Et ağırlıklı mı besleniyorsunuz, sebze ağırlıklı mı? Yoksa vejetaryen misiniz ya da "Ben ağzıma sebze koymam, yeşil hiçbir şey yiyemem" diyenlerden mi? Peki ya "çiğ yemek akımı" diye bir şey duydunuz mu hiç?
Temeli sağlıklı beslenmeye dayanıyor çiğ yemek akımının. Yüksek ısının yiyeceklerin içeriğinde bulunan enzimleri yok ettiğini ve bunun da sağlıksız olduğunu iddia ediyorlar. Fakat bu "yüksek ısı" konusunda çeşitli gruplardan çeşitli sesler yükseliyor. Örneğin, bazıları yiyeceklerin en fazla 110 derecede pişmesi gerektiğini savunurken, bazı çiğ yemekçiler ise bu ısının vücut ısısının üzerine çıkmasının sakıncalı olduğunu savunuyor. Tahmin edeceğiniz üzere çiğ yemek yiyenler et yemiyorlar. Ve bu açıdan bakıldığında çiğ yemek akımı vejetaryenliğin bir alt kolu olarak görülebilir. Çiğ yemeğe inananlar da sadece sebze ve meyve yiyorlar ama belli bir sıcaklığın üzerinde pişirmeden. Alman bir çiğ yemek uzmanı ise sebzelerin en değerli kısımlarının güneş ışınlarıyla temas eden yeşil yaprakları olduğunu ve pişirmenin sebzelerin yeşil yapraklarını değersiz duruma getirdiğini söylüyor.
Yukarıdaki satırları okurken aklınızdan "Bazı sebzelerin çiğ olarak da yenebildiğini biliyoruz ama örneğin kabak, çiğ olarak tüketilemez" ve benzeri düşüncelerin geçtiğini tahmin edebiliyorum. İşte bu "bazı sebzeler" için de çiğ yemekçilerin bir formülü var. Sebzeleri ya suda bekleterek ya da kurutarak kullanıma hazır hale getiriyorlar. Örneğin kabağı bir gece önceden suya koyuyorlar ve daha sonra 105 derecede fırınlıyorlar.
Başta Amerika ve Avustralya olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde sadece çiğ yemek yapan restoranlar var. Bildiğim kadarıyla çiğ yemeğin Türkiye’deki temsilcisi Asmalımescit’te açılan restoran. Her konuda olduğu gibi bu konuda da karşıt görüşler yok değil. Çiğ yemek akımına karşı çıkanlar, sebzelerden geçen bazı hastalıkların bulunduğunu ve bu hastalıkları önlemenin tek yolunun sebzeleri pişirmek olduğunu söylüyorlar. Beslenme uzmanı olmadığım için iki görüşü de yazmakla yetineceğim. Gerisi size kalmış.
Tiritli kabak böreği Malzeme listesi
Önce hamuru hazırlamak için; un ve tuzu derin bir kaba aktarıp sıvıyağ ve suyu da azar azar ekleyerek ele yapışmayan ve kulak memesinden biraz daha sert olan bir hamur elde edinceye kadar yoğurun. Eğer su ve sıvıyağ miktarı unu toparlamıyorsa birkaç kaşık daha sıvıyağ ekleyebilirsiniz. Hamuru top haline getirip, oda sıcaklığında dinlenmeye bırakın. Diğer taraftan, iç harcını hazırlamak için; kabakları incecik soyun ya da kazıyın. Yıkayıp rendenin iri gözüyle rendeleyin.
Zeytinyağını orta boy bir teflon tavada kızdırıp üzerine rendelenmiş kabağı ekleyin. Tahta bir kaşıkla sürekli karıştırarak 4-5 dakika kavurun. Üzerine ince kıyılmış dereotu ve rendelenmiş beyaz peyniri hemen ilave edin. 1-2 dakika karıştırıp, ocaktan aldıktan sonra bir kenarda bekletin. Dinlendirdiğiniz hamuru iki eşit parçaya ayırın. Yaklaşık 40 cm boyunda ve 20 cm eninde olan dikdörtgen bir fırın kalıbını 1 çay kaşığı sıvıyağla yağlayın. Hamurun bir parçasını kalıba, bastırarak yayın. Hamurun diğer parçasını merdaneyle açıp, üstüne kapatın. Böreği keskin bir bıçakla kare kare dilimleyin. Son olarak, yumurta sarısı ve sıvıyağı küçük bir kasede çatalla çırpıp böreğin üzerine sürün. 10 dakika önceden 175 dereceye ayarladığınız fırında, böreği en az 30-35 dakika, üzeri altın sarısı oluncaya kadar pişirip çıkarın. Sıcak sıcak ve dilimleyerek servise sunun.
Fıstıklı çilekli parfe Malzeme listesi
á 2 su bardağı dolusu çilek (250 gr kadar)
á 1 su bardağı soğuk süt
á 1 poşet toz kremşanti
á 4 adet yumurta (oda sıcaklığında beklemiş)
á 1 paket vanilya
á 1 su bardağı toz şeker
Sos için;
á 1 su bardağı çilek
á 3 yemek kaşığı toz şeker
á 3 yemek kaşığı çekilmiş yeşil fıstık
2 su bardağı çileği yıkayıp süzdükten sonra, robotta çekin ve bir karıştırma kabına aktarın. Üzerine süt ve kremşantiyi ekleyerek, mikserle, kremşanti katılaşıncaya kadar 7-8 dakika çırpın. Karışımı buzdolabında bekletin. Diğer taraftan, yumurtaların sarılarını ve beyazlarını ayırın. Sarılarını mikserle birkaç dakika çırpın. Üzerine vanilyayı ilave edip 2-3 dakika daha çırparak bir kenarda bekletin. Yumurta akları ve toz şekeri ayrı bir kapta, katılaşıp kar gibi oluncaya kadar 10-12 dakika çırpın.
Önceden çırptığınız yumurta sarılarını da bu karışıma yavaş yavaş ekleyerek tahta bir kaşık veya spatulayla iyice karıştırın. Son olarak, buzdolabından çıkardığınız çilekli krem şantiyi de ekleyip tüm malzemeleri karıştırın. Hazırladığınız karışımı, naylon strech veya alüminyum folyoyla kapladığınız birer kişilik küçük kuplara paylaştırın. Parfeleri derin dondurucuda en az 3 saat kadar bekletin. Sosu hazırlamak için; çilek ve toz şekeri robotta 5 dakika kadar çekerek püre haline getirin. Parfeyi servise sunmadan 10 dakika önce kalıpları servis tabağına ters çevirip üzerlerine çilekli sostan gezdirin. Taze nane veya fesleğen yapraklarıyla süsleyip çekilmiş fıstık serpiştirdikten sonra servise sunun.