Paylaş
Robert Barro, benim çok takdir ettiğim bir iktisatçıdır. Bu benim kişisel bir tercihim. Pazar yazısı olduğundan kaleme almanın zararı yok.
Bu haftaki Business Week Dergisi'nde Barro'nun bir makalesi yayınlandı.
Konu, piyasaların ‘‘güzelliğe’’ verdiği prim idi.
AH ESKİ HOSTESLER!
Barro yazısına havayolu şirketlerinden bir örnekle başlıyor.
Eskiden Amerika'da hosteslerin ‘‘güzel’’ olduğunu, ama devletin müdahalesi sonunda bunun değiştiğini, güzel denemeyecek bayanların, erkeklerin artık büyük bir çoğunluk oluşturduğunu yazıyor.
Yolcuların bu durumdan zararlı çıktığını ileri sürüyor.
Bir şirketin ‘‘güzelliğe prim vermesi iktisaden yanlış değil’’ diyor.
YAŞANANLAR
Gerçekten de Amerikan havayolu şirketleri, eskiden hosteslerin bayan olmasını isterler ve bir yaş haddi getirirlerdi. Güzel, çekici veya bakımlı olmayan işe alınmazdı. Bir gün çalışanlar ‘‘yeter’’ dediler. Havayollarının ayrımcılık yaptığını öne sürerek mahkemede dava açtılar.
Kazandılar.
Kısıtlamalar kaldırıldı.
Barro işte devletin bu konuya el atmış olmasını eleştiriyor.
‘‘Güzellik, önemli’’ diyor. Eğer piyasa güzelliğe prim vermek istiyorsa, bırakın versin. Tüketici, karşısında bakımsız birisini göreceğine, güzel birisini görmek istiyorsa, bırakın bunun bir primi olsun.
Yani, daha hassas şekliyle söyleyeyim:
‘‘Her bakıma aynı olan iki kişiden güzel olanı, daha yüksek maaş alsın.’’ Barro böyle diyor.
MANTIĞI
Denebilir ki güzellik Allah vergisi. Bir kişi şanslı ise niçin daha çok para kazansın?
Barro'nun mantığı şöyle. Soruyor.
Peki, zeki olan daha çok para kazanmalı mı?
Evet.
İyi ama zekâ da Allah vergisi değil mi? Zeki olan kişi de şanslı değil mi?
‘‘Güzellik de bunun gibi’’ diyor Barro.
FARKLI BAKIŞ
Doğrusunu söyleyeyim. Barro benden (çok) daha iyi iktisatçı. Ama benim seyahat tecrübem Barro'nunkini birkaç kez katlar. Konuya bir başka boyut getirmeye çalışayım.
Güzel hostesle karşılaştım. Çirkin hostesle uçtum.
Hostes gördüm, neredeyse donakaldım. Adate bir artist. Pardon, bir model. Ama aynı nedenden dolayı da yolculara karşı ilgisiz. Anlaşılan ya her saniye ‘‘güzelim’’ diye düşünüyor veya yolcuların aşırı ilgisinden bıkmış. Bir bardak su isteyin, neredeyse dayak yiyeceksiniz. Bu açıdan bakınca, Barro haksız gibi görünüyor.
Ama çirkin hostesler de gördüm. Neredeyse şoke oldum. Çirkinse işini daha mı iyi yapıyor? Hayır. Hayatından bezmiş. Bir soru sorun veya bir istekte bulunun, bakın başınıza neler neler geliyor. Dikkatli düşünürseniz, Barro yine haksız.
SONUÇ
Peki piyasa kime prim vermeli? Güzel'e mi?
Benim görüşüm şöyle:
Bir uçak yolculuğu yapıyorsanız en iyi servisi size normal hostes veriyor. Kadın veya erkek...
Yeter ki normal bir insan olsun.
Paylaş