Paylaş
İki yılın sonunda Zhou orta öğretim sınavında %85 seviyesinde yüksek bir başarı kaydetti.
***
Bugünlerde bilmem farkında mısınız ama enteresan bir trend söz konusu. Herkes teknoloji konuşuyor. Teknoloji öğreten okullar kuruluyor. Milli öncelikli teknoloji alanları belirlenmeye çalışılıyor. Elini taşın altına koymak için sabırsızlananlar var. Peki kimin, ne için elini taşın altına koyması gerekiyor?
Dijital ekonomi, dijital vergiler gibi uygulamalar hızla gündeme geldikçe ve günlük hayatın parçası oldukça, dijital ekonomi daha detaylı irdelenir hale geldi ve geliyor.
Dünyanın değişik köşelerinde büyük yatırımcıların bir kısmı derin teknolojilere yatırım yapmayı konuşuyor. Altyapı problemlerini bizim çözmemiz gerekiyor diyorlar. Ancak kimse kalkıp elini taşın altına koyamıyor. 23 Nisan’da bu köşede yer verdiğimiz Genom projesi gibi gerçekten altyapısal karaktere sahip derin teknolojiler bunlar.
Bu durumda derin teknoloji kavramından ne anlamamız gerektiğini tartışmanın yararlı olacağına inanıyorum.
Bilgi ve iletişim teknolojilerinde “venture capitalist” olarak bilinen yatırımcı firmalar teknolojiye yatırım yapmaz. Bu firmalar teknolojinin ortaya koyduğu ticari iş modellerine yatırım yapar.
Örneğin 5G veya yapay zekâ gibi derin teknoloji araştırmasına VC ve benzeri yatırımcıların destek olmasını bekleyemeyiz. Bu çalışmalar çok daha büyük kaynaklar ve uzun dönemli bir vizyon gerektirir.
Yukarıda bahsettiğimiz Squirrel AI firması Çin devletinin son on yıllardır yapay zekâ altyapısına yaptığı yatırımların bir meyvesidir. Squirrel AI bugün 180 milyon dolar yatırım almış, 1 Milyar Dolar pazar değerlemesine ulaşmış, Çin içinde 2000’den fazla okulda var olan bir firma.
Eğitim sektöründe yapay zekâ herkesin konuştuğu ama Çin’in hızla ilerlediği bir alan. Squirrel AI bu konuda çalışan tek Çinli firma değil.
***
Derin teknoloji, derin altyapı problemlerini çözer. Ticari problemler değildir amaç.
Teknoloji tam olarak inovasyon anlamına gelmez aslında.
Startuplar da teknoloji üretiminden uzaktır.
Startuplar teknolojiyi kullanarak yeni iş modelleri geliştirirler ve hızlı ticari sonuçlar elde etmek için çalışırlar.
Startup şirketleri arge yapmazlar, yapamazlar. Çünkü onların amacı teknoloji keşfetmek değildir. Teknoloji zaten devlet tarafından veya büyük şirketler tarafından ortaya konmuştur. Teknoloji neredeyse bedava olarak kullanılmaya hazırdır. Bugünün açık yazılım dalgasını düşünün.
Ar-Ge önemli. Ancak sadece büyük teknoloji şirketleri için önemlidir. Startup için Ar-Ge bir anlam taşımaz. Ar-Ge devlet tarafından veya büyük teknoloji firmaları tarafından gerçekleştirilir.
Türkiye’de bizim büyük teknoloji firmalarımız yok.
Maalesef.
Ar-Ge’nin devlet tarafından belirlenen öncelikli alanlarda tüm paydaşlarla ortaya konulması önemli. Öncelikli alan gerçekten öncelikli olmalı. Uzun bir öncelikli alanlar listesi ile yol almak mümkün değildir.
Bugün ABD’de Soğuk Savaş yıllarında ordunun geliştirdiği teknolojilerle hız kazanan bilgi ve iletişim teknolojilerinin ortaya koyduğu global teknoloji şirketleri kapsamlı Ar-Ge çalışmaları ile yeni açılımlar yapmaya devam ediyor. Örneğin Facebook veri merkezlerinde büyük gelişme kaydetti. Google yeni gelir kaynakları yaratmak için otonom araba Ar-Ge’sine çok büyük yatırımlar yapıyor.
VC olarak tanımlanan ve yeni girişimlere yatırım yapan yatırımcıların risk iştahı oldukça kısıtlı. Aynı anda birden fazla risk alamazlar. Yani hem teknoloji için Ar-Ge, hem de teknolojinin ortaya koyacağı iş modelinin keşfine hiçbir yatırımcının sıcak bakmayacağını kestirmek zor değil.
Zaten ülkemizde girişim ekosistemi çok gelişmiş değil ve VC sayısı oldukça düşük.
Biyoteknolojide durum biraz daha farklı. Burada yatırımcılar doğrudan teknoloji Ar-Ge’sine yatırım yapabilir zira Ar-Ge sonunda ortaya çıkma ihtimali olan sonuç doğrudan pazara inebilir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinde ise Ar-Ge sonucu ulaşılan teknolojinin hala başarılı bir iş modelini keşfetmesi gerekir.
Yazılım dünyayı yiyor sözü son on yıla damgasını vurdu. Aslında yazılım derin teknoloji sayesinde dünyayı yiyebiliyor. Derin teknoloji yoksa, dünyayı yiyebilecek yazılımlarınız da olamaz.
Çin son 40 yıldır ve hala derin teknolojiye büyük yatırımlar gerçekleştirdi ve gerçekleştirmeye de devam ediyor. Elde ettiği cari fazlayı yoğunlukla teknoloji altyapısına harcadı. Tabii bir de kimsenin kullanmadığı gereksiz fiziksel altyapıya ama bu bizim konumuz değil.
Milli teknoloji devlerini yarattı. Alibaba, Huawei, Baidu vs. Ve bugün Çin devleti aynı hızda 5G, 6G ve yapay zekâ gibi derin teknolojilerde de aynı motivasyonla ilerliyor. Belirlenen derin teknoloji alanlarında çalışan Ar-Ge takımları devlet kurumları ile iç içe çalışıyor. Son bir yıldır yaşanan teknoloji savaşları neticesinde bugün yarı iletken (semi conductor) üretimini millileştirmek için attıkları adımlar da aynı şekilde derin teknolojilere yatırımla dışa bağımlılığı azaltmaya yönelik.
Öte yandan AB derin teknolojilere yatırım yapıyor ancak ticari kazanım elde etmekte zorlanıyor. Bu teknolojiler entelektüel anlamda ve ar-ge bağlamında belki de en çok AB’de konuşuluyor. AB’nin kendi teknoloji devleri yok. Ortaya koyduğu teknolojiyi ticari kazanımlara dönüştüremiyor. Pazara indiremiyor. Sıkıntı ciddi. Bu sebepledir ki dijital vergiler Fransa ve İngiltere’de hızla gündeme geldi.
Silikon vadisi ekosistemi ise venture capitalist ve başarılı girişimcilerden oluşan son derece verimli bir ekosistem. Ancak buradaki VC kaynaklı dar ticari vizyon neticesinde derin teknolojilere olan ilgi düşük. Derin teknoloji üretiminin başka bir yerlerde yapılmasını ve onların kucağına düşmesini bekliyorlar biraz.
***
Dijital ekonominin yapı taşları daha küçük kümelenmelerle ilerliyor.
1990’ların büyük yazılımları 2010’lu yıllardan bu yana uygulamalara dönüştü. Bugün ise telefonunuzdaki her bir uygulama ortalama 17 farklı API (programlama ara yüzü) kullanarak çalışıyor. API’lar bilgisayar yazılımları için yazılmış ve tek bir fonksiyonda servis veren dar kapsamlı yazılımlar. Dijital Ekonomi API ekonomisi üzerine inşa ediliyor. Bu ekonominin şu andaki büyüklüğü 2 Trilyon dolar olarak tahmin ediliyor.
API’lardan oluşan sağlam bir dijital ekonomi için derin altyapı teknoloji imkanlarının girişimcilere sunulması gerekir. Yapay zekâ, 5G, 6G gibi derin teknoloji altyapı alanlarının ivedilikle yol haritalarının belirlenip hayata geçirilmesi gerekiyor.
2023 hedefleri arasında yapay zekâ, 5G ve 6G hedefleri yer almalıdır.
Aksi taktirde 2023 yılında Squirrel AI gibi Çinli firmaların Anadolu’da test hazırlık paketleri satmaya başladığını görebiliriz. Bu son derece üzücü bir tablo olur.
Türkiye bir teknoloji pazarı olmaktan çıkmalıdır ve kendi derin teknoloji altyapısına sahip yüksek teknoloji üreticisi olmak zorundadır. Bu adımları ne girişimciler, ne Türkiye’deki diğer firmalar, ne de STK’lar atabilir. Bu adımları devletin atması gerekiyor.
Derin teknoloji devletin işidir.
Paylaş