Bir Brezilya-Türkiye kıyaslaması

Salih NEFTÇİ
Haberin Devamı

Bu köşenin okurlarını iki günlüğüne Türkiye piyasaları ve Türkiye siyasetinden çok farklı bir konuya çekeceğim.

Bu yazıyı Brezilya'nın Sao Paulo Kenti'nden yazıyorum. Buralara gelişimi, burada gördüklerimi ve Türkiye ile yaptığım kıyaslamaları okurlara aktarmak istedim.

Konunun finansal piyasalardaki oyuncular açısından da ilginç bir yönü var. Benim de hiç beklemediğim bir olay, ama Sao Paulo bizim piyasalardaki profesyonellere sanıldığı kadar uzak değil.

Sadece kronik enflasyon, finansal kriz vs. gibi benzerlikleri kastetmiyorum.

Bizim bono trader'ları, önümüzdeki aylarda ekranda anlamakta zorluk çektikleri bazı hareketler görürlerse, bunun hemen Londra'daki yabancılar tarafından sahneye konan bir strateji olduğunu düşünmesinler. Çünkü...

Neyse, konuya baştan başlayalım.

BREZİLYA PROFESYONELLERİ

‘‘Brezilya finansal profesyonellerine bir dizi seminer vermeni istiyoruz. Kaç para istersin?’’

Brezilya mı?.. Sapa.

New York'tan direkt 9 saatlik uçak yolculuğu. Hem de (bence) anlamsız bir yöne. Bu aralar fazla vaktim de yok. Ayrıca ‘‘Adamlar fakir, kaç para verebilirler ki?’’ ‘‘Tehlikeli mi acaba?’’ gibi peşin fikirler de var.

Ama telefondaki ses konuşmayı sürdürünce, tamaha kapılmışım:

‘‘Peki dedim gelirim. Zaten Rio'nun çok güzel bir şehir olduğu da söyleniyor...’’

Telefondaki ses bir an durakladı...

‘‘Kusura bakma Neftçi... Brezilya finansal piyasaları Rio'da değil, Sao Paulo'da.’’

‘‘Küçük şehir, çekilmez şimdi’’ diye düşünürken adamın teklifini kabul etmişim.

Sao Paulo Havaalanı, Atatürk Havalimanı'ndan çok daha ileride. İtalya veya İspanya havaalanları seviyesinde. İlk işim etrafa bakmak oldu. Fakir yok.

Beni karşılayan, semineri organize eden şirketin sorumlusu. Bir Japon. Brezilya'da iki milyon civarında Japon göçmen olduğunu daha önce duymuştum. Şaşırmadım.

Korka korka sordum: ‘‘Sao Paulo da Rio gibi büyük bir şehir mi?’’

Japon, ‘‘Sao Paulo'nun nüfusu 12 milyondur, Rio 6-7 milyon’’ dedi.

Daha fazla saçmalamamak için bizim Japon'a zararsız bir soru sordum:

‘‘Sao Paulo'da çok Japon varmış galiba...’’

Bizim Japon sorudan hoşlanmadı: ‘‘Ben Brezilyalıyım. Japon değilim.’’

Garip.

ÖNEMLİ BİR ÖZELLİĞİ

Sonradan adama Japonya ile ilgili her soru sorduğumda aynı garip duyguyu hissettim.

Adam gerçekten de kendisini Brezilyalı olarak görüyordu. Ve inanmayacaksınız, bununla iftihar ediyordu. Bir yanda zengin, düzenli Japonya, diğer yanda Brezilya... Ama bizim Japon, samimi olarak Brezilyalı olmayı yeğliyor.

Kısa zaman sonra bunun Brezilya'nın çok ilginç (ve hoş) bir özelliği olduğunu görüyorsunuz.

Brezilyalılar çok değişik ırklardan, değişik kökenlerden oluşuyor. Zencisi var, beyazı var, Japon'u var, Arap'ı var...

Ama bütün bu adamlar içten birer Brezilyalı. Birbirlerine karşı hiçbir peşin fikirleri yok.

SAO PAULO

Sao Paulo'lular ‘‘sert’’ değil... Yumuşak, arkadaş canlısı insanlar.

Sao Paulo'nun kendisi bazı yönlerden İstanbul'dan çok ileri, ama bazı yönlerden de geri.

Sao Paulo'nun bizden çok ileri olduğu bir yer ise finansal piyasaları. Yarın.













Yazarın Tüm Yazıları