€100 milyonla ne yapılabilir?

Yanı başınızda bazı kıpırdanmalar görmek her zaman iyi gelir. Neden mi? Muhtemelen sizin aklınız başka yerlerdeyken, bazen herkes başını alıp erkenden yola çıkmıştır.  Hep siz de yola çıkmak istersiniz ama nereden ve nasıl başlayacağınızı kestiremezsiniz. Öyle zor gelir ki ne aklınız, ne kaslarınız istediğiniz gibi çalışır.

Haberin Devamı

Sonra bir gün, bir bakarsınız yanı başınızda size benzer durumda olanlarda bazı kıpırdanmalar oluverir. Bu kıpırdanmalar size de güç verir ve bir ivme yakalayıverirsiniz.

Dijital ekonomi derin toplumsal bir dönüşüm gerektiriyor. Bu dönüşümler 1770’lerden bu yana devam ede gelen dönüşümler. Bu bir ilk değil, dünya için.

Biz dijital ekonomi dönüşümünü bugün, yani zamanında yakalayabilirsek işte bu bir ilk olacak.

Bu dönüşüm öyle birkaç şirketin başarabileceği bir durum değil. Sadece mühendis ve ekonomistlerin düşünmesi gereken bir konu hiç değil. Hepimizin sürekli konuşması ve beyin jimnastiği yapması gereken bir konu.

Yanı başımızdaki AB dijital ekonomi konusunda bizden çok farklı bir yerde değil.

Özellikle yapay zekâ gibi derin teknolojilerde ABD ve Çin’in oldukça gerisinde.

Haberin Devamı

OECD verilerine göre, ABD’de 2011 ve 2018 yılları arasında tüm yatırımların üçte ikisi yapay zekâ girişimlerine giderken, Çinli yapay zekâ girişimleri ise tüm küresel yatırımların yüzde 21’ini aldı. Aynı dönemde AB’nin payı yüzde 10’un altındaydı.

Brexit bu durumu daha da kötüleştirecek zira İngiltere yapay zekâ konusunda başarılı ve iddialı.

AB’deki tüm yapay zekâ yatırımlarının yüzde 55’i İngiltere kökenli girişimlere yönelmiş. Örneğin 2010 yılında kurulan DeepMind isimli yapay zekâ girişimi 2014 yılında 500 milyon dolara Google tarafından satın alınmıştı. Turing Araştırma merkezinin temel odak noktalarından biri yapay zekâ. Devlet yapılanmasında yapay zeka ofisi var. Kısacası İngiltere yapay zekâda iddialı ve deneyim kazandı.

Ama AB için aynı şeyi söylemek zor.

24 Ekim 2019 tarihinde AB gelişmekte olan bir ekonomidir demiştik.

Bir diğer kritik derin teknoloji olan blokzincirinde de durum pek farklı değil.

ABD kökenli girişimler küresel blokzinciri yatırımlarının yüzde 33’üne sahip olurken AB’li girişimler yüzde 22 ve Çinli girişimler bu yatırımların yüzde 21’ini çekebilmişler.

Geldiğimiz bu noktada iki önemli derin teknolojide AB geride, zor durumda

Bu köşede 6 Ağustos 2019’da Derin Teknoloji kimin işi diye sormuştuk.

Haberin Devamı

Bugün yanı başımızdaki AB’nin bu konuda ciddi kıpırdanmalar içinde olduğunu görüyoruz.

Ve bizim 6 Ağustos’taki yazımızda belirttiğimiz gibi bu kıpırdanmalar devletin attığı ilk adımlarla hayata geçecek.

Geçtiğimiz cuma günü AB Komisyonu ve AB Yatırım Fonu’nun €2 Milyar’lık bir fon oluşturarak yapay zekâ ve blokzinciri gibi derin teknolojilere yatırım yapacağı duyuruldu.

Bu fon 2020 yılında yaklaşık €400 Milyonluk yatırım planlıyor. Paranın €100 milyonluk kısmı AB ve AB yatırım fonundan gelirken, geri kalanının bağımsız yatırım fonlarından gelmesi bekleniyor.

2021’de ise bu fon 1 ile 2 milyar Euro seviyesine artırılacak ve InvestEU programının parçası haline gelecek.

Haberin Devamı

Geçen hafta açıklanan bir rapor AB’li girişimlerin bu yıl rekor 34 Milyar dolarlık yatırım aldığını duyurdu. Unutmayalım ki bu Asyalı şirketlerin yarısı, ABD’li şirketlerin ise üçte biri kadar bir yatırım.

AB hala gerilerde.

€100 milyonluk bir fon çok yeterli bir fon olmasa da önemli bir adım. Bu fonla çok şey başarılmasının yolu açılabilir. Hatırlayalım ki bu küçük adımla bağımsız yatırım şirketleri ve yatırımcıları söz konusu iki derin teknoloji için cesaretlenecek.

AB’nin yapay zekâ ve blokzinciri gibi iki kritik derin teknolojide attığı bu adımı Türkiye yakından izlemelidir.

Benzer bir yaklaşım değerlendirilmelidir.

 

Yazarın Tüm Yazıları