Paylaş
Ekonomide alınan sert temmuz ayı tedbirleri, yerini sanırız daha yumuşak bir politikaya bırakıyor.
‘‘Durumu idare etme’’ diye adlandırabileceğimiz bir döneme giriyoruz.
‘‘Önemlice’’ diyebileceğimiz bazı düzenlemelerle birlikte...
BAŞLANGIÇ
Ekonomi yönetimi işe sert diyebileceğimiz tedbirlerle başlamıştı. Bunların başında elbette zamlar vardı. Ama faizlerin yukarı çekilmesi, bankaların fonlama maliyetlerini gündemin alt sıralarına itmek de, sistemi ilk başta bir miktar sarstı.
Oysa kapsamlı bir reform programına başlamadan hassas dengelerde birkaç sert tedbir almak kolay değil.
Bir kaza çıkabilir.
Tepkiler siyasetçilere geri adım attırabilir. Ayrıca enflasyon da düşmez. Bozuk dengeler düzelmez.
Temmuz ayında ‘‘bir kaza çıkmadan seçimlere kadar ekonomiyi götürmek, bu arada bazı küçük düzeltmeler yapmanın’’ ciddiye alınması gereken bir seçenek olduğunu belirtmiştik.
YENİ POLİTİKA
Son günlerde tanık olduğumuz uygulamalar bu yönde.
İç borçlanma kısıldı. Zamlar durduruldu. Dengeleri sarsıcı kararlar daha temkinli ele alınmaya başlandı.
Bankacılık sektörüne daha çok kulak verilir oldu.
DÜZELTMELER
Ama bir çeşit geri adım diyebileceğimiz bu politika ile Çiller dönemi uygulamaları arasında önemlice haklar da yok değil.
Bir kere manipülasyon ve içeriden bilgi konusunda şimdiki yönetimin daha duyarlı olduğu doğru. ‘‘İçeriden bilgi’’ varsa bile bu eskiden basında okuduğumuz sistematik uygulamalardan çok farklı. Münferit bazı olaylar olabilir. Bu da zaten dünyanın her köşesinde var.
Çiller dönemi ile ikinci farklılık açık pozisyon konusunda. 1996 başından, geçen temmuz ayına kadar geçen süre içinde bankacılık sistemi yine açık pozisyon taşıdı. Ama bu açık pozisyonun boyutu daha düşüktü.
Eskiden 7 milyar dolar civarında tahmin ettiğimiz açık pozisyon, şimdi 10 milyar doları aşmış olabilir. (Elbette bu rakamın içine ‘‘off shore’’dan alınan pozisyonları da katıyoruz. Sanırız açık pozisyon büyüğü de off shore'da.)
Dış borçlanmadan ve diğer yurtdışı kredilerden gelecek kaynakların kamuoyuna duyurulması da bu konudaki gelişmelere yardım etti.
ÖZELLEŞTİRME
Daha önceki hükümet dönemiyle bir üçüncü farklılık özelleştirmede görülebilir.
‘‘Görülebilir’’ diyoruz, çünkü bir sonuç için vakit henüz erken. Ama bizim tahminimiz, şimdiki ekonomi yönetiminin özelleştirmede daha başarılı bir performans sergileyeceği.
Bu tahmini yeni hükümetin ‘‘dürüstlük’’ konusunda daha inandırıcı olması yanında, Sayın Taner'in ve özelleştirme yönetiminin daha dinamik bir yapıya sahip olmasına dayandırıyoruz.
Bu kayda değer bir gelişme. Ama dediğimiz gibi, kesin bir şey söylemek için bazı sonuçları bekleyeceğiz.
SONUÇ
Enflasyona verilen şok konusunda henüz her şey söylenmiş değil. Eylül ayı enflasyon rakamları burada kritik bir rol oynayacak. (Buna ayrıca değineceğiz.)
Ama bir kaza çıkmadan küçük düzeltmelerle bir seçime gitmek daha önce de dediğimiz gibi en doğrusu.
Seçilen yol da galiba bu.
Paylaş