Paylaş
Çevrem bilir, davetlerim meşhurdur. Bir yemek yazarı olarak mutfakla ilişkim iyi olduğu ve donattığım sofralar yüzünden sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Elbette lezzetli yemekler, başarılı davetlerin olmazsa olmazı ama iş sadece bununla bitmiyor. Şimdi sizinle, 40 yıldır verdiğim yemek davetleriyle ilgili sırlarımı paylaşacağım.
Ev sahibi olarak öncelikle sıcak bir sohbet ortamı oluşturun. En önemli göreviniz, misafirlerinize lezzetli ve sağlıklı yemekler sunmak olduğu kadar, geceyi mutlu ve sıkılmadan geçirmelerini sağlamak da... O yüzden de davet verdiğinizde olumlu bir izlenim bırakmak istiyorsanız, davetlilerinizi homojen bir yapıda oluşturmaya çalışın. Yani birbirleriyle paylaşabilecekleri ortak konuları olabilecek kişileri tercih edin. Örneğin, komşularınız, akrabalarınız, aynı yaşta çocukları olan dostlarınız, iş arkadaşlarınız için ayrı ayrı davetler düzenleyin. Her bir konuğunuzu diğerine tanıtıp ilginç özelliklerini aralarda vurgularsanız sohbet konusu yaratmış olursunuz. Bazen çok esprili, bol fıkra bilen, sürükleyici, hatta uçuk birileri davetinize renk katacaktır. Ancak çoğu kez davetlerinizdeki konuşmaların, sohbetlerin devamlılığını sağlamak size düşecek. Susma ya da duraklama noktalarında derhal müdahale edip yeniden herkesi yönlendirin, birbirine kaynaştırın.
Oturma düzeni yemekler kadar önemli
İyi bir ev sahibi olmanın başlıca yöntemlerinden biri de konuklarınızın masaya gelişi güzel oturtulmaması. Hiçbir zaman eşleri yan yana oturtmayın. Hep bir erkek yanına, bir kadın sıralamasını yapın. Kadın sayısı çoğunluktaysa, yan yana oturttuğunuz kadınlardan birisini konuşkan, diğerini ise daha az konuşkan seçin ki sohbet edebilsinler. Masanın en başköşesine ya da herkesi görüp olan biteni idare edebileceğiniz en stratejik noktaya, ev sahibi olarak kendiniz geçin. Yalnız bir kadın ya da erkek katılımcı varsa ya da konukların en yaşlısı veyahut en gözde kişisini de öbür başa oturtun. Yuvarlak masa düzeninde ise mutfağa yakın, kolay hareket kabiliyetinizin olabileceği, rahat oturup kalkabileceğiniz bir sandalyeyi seçmeniz şart. Ne de olsa sohbet de bir yere kadar karın doyurur, konuklarınızın tabaklarını da boş bırakmamak gerekiyor.
Ortak damak tadını düşünün
Artık eskinin o ağır yemekleri çok gerilerde kaldı. Herkes sağlıklı beslenmek, ince olabilmek peşinde. Dolayısıyla hafif zeytinyağlı sebze yemekleriyle giriş yapmanız hem midevi olacak hem de kilo alma stresindeki misafirlerinizi rahatlatacaktır. Biliniz ki hiç kimse çok ağır, zahmetli, çok çeşit yapan ev sahibini takdir etmiyor. Aksine az yağlı, bol sebzeli, yağsız etli, az unlu tatlar çok revaçta. Zaten her zaman dediğim gibi; asıl maharet sizin güler yüzünüz ve hoşsohbetinizde. Yine de herkesin hoşuna gideceği “ortak bir damak tadını” yaratabilmeniz çok önemli. Başlangıçta bir zeytinyağlı, bir börek ikramı yapın. Ekmekliğinize çavdar, kepek, galeta, zeytinli, tam tahıllı gibi çeşitli ekmekleri koymayı unutmayın. Sıra ana yemeğe geldi, ki bu et-balık olabilir, masanın ortasına salatanızı servis kaşıklarıyla beraber yerleştirin. İster ana yemeğin yanına, isterseniz yarı bir salata tabağına servis ederek sunumu yapabilirsiniz. Aslında bu çeşitlilik oldukça doyurucu, tatmin edici olmasına rağmen, içinize sinmiyorsa bir pilav ya da orijinal soslu bir makarna da ilave edebilirsiniz. Daha anlatacaklarım bitmedi, devamı haftaya. Nice sağlıklı davetleriniz olsun.
Paylaş