Paylaş
12 – 15 yaşlarında hayatı sorgulayıp anlamaya çalıştığı o en zor ergenlik döneminde, evde bulduğu derin felsefe kitaplarını karıştırmaya başlar. Nietzsche veya Schopenhauer gibi felsefeciler ona çok karanlık ve negatif gelir. Hatta bir noktada her şey anlamını yitirmeye başlar gibi olur … Karşısına Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi isimli pozitif bir bilim kurgu romanı çıkar.
Bu kitap o genç adama doğru soruların doğru cevaplardan daha önemli olduğunu öğretir.
Bu genç daha sonra lise yıllarını büyük insanların yaptığı büyük keşiflerin hayaliyle geçirir.
Büyük hayalleri ve derin merakı olan birçok genç gibi üniversitede okumaya karar verdiği bölüm fiziktir.
O genç adam bugün dünyanın en heyecanlı projelerine, büyük maddi ve manevi riskler alarak imza atan Elon Musk’dan başkası değil.
Çocuk Musk, ilgi alanına giren kitap ve ortamlara erişimi sayesinde doğru sorularla, doğru hayalleri kurabilmiş bir girişimci bugün.
Musk’ın sürpriz Ankara ve Anıtkabir ziyareti ve sosyal medya paylaşımları ülkemizde onu daha bilinir hale getirdi. Doğrusu iki yıl önce Musk gibi Güney Afrika kökenli olup artık Amerika’da yaşayan Ashlee Vance tarafından yazılan Elon Musk biyografisini okuduğumda, acaba çocukluğunda Atatürk’ün hayatını okumuş olabilir mi diye merak etmiştim. Zira Atatürk bilimi içselleştirmiş bir deha, “Bilime göre İnsan” (Büchner), “Geleceğin Toplumu” (Grave) gibi kitaplar, okuduğu kitaplar listesinde karşımıza çıkıyor. Anıtkabir ziyareti sonrası sosyal medya paylaşımları Musk’ın Atatürk’ü gençliğinde okumuş olabileceği konusunda beni haklı çıkarmıyor mu?
Musk geçtiğimiz hafta tasarımında mermiden esinlenerek yola çıktıkları Semi Truck’ı tanıttı. 2019 yılında piyasaya sürülecek olan 0-100 kilometre hızlanmayı 5 saniyede gerçekleştirebilen bu kamyonlar için şimdiden beş bin dolar vererek sipariş için sıraya girmek mümkün.
Yeni nesil teknolojistler nasıl yetişecek?
Musk örneği bize gösteriyor ki, insanların çocukluk ve erken gençlik dönemlerinde bilim ve teknoloji ile haşır neşir olmaları gerekiyor.
İşte bu yüzden STEM eğitimi çok sağlam bir kök ve başarılı bir gelecek sağlıyor. “Stem” kelimesi İngilizce kök anlamına geliyor. STEM Science (Fen), Technology (Teknoloji), Engineering (Mühendislik) ve Mathematics (Matematik) kelimelerinin birleşiminden oluşuyor.
Çocuk ve gençlerin ayrıca bilim ve teknolojiye devletin ve toplumun odaklandığını görmesi ve hissetmesi de gerekiyor.
Bilim ve teknolojiyi deneyimleyebilecekleri ortamlar oluşturmamız önemli. Resmini gördüğünüz ODTÜ Bilim ve Teknoloji müzesi ülkemizdeki nadir örneklerden biridir.
Bildiğim kadarıyla benzer çalışmalar Kayseri, Bursa ve İzmir’de gerçekleştiriliyor. Ancak bunlar yeterli değil.
81 vilayette gerçek anlamda bilim ve teknoloji merkez ve müzeleri ile gençlerin bilim ve teknoloji ile erken yaşlarda tanışmasını sağlamamız gerekiyor. Ayrıca yerel yöneticiler bilim ve teknoloji fuarı etkinliklerini şehirlerinde geleneksel hale getirebilirler.
Başbakan Binali Yıldırım’ın “Fakülteler açılırken, sanki üzerinde yeterince düşünülmemiş” sözü gerçekten çok yerinde söylenmiş biz söz. Zira burada bahsi geçen bilim ve teknoloji müzeleri ve fuar etkinliklerinin de yeterince düşünülüp, planlanarak yapılması, hem ülkemizin gençlerini doğru şekilde eğitmek hem de ülkemizin gelirlerinin doğru kullanılması adına önemli değil midir?
Yerel yöneticiler heyecanla yüksek kaliteli bilim ve teknoloji projeleri geliştirerek şehirlerinin unutulmaz yöneticileri arasına isimlerini yazdırabilirler.
*
Geçen hafta İngiltere’nin Manchester şehrinde bulunan Manchester Bilim Müzesi Siemens ile 3 yıllık bir anlaşma yaptığını duyurdu. Bu anlaşma çerçevesinde sürekli değişen toplam 20 bilimsel ve teknoloji gösterisi gerçekleşecek müzede. Hedef kitle 7-14 yaş arasındaki gençler ve aileleri. İngiltere özellikle Brexit kararı sonrası STEM eğitimine büyük önem veriyor. Bilgisayar Bilimleri öğretmenlerinin eğitimi için 100 Milyon Pound bir bütçe ayırdılar.
Türkiye’de TÜSİAD başkanı Erol Bilecik bu konu üzerinde büyük önemle duruyor. 2023 yılında 34 milyon istihdamın 3,5 milyon kadarının STEM istihdamı olması bekleniyor.
Öyleyse ülkemizin ve vatandaşlarımızın milli refahı için çocuklarımızın bilim ve teknolojiyi içselleştirmesini sağlamalıyız. Devlet bu yönde adımlar atarak topluma örnek olabilir, değil mi?
Paylaş