Bir başka değişiklik

Salih NEFTÇİ
Haberin Devamı

Bazı ciddi bürokratların, iktisadi sorunlara sistematik yaklaşımını önemli bir değişiklik olarak gördüğümüzü defalarca vurguladık. Enflasyon sorununu çözümler veya çözümlemez. Dediğimiz gibi orası ayrı bir konu. Ama her sorunu çözümlemenin bir ilk adımı var.

Burada da ilk adım ilk önce hangi çizginin izleneceğini saptamak. İlkeleri koymak. Ve bunda ısrarlı olmak.

Ankara'daki bir ‘‘iyileşme’’ burada. Çiller döneminin inanılmaz gayrı ciddiyeti ile kıyaslandığında insana şaşırtıcı bir ferahlık veriyor.

(Aslında bir yerde bu rehavete sevk edici bir ferahlık. Çünkü sorunlar çözümlenmiş değil, ağır maliyetler ödenmiş değil. İşin güç tarafı henüz başlamadı.)

Bugün benzer bir başka değişikliğe işaret etmek istiyoruz.

MORAL POMPALAMAK

Çiller döneminin bizi en çok rahatsız eden uygulamalarından birisi kullanılan dil idi.

Ekonomiden sorumlu bakanlar genelde gidişin ‘‘kötü’’ olduğunu kabullenmek istemezlerdi.

Yaklaşım şöyleydi.

‘‘Geçmişten çok kötü sorunlar devraldık. Ama işler şimdi çok iyi. Bol döviz giriyor. Enflasyon düşüyor. Bütçe açığı kapanıyor. Borsa yukarı gidecek. Bol para kazanılacak. İşçi memnun olacak. Köylü memnun olacak. Vs. vs...’’

Bir de buna Çiller'in artık iyi bilinen söylemi eklenirdi.

‘‘Atılım dönemi...’’ ‘‘Büyük reformlar...’’, ‘‘Özelleştirme devrimi...’’ (Bu ‘‘devrim’’ Meclis'ten geçtiğinde sanırım milletvekillerine aşure partisi gibi bir şeyler verilmişti. Televizyonlarda bu büyük ‘‘atılım’’ı izlemiştik. İki yıl önce miydi? Yoksa, üç yıl mı?)

Kısacası Çiller döneminde gelecekte karşı karşıya kalınacak sorunlar, ekonomi yönetimince genelde ağza alınmaz, işlerin sadece olumlu yönü pompalanırdı.

Şimdi bazı bakanlarca kullanılan dil çok farklı.

Sayın Güneş Taner'i hatırlatmamıza lüzum yok. Enflasyon yüzde 100'e gidecek dedi. Kendisine kızıldı.

Hükümetin ilk günlerinde alınan bazı kararlar (bizce) yanlıştı. Ama bu söylenen bir doğruyu yansıtıyordu.

Enflasyonun yüzde 100'e gitmesi Sayın Taner'i sevindirmesi gereken bir şey değil ki, kalksın bunu söylesin. O da moral pompalayabilirdi.

‘‘Enflasyon yıl sonunda yüzde 80'de kalacak diyebilirdi.’’

Ama altı ay sonra da mahçup olurdu.

Neyse biz Sayın Taner'i bir kenara bırakalım. Özellikleri kamuoyunca biliniyor.

SAYIN TEMİZEL

Maliye Bakanı Sayın Zekeriya Temizel'in yaptığı açıklamaları bir süredir izliyoruz.

Olumsuzlukları hiç çarpıtmadan, sorunları hiç küçültülmeden, olayları gayet objektif bir dille tartışıyor.

Geçmişi kötülemiyor. Geleceğe yönelik moral de pompalamıyor. Profesyonel bir dil kullanıyor.

İşler kötüye gidecekse, bunu söylüyor. Ama dramatik bir havada değil. Kimseyi korkutmak istemediği ortada. Kimseyi kandırmak istemediği de belli.

Sadece sorunlar neyse, onları kamuoyuna duyuruyor.

SONUÇ

Elbette siyasette vatandaşa moral verecek konuşmalar da gerek. Ama bunu Türkiye'de yapmaya gönüllü çok siyasetçi var.

Şimdiye kadar olmayan olayları profesyonel bir gerçekçilikle ele alan hükümet üyeleri idi.

Bir başka ferahlatıcı değişiklik.

Sanırız yıllar süren moral pompalamadan sonra şimdi seçmen de bu değişikliğin farkında.

Yazarın Tüm Yazıları