Paylaş
‘’ABD duvar örmekle, İngiltere Brexit sonrası vergilerle uğraşırken, Çin 20-30 yıl sonra yapay zekâ, robotiks, yenilenebilir enerjide dünya lideri olma yolunda ilerliyor.’’
‘’Çin’de herkes kendi şirketini kurup, zengin olmanın hayalini kuruyor. Gördüğüm en kapitalist ülke’’
‘’Çin halkı çok milliyetçi! Dünyanın en güzel ülkesinin kendi ülkeleri olduğunu düşünüyorlar. Herkes kendini çok şanslı hissediyor! ‘Binlerce yıl dünyanın en ileri milletiydik. Birkaç yüzyıl ara verdik. Şimdi tekrar olduğumuz yere, dünyanın liderliğine dönüyoruz’ diyorlar …’’
‘’Eğer bir müteahhit yeni büyük bir bina yapacaksa, yerel yönetim o binada yapay zekâ teknolojisinin kullanılmasını zorunlu kılıyor. Bu şekilde en ücra yerel şehirlerde bile yapay zekâ yatırımları yapılıyor.’’
‘’Çin bir grup mühendis tarafından yönetiliyor. Sürekli olarak kendini optimize eden bir devlet yapısı var. ABD avukatlar tarafından yönetiliyor ve hali ortada.’’
‘’Çin’de sadece devleti eleştirdiğinizde başınız derde girer. Onun dışında kimse kılınıza dokunmaz.’’
Bunları Sophia isimli ünlü robotu yaratan Hanson şirketinin eski bilim adamı, mühendisi ve araştırmacısı Brezilya asıllı Amerikalı Ben Goertzel söylüyor. (Sophia robotun Mayıs ayı başında kovid-19 konusunda Stanford’lu bir araştırmacıyla yaptığı mülakatı yazının sonunda görebilirsiniz) Goertzel Çinli bir hanımla evlenip Çin’e yerleşmiş. Uzunca bir süredir Çin’de yaşıyor. Bir yabancı olarak Çin’i yakından gözlemleme imkânı bulmuş.
Özellikle yapay zekâ teknolojilerinin Çin’de yerel olarak nasıl geliştiğini anlamaya çalışırken verdiği mülakatlardan biri oldukça ilgimi çekti.
Hatta bu duyduklarımı Beijing’de yaşayan Çinli bir sınıf arkadaşıma da sordum.
‘’Evet, hepsi doğru. Burada genelde insanlar mutlu. Ve gerçekten milliyetçi. Geleceğe nasıl daha güçlü Çin olarak gireceğimizi düşünüyor sanki tüm halk’’ diyordu arkadaşım.
---
2017 yılında Çin devleti AIDP’ı yayınladı. (Yapay Zekâ Kalkınma Planı)
O tarihten bu yana tüm değerlendirmeler bu planın yukardan aşağıya uygulanan bir plan olduğunu belirtiyordu. Yani merkezi hükümetin bütçesi ve planlamaları çerçevesinde gerçekleşen bir plan.
Ancak son dönemde yapılan gözlemler gösteriyor ki, bu doğru değil.
Çin 2030 yılında dünyanın yapay zekâ lideri olmak için yola çıktı. 150 Milyar dolarlık bir hedef koydu.
2017 yılından bu yana yapay zekâ teknolojisi ülke çapında konuşulur hale getirildi.
Yerelde ise çok daha enteresan adımlar atılıyor.
Merkezi yönetimin yapay zekada liderlik hedefinin ardından 20 eyaletten 30 yapay zekâ politika duyurusu yapıldı.
Yerel yönetimler, yerel üniversite ve büyük (ülke çapında) ve yerel KOBİ’lerle bir araya gelerek kümelenmeler oluşturmaya başladı. Bu kümelenme veya ekosistem olarak tanımlayabileceğimiz yapılar yerel yapay zekâ politikalarını hayata geçiren platformlar haline dönüştü.
Özellikle Beijing, Şangay ve Şenzen gibi 3 şehir yapay zekâ projelerinin yüzde 70’ine ev sahipliği yaparken, ikinci sınıf şehirlerden Hangzhou ve Hefei’ninde yapay zekâ da çok iddialı merkezlere dönüştüğü görülüyor.
Beijing yapay zekada yüzde 43’lük bir paya sahip,
Şangay yüzde 15,
Şenzen yüzde 12’lik paya sahip.
Beijing Şubat 2019’da Yapay Zekâ İnovasyon ve Kalkınma Pilot Zonu’nu hayata geçirdi. Bu merkez hem akademik hem de ticari takımlara açık bir platform olarak planlandı. Bu merkez bünyesinde çok sayıda AR-GE merkezi barındırıyor; açık veri merkezi, Beijing Yapay Zekâ Akademisi bunlardan sadece ikisi. Sadece teknoloji değil, yapay zekanın sosyal ve etik tarafları da araştırma yapılan alanlar arasında. Bu pilot merkez öylesine büyük ilgi gördü ki Şangay Mayıs 2019’da kendi merkezini açtı hemen.
2023 yılına kadar aynı pilot merkezden 18 tane daha, ülkenin farklı köşelerinde hayata geçecek.
---
Özellikle hızlı hareket edebilen girişimci bir devlet yapısının ulusal politikalarını makro kaldıraçlarla desteklenmesi gerekiyor. Çin bunu yerel yönetimleri motive ederek ve onları yerel makro kaldıraç olarak kullanarak başarıyor.
Goertzel’in konuşmasında ilgimi çeken bir diğer kısım ise Çin’in ne kadar milliyetçi olduğuydu.
Türkiye’de sık sık ‘’milliyetçilik bir hezeyandır’’ gibi argümanlar duyuyoruz.
Milliyetçilik kötü ise neden Çin sürekli olarak milliyetçilik tohumları ekiyor kendi ülkesinde?
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk bunu çok net görmüş ve 1930 yılında şu sözleri söylemişti:
‘’Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda ve milletlerarası temas ve ilişkilerde, bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla bir uyum içinde yürümekle beraber, Türk toplumunun özel karakterini ve başlı başına bağımsız kişiliğini korumaktır.’’
Ülkemizde yapay zekâ konusunda atılan adımlar var.
Ancak daha fazlası yapılabilir. Yapılmalıdır.
Anadolu’da çok başarılı üniversiteler var. Özellikle bilimsel çalışma üretebilen üniversiteler. Yerel yönetimler makro kaldıraç olarak harekete geçirilmeli ve bu başarılı üniversitelerle beraber yapay zekâ ve 5G gibi derin teknoloji alanlarında toplumsal bir hareket başlatılmalıdır.
--
LİNK: Sophia’nın Mayıs başlarında Stanford Üniversitesinden bir araştırmacıyla kovid-19 konusunu konuştuğu 6 dakikalık mülakat ilginizi çekebilir
Paylaş