Paylaş
Yeni bir yıl. Yeni planlar.
Ama önce nerede olduğumuzun farkında olmalıyız.
Hakkettiğimiz yerde miyiz?
Hayır.
Milli Dijital ekonomimiz hazır mı?
Hayır.
Ancak ne kadar yol kat ettiğimiz konusunda kafa karışıklığı var.
Bazen kendimizi etrafında hiçbir sorunu olmayan 17 milyon nüfuslu Hollanda ile karşılaştırıyoruz.
Bazen 19. Yüzyılda endüstri devrimini tecrübe etmiş Almanya ile karşılaştırıyoruz.
Aslında bu karşılaştırmalar doğru. Çünkü Türk Milleti geçmişte de bugün de hep daha iyiyi istemiştir.
Ancak bu karşılaştırmaları yaparken endüstri devrimini son 80 yılda son derece yavaşça geçirdiğimizi de unutmamamız gerekir.
Ya da dünyanın en zor coğrafyasında bulunduğumuzu.
Bir bakıma bu coğrafya ülkemiz için aslında bir şans zira koşullar zorlaştıkça ülkeler güçleniyor.
Japonya’nın bir adalar devleti olması 20.yüzyılın son yıllarında gördüğümüz Japon Mucizesi’nin temelinde yatıyordu.
Aynı şekilde güvenlik zafiyetleri ile bilinen bu coğrafya bugün Türkiye’ye dünyanın önde gelen savunma teknolojilerini ve Türk Silahlı Güçlendirme Vakfına ait savunma şirketlerini kazandırdı.
*
Birleşmiş Milletlerin 195 üyesi var.
35 tane de şehir-ülkesi veya tanınmamış yapı var.
Bilimsel çalışmaları sayılarına ve oluşturdukları etkilere göre sıralayan SCImago Journal Rank (SJR)’e bakarak Türkiye’nin son 20 yılda aldığı yola kısaca bakmak istiyorum bugün.
SJR 1996 ve 2019 yılları arasındaki döneme ait enteresan bilgiler veriyor.
Örneğin 48 farklı bilimsel alanda Türkiye’nin bu listede 20. sırada yerini aldığını görüyoruz.
Tıp alanında özellikle Biyokimya alanında Türkiye 12. Sırada yerini almış.
Amerika ve Çin arasındaki teknoloji savaşının ana kahramanı 5G. Çinli Huawei’nin teknolojisinin temelinde Bilkent Üniversitesi’nden Profesör Erdal Arıkan’ın araştırması ve çalışmaları yatıyor.
SJR listesinde ülkemiz tıp, savunma sanayi, inşaat mühendisliği alanlarında ilk 10’da bulunuyor.
Makine mühendisliğinde ilk 20’de.
Bilgisayar mühendisliğinde ilk 30’da.
Ülkemizin teknoloji üretiminde aldığı yolu anlamanın yollarından bir diğeri de ABD ve AB ülkelerinden alınan savunma sanayi ürünlerindeki azalma trendi. Ve tabii ki Türkiye’ye savunma sanayi konusunda getirilen engellemeler.
Savunma sanayi teknolojilerinin ülkelerin teknolojik kalkınmasında büyük çığırlar açtığını biliyoruz. ABD bunun en güzel örneklerinden birini 20. yüz yılda verdi.
Yaklaşık bir yıl önce bu köşede yayınlanan Sabırlı Finansman ve Makro Kaldıraçlar yazımızda da belirttiğimiz gibi önümüzde bir yol haritası var.
Çin 30 yılda “çağ atladı”. Bugün bilişim teknolojilerinde liderliğe oynuyor.
O halde Türkiye’nin 2053 hedefi SJR gibi bir listede en azından 10. sıra olmalıdır.
Olamaz diyorsanız engelleri konuşalım.
Atatürk diyor ki “Hayal ettim, hayalimin önündeki manileri tespit ettim. Manileri kaldırdığımda, hayalim kendiliğinden gerçekleşti.”
Manileri kaldıralım.
Son yirmi yılda yakaladığımız ivmeyi katlayarak büyütelim.
Paylaş