Dönüşüm

Geçen hafta 300,000 kişiyi 6000 gün boyunca yönetmiş bir lider geleneksel bir holdingi nasıl bir start up ruhuna kavuşturduğunu yazdı. Yazdıklarını okurken hem şu anda Stanford Üniversitesi için çalıştığım proje hem de millet olarak geçirdiğimiz büyük dönüşümü düşündüm.

Haberin Devamı

Bu dönüşümlerin hepsinde ortak bir özellik var.

Dönüşüm var olanla sağlanamıyor!

Var olan, dönüşüm için gerekli ivmeyi sağlayamıyor.

Var olanın değişmesi veya ciddi anlamda zenginleştirilmesi gerekiyor.

Yaklaşık 120 yıl önce insanlık var olanla dönüşüme gitmeyi denedi.

Elektrikli motor icat edildiğinde buhar motoru ile çalışan çok katlı fabrikalar hemen harekete geçti. Buhar motorları fabrikaların ortasına yerleştirilmiş devasa yapılardı. Bu motor yüzlerce farklı antenle üretim bantlarına enerji veriyordu. 

Birçok fabrika buhar motorunu hızlıca söküp yerine elektrikle çalışan motoru yerleştirerek dönüşümü gerçekleştirdiğini düşündü.

Bu bir değişimdi, dönüşüm değildi. Ve ancak ihmal edilebilir bir fark yaratmıştı.

Elektrikli motorların getirdiği yüksek verimi, bu fabrikalar 30 yıl sonra 1920’lerde gerçek dönüşümü sağlayarak tecrübe edebildi.

**

Haberin Devamı

11 Eylül olaylarından sadece 4 gün önce General Electric’in (GE) CEO koltuğuna oturdu Jeff Immelt. 2001 yılında GE, 1892’de kurulmuş geleneksel bir holdingdi.

Son 16 yıl içinde GE çok büyük bir dönüşüm yaşadı.

Bloomberg Business ve New York Times geçen yıl tam bu günlerde o geleneksel holding şirketinin artık 124 yaşında bir start up gibi davrandığını yazdı.

Peki bu nasıl oldu?

2009 yılından itibaren Immelt bütün dikkatini hızla yayılan yazılım teknolojilerine vermeye başladı. Silikon Vadisindeki girişimci ve yatırımcılarla sürekli bir araya geldi. Onların gelecek vizyonunu anlamaya çalıştı.

2011 yılında Silikon Vadisinde GE kendine ait büyük bir yazılım geliştirme merkezi açtı.

Immelt’in hedefi 2020 itibarıyla GE’yi en büyük on yazılım şirketi arasına sokmaktı. GE endüstriyel işletmelerin motoru olacak işletim sistemlerini hazırlıyor Silikon Vadisinde.

Immelt geçen hafta şunu yazmış:
“Ne zaman büyük bir değişime odaklansak bunu bir ölüm kalım savaşı olarak gördüm. Dönüşümü ancak eğer takımınıza bu psikolojiyi transfer edebilirseniz gerçekleştirebilirsiniz.”

Immelt’in en çok değer verdiği yöneticilerinden Beth Comstock ile Kasım ayında Silikon Vadisi’nde bir toplantıda bir araya geleceğim. GE’nin dönüşümü konusunda anlayıp ders alabileceğimiz daha birçok konuyu konuşma imkanım olacak kendisi ile.

Haberin Devamı

Dönüşüm

Stanford Üniversitesi için bir araştırma projesi üzerinde çalışıyorum şu anda.

Proje 1990’ların başında kurulan bir teknoloji şirketinin 2015 yılından bu yana üzerinde çalıştığı dönüşümü analiz etmek üzerine.

Bu şirket 2009’a kadar çok hızlı büyümüş. 2009’da iş başına gelen CEO şirkete sağlam bir yol haritası çıkaramadığından ve gelişmekte olan trendleri anlayamadığından, şirket 2009 yılında duraklama dönemine girmiş. Yaklaşık altı yıl aynı takım değişik çareler arasa da bu şirketin hissesi 150 dolardan 30 dolarlara kadar düşmüş. Binlerce kişi işinden olmuş.

Dönüşümün var olanla gerçekleşemeyeceğini bilen yönetim kurulu 2015 yılında yeni bir CEO atamış. Bu CEO ivedilikle var olan takımı değiştirmiş; daha yüksek bir ivme edinerek,  dönüşümü başlatmış. Şirketin dijitalleşen yol haritasına katkıda bulunamayacaklarla yolları hemen ayrılmış. Bu yol haritasını sahiplenecek bir takım oluşturulmuş.

Haberin Devamı

Bu öyle böyle bir dönüşüm değil. Tek bir ürün grubu olan şirket yapısı birden fazla ürünlerin olduğu bir yapıya dönüşüyor. Ve en son teknoloji trendlerini kullanarak uzun dönemli bir yol haritası çıkarıyor.

Şu anda bu şirket küresel markalarla anlaşmalarını teker teker açıklıyor. Ve büyük veriden bahsettiğimiz bu dönemde veri yönetimi alanında tek otorite haline gelmeye büyük aday.

Görüleceği üzere var olanla değil yeni bir anlayış ve takımla kazanılan ivme ile ancak dönüşüm gerçekleşmiş bu şirkette de.

**

Yarın 30 Ağustos, Türk Milleti’nin yaşadığı büyük dönüşümün yıl dönümü.

Atatürk büyük taarruzun başlama tarihi olarak, Türklere Anadolu’nun kapılarını açan Malazgirt Savaşı’nın tarihi olan 26 Ağustos’u seçti.

Haberin Devamı

Bu, Atatürk’ün ne kadar derin bir tarih bilincine sahip olduğunu ortaya koymuyor mu?

Dönüşüm

Ben bizzat annemin büyükannesinden, 1919’da İtalyanların nasıl yavaş yavaş sahillere gelmeye başladığını, sonraki aylarda işgalci güçlerin mahallelerdeki karakollarını duyarak büyümüştüm. Hatice ninem o zamanlar 15-16 yaşlarında bir çocukmuş. Her anlatışında yüzünde o yılların dehşetini hissederdim.

İşte bu zor günlerde yüzyılın dehası Mustafa Kemal Atatürk, ülkeyi işgal altına düşüren koşullar ve yapının içinden sıyrılarak, büyük bir ivme ile Türk Milletine hak ettiği bağımsızlığı kazandırdı ve modern bir ulus devlet olan Türkiye Cumhuriyetini kurdu.

Atatürk Hayatta en hakiki mürşit ilimdir sözüyle adeta yeni devletin hangi temeller üzerinde yükselmesi gerektiğini de ilan etmiş oldu.

Haberin Devamı

1916-1922 yılları arasında İngiltere Başbakanı olan David Lloyd George Türk Kurtuluş Zaferi ertesinde şu konuşmayı yapmıştı: 

“İnsanlık tarihinde birkaç yüzyılda bir dahi çıkabiliyor. Şu talihsizliğimize bakınız ki bu yüzyılda dahi Türkler arasından çıktı!”

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları