Geçen gün bu köşede toplu yemek sektörüyle ilgili bir yazı yazmıştık. KEYVENİ hazır yemek ve catering firması yetkilileri de bu yazıyı okuduktan sonra bize çok etkileyici bir rapor gönderdiler.
Her şeyden önce, keyveni sözcüğünün benim için çok özel bir anlamı olduğunu söylemeliyim. Çünkü Anadolu’da kilerin anahtarını elinde bulunduran, büyük davetler veren, çok iyi yemek yapabilen kadınlara da keyveni denir. Anneme göre ben de bir keyveniyim. Özellikle İstanbul’da yaklaşık iki milyon kişinin öğlen yemeklerinde karnını dışarıda doyurduğunu biliyor muydunuz? Bunu bildiğiniz zaman hazır yemek firmalarının ne kadar önemli olduğunu da anlıyorsunuz. Çevrenizdeki pek çok kişinin çalıştığı yerin yakınlarında doğru dürüst öğle yemeği yiyemediğinden şikayet ettiğini duyarsınız. İşte bu sıkıntıyı gidermenin en yaygın yöntemi şirket ve işyerlerinin kendi bünyelerinde öğle yemeği vermeleri ki bu yöntem aynı zamanda güvenli, ekonomik ve hijyenik de olan. İşte bu noktada da devreye hazır yemek sektörü giriyor. Ancak İstanbul söz konusu olduğunda, hizmet veren yaklaşık 7500 kadar hazır yemek firmasının yalnızca 304 tanesi ruhsatlı çalışıyor. Bu sayılar ışığında yüzdeleri hesaplarsak durumun hiç de iç açıcı olmadığını görüyoruz. Keyveni Catering gibi ruhsatlı firmaların önemi de işte bu noktada ortaya çıkıyor. Firma hijyen ve kalite konusunda çok iddialı olduğunu açıkça belirtiyor. İddialı oldukları bir başka konu daha var ki, o da çalışanların firmalarında yedikleri lezzetsiz ve sağlığa uygun olmayan yemeklere mahkum olmadıkları. Keyveni, sahip olduğu tesisle et ürünlerinden baklavaya, ekmekten sütlü tatlılara kadar pek çok gıdayı üretebiliyor ve ürettiklerini de işyerlerinin hizmetine sunuyor. Çok önemli bir prensibi var şirketin: Yemek pişirilen kaplardan, kullanılan zeytinyağına kadar her şeyi kendi ailelerine yemek yapıyormuş gibi seçmek. Yine bu anlayış çerçevesinde şirkette zeytinyağlıları ayrı usta yapıyor, pilavı ayrı. Bize düşen sizi kaliteden, hijyenik olandan haberdar etmek ve zaman zaman bu köşede iyi şeyleri anlatmaya, tanıtmaya çalışmak. Gerisi size kalmış...Mantarlı paket böreğiMalzeme listesiá 2 adet hazır yufka á 1 su bardağı yoğurtá 1 su bardağı süt á 3 adet yumurta (Birinin sarısını ayırın.) İç harcı için;á 5 yemek kaşığı zeytinyağı á 2 adet orta boy kuru soğan á 3 adet yeşil sivri biberá 250-300 gr taze mantar á 2 adet orta boy domatesá 1 çay kaşığı tuz, karabiberá 1 demet maydanozá 1 yemek kaşığı çörekotu Mantarları yıkayıp süzün ve boylamasına dörde ya da beşe bölüp kararmaması için bol limonlu suda bekletin. İç harcını hazırlamak için, zeytinyağını orta boy bir tencere aktarıp orta ısılı ateşin üzerine oturtun. Üzerine, incecik doğradığınız soğanları ve ayıklayıp incecik halkalar halinde dilimlediğiniz sivri biberleri ilave edin. Sürekli karıştırarak orta ısılı ateşte 1-2 dakika kavurun. Mantarları süzüp tencreye aktarın. Tavla zarı formunda doğradığınız domatesleri de ilave edip tuz ve karabiberi serpiştirerek malzemeleri birkaç dakika daha pişirin ve ocaktan alın. Üzerine, ince kıyılmış maydanozu ekleyin. Yufkalardan birini çok ince parçalar elde edecek şekilde didikleyin. Diğer taraftan, yoğurt, süt ve yumurtaları çukur bir kapta, tel çırpacak yardımıyla 2-3 dakika karıştırın. Şeritler halindeki yufkaları bu sosa aktarıp karıştırın. Hazırladığınız mantarlı karışımı aktarıp tekrar karıştırın. Kenarları yüksek bir pasta kalıbını yumuşak margarinle yağlayın. Çörekotunu kalıbın her tarafına serpiştirin. Yufkalardan birini kalıba yerleştirip, kenarlarını dışarı doğru sarkıtın. Karıştırdığınız yufkalı mantarlı karışımı kalıptaki yufkanın üzerine aktarın. Üzerini yufkanın sarkıttığınız kısmıyla kapatın. Çırpılmış yumurta sarısını fırça yardımıyla üzerine sürün. Böreği, yaklaşık 5 dakika önceden 175 dereceye ve alt üst konuma ayarladığınız fırında, en az 40-45 dakika pişirip çıkarın. Böreğin kalıba yapışan kısımlarını bıçak sokarak ayırın. Henüz sıcakken servis tabağına ters çevirdiğiniz böreği dilimleyerek servise sunun. Taze kayısılı ıslak kekMalzeme listesiá 3 adet yumurta (Oda sıcaklığında beklemiş.)á 1 su bardağı toz şekerá 1/2 çay bardağı sıvıyağá 1 paket vanilyaá 1 tatlı kaşığı tarçıná 1 su bardağı uná 1 paket kabartma tozuá 2 adet orta boy tatlı elmaá 1 yemek kaşığı limon suyuá 6-7 adet orta boy taze kayısı Elmaları soyup ayıkladıktan sonra tavla zarı formunda doğrayın. Limon suyunu ekleyip karıştırın ve bir kenarda bekletin. Kayısıları yıkayıp süzdükten sonra ortadan ikiye bölerek çekirdeklerini çıkarın. Tavla zarı formunda doğrayarak bir kenarda bekletin. Diğer taraftan, yumurta ve toz şekeri derin bir kasede mikserin yüksek devriyle 2-3 dakika çırpttıktan sonra sıvıyağ, vanilya ve tarçını ekleyip karıştırın. Un ve kabartma tozunu başka bir kapta karıştırıp tel bir süzgeçle eledikten sonra hamura ilave edin. Önceden doğradığınız elma ve taze kayısıyı da katarak kaşık ya da spatulayla iyice karıştırın. Kek hamurunu yağlayıp hafifçe unladığınız 30 santim çapındaki kelepçeli kalıba boşaltın. Keki, 5 dakika önceden 175 dereceye ayarladığınız fırında 35-40 dakika kadar pişirip çıkarın ve soğuduktan sonra dilimleyerek servise sunun. İsterseniz üzerine eritilmiş çikolata gezdirerek veya taze meyve dilimleri dizerek dondurma eşliğinde de ikram edebilirsiniz.