor. İnişli çıkışlı da olsa Borsa'da ve bono piyasasında ibre yukarı diyebiliriz.
Ama çok ciddi riskleri unutmamak kaydıyla...
Bu risklerden birisi Wall Street'te her geçen gün şişen balon.
Bir diğeri ise, Kıta Çin'inin devalüasyona gitmesi.
Bu risk, Türkiye piyasaları açısından çok önemli. Her yatırımcı tarafından dikkatle izlenmeli.
YAŞANANLAR
Bilindiği gibi Tayland, Malezya, Güney Kore, Filipinler ve Endonezya paraları son aylarda yüzde 20 ila yüzde 50 arasında değer kaybetti.
Güçlü ekonomilere sahip Tayvan ve Singapur'da aynı oranda olmamakla birlikte, hatırı sayılır devalüasyonlara gittiler.
Japon Yeni değer yitiriyor.
Sonuçta bu Asya ülkelerinin ihraç malları önemli oranda ucuzlamış oluyor. Ciddi bir rekabet avantajı yakalanıyor.
Kısa vadeli olumsuzluklar bir kere atlatıldıktan sonra, bu ülkeler ihracatlarını hızla artıracaklar.
İşte bütün bunlar yaşanırken, parasının değerini değiştirmeyen tek büyük oyuncu olarak Çin kaldı.
EVVELSİ GÜNKÜ GELİŞMELER
Çin'li yetkililer, devalüasyona gitmeyeceklerini defalarca tekrarladılarsa da, inandırıcı olmakta zorlandılar.
Nitekim uluslararası finansal kurumlar halen de Çin'in sonunda devalüasyon yapmak zorunda kalacağını hesaplıyor. (Biz de bu görüşe katılıyoruz.)
Bütün mesele bunun ne zaman olacağı.
1998'in ikinci yarısından önce fazla bir tehlike yok diye düşünülüyordu. Son günlerde bu konudaki tedirginlik arttı.
Bir nedeni, evvelsi gün Çin Merkez Bankası'ndan önemli bir yetkilinin ‘‘Çin devalüasyon yapmak zorunda kalabilir’’ şeklindeki görüşleriydi. Yetkili bu konudaki baskıların 1998'in ikinci yarısından sonra artacağını düşünüyordu.
Forward'lara bakıldığında da önümüzdeki 6-7 ay içinde yüzde 10'luk bir devalüasyon olasılığı görülüyor.
Bir gazete makalesinde dile getirilen bu görüş, ciddiye alınmalı diye düşünüyoruz.
SONUÇ
Çin'in devalüasyona gitmesi Brezilya ve Rusya piyasalarını bir anda altüst edecektir. Türkiye piyasalarının da bundan ciddi biçimde etkilenmesi şaşırtıcı olmamalıdır.
Burada ‘‘iyi haber’’ diyebileceğimiz bir şey, Çin'in devalüasyona gitmesi durumunda bunu bir gecelik yüksek boyutlu bir kur ayarlaması şeklinde değil, Çin parasında yumuşak bir iniş şeklinde gerçekleştirmesi.
Çin'lilerin yaklaşımını iyi tanıyoruz. Yumuşak bir ayarlamayı tercih edeceklerini düşünüyoruz.
Garanti değil, ama yine de yüksek bir olasılık.
Elbette şu an için bir tehlike yok diyebiliriz. Ama çok dikkatle izlenmesi gereken bir durum.
Paylaş