Hayatın bilimi "ayurveda"

Alternatif tıp, son yıllarda Batı’da da önem kazanmaya başladı. Pek çok insan, temelleri değişik anlayışlara dayanan tedavi yöntemlerinden faydalanmaya çalışıyor.

Doktor ya da alternatif tıp uzmanı olmadığımız için bu konuda yorum yapmak haddimize düşmüyor tabii. Bu yazıda yapmaya çalışacağımız şey, bu yöntemlerden biriyle, ayurvedayla ilgili kısaca bilgi vermek ve sindirim sistemini çok önemseyen bu yöntemi sizlere birazcık da olsa tanıtabilmek.

Kökeni Hindistan’a ve 10 bin yıl önceye dayanıyor ayurvedanın. İnsanoğlunun bildiği en eski tedavi yöntemi olarak tanımlanıyor. Adı "ayuh" ve "veda" kelimelerinden, yani sırasıyla hayat ve bilimden geliyor. Ayurveda, hastalanmadan tedaviyi, vücuda hastalanmadan önce sahip çıkmayı ve bize verilen bu hediyenin kıymetini bilmeyi temel alıyor. Diğer tıp disiplinleri sadece hastalanan bölgeyi iyi etmeyi hedeflerken, ayurveda vücudu bir bütün olarak ele alıyor ve dengeli bir vücut sisteminin sağlığın olmazsa olmazı olduğunu söylüyor.

Yazının başında değindiğimiz gibi, bu alternatif tıp dalı, sindirim sistemini vücut dengesinin vazgeçilmez bir parçası olarak görüyor ve sindirimin bir anlamda vücudu yenilediğini vurguluyor. Çünkü ayurveda, sindirimi "yediğimiz yiyecekleri vücut dengesine uyumlu hale getirmek" olarak algılıyor ve böyle algıladığı için de sindirime diğer vücut faaliyetleri arasında özel bir yer ayırıyor.

Ayurvedaya göre, kişinin sindirim sisteminin yeterince iyi çalışmaması demek, sistemin vücuda alınan gıdalardan gerektiği şekilde yararlanamaması demektir. Vücut gerektiği gibi beslenemeyince de aç kalır ve bu açlık sindirimin doğru çalışmaması yüzünden hiç giderilemez.

Peki ayurveda ne önerir? Yani doğru bir sindirimin kuralları nelerdir? Bir kere yediğimiz yemeklerin bağırsaklara kadar gidebilmesi için (kişiye göre değişmekle birlikte) ortalama üç saat, vücuttaki sindirimin sona ermesi, yani posanın bağırsaktan dışarı atılması için de bir o kadar zaman geçmesi gerekir. Yani temel olarak, yemek yedikten üç saat sonrasına kadar bir şey yememek, sindirim sistemindeki karışıklıkları önler.

Yemek ve su ilişkisine de önem verir ayurveda ve yemekten bir saat önce, bir saat sonra ya da yemekle içilecek bir bardak suyun sindirimi olumlu etkileyeceğine işaret eder. Yemeklerden hemen sonra ya da önce su içmek ise sakıncalıdır. Yenilen ya da içilen şeylerin ısısı da sindirimi etkiler. Soğuk şeyler sistemi şoka sokacağından, vücuda alınan her şeyin ılık olması gerekir.

Yumurtalı mantarlı menemen

Malzeme listesi

á 400-500 gr. taze mantar (kültür ya da kestane mantarı kullanılabilir)

á 2 adet limonun suyu

á 5 yemek kaşığı zeytinyağı

á 1 adet orta boy kuru soğan

á 2 diş sarmısak

á 1-2 adet sivri biber

á 4-5 adet orta boy domates

á 2 çay kaşığı tuz, karabiber

á 1 demet maydanoz

á 2-3 adet yumurta

6 kişilik

Hazırlama süresi 20 dakika

Pişirme süresi

20 dakika


Taze mantarları iyice yıkadıktan sonra boylamasına ince ince dilimleyip derin bir kaba aktarın. Üzerine limon suyunu gezdirip bir kenarda bekletin (limon suyu mantarın kararmasını önleyecektir). Diğer taraftan, zeytinyağını orta boy bir tencere ya da tavada kızdırın. İncecik doğradığınız soğanları ve yine ince dilimlediğiniz sarmısakları kızgın yağda, sürekli karıştırarak 2-3 dakika kavurun. Mantarları tekrar yıkayıp süzdükten sonra kavurduğunuz soğanların üzerine aktarın. Ayıklayıp iri halkalar halinde doğradığınız yeşil biberleri de hemen ekledikten sonra karıştırın. Tuz ve karabiberi serpiştirip 7-8 dakika kavurun. Mantarlar suyunu çekince tavla zarı formunda doğradığınız domatesleri ilave edin. Yemeği, arada sırada karıştırarak yaklaşık 5 dakika pişirin. Mantarların arasında, yumurta adedi kadar boşluk açıp, yumurtaları açtığınız çukurlara kırın. Tencerenin kapağını kapatıp, kısık ateşte, yumurta beyazları pişip, sarıları hafif sulu kalıncaya kadar, 2-3 dakika pişirip ocaktan alın. Üzerine incecik kıyılmış maydanoz serpiştirip kapağını tekrar kapatın. İsterseniz, kırmızı pulbiberle süsleyip, sıcak sıcak servise sunun.

Girit usulü limonata

12 kişilik

Hazırlama süresi 30 dakika

Limonları ve portakalları iyice yıkadıktan sonra kurulayın. Rendenin büyük delikli tarafıyla limonların ve portakalların kabuklarını rendeleyip derin bir kaba aktarın. Rendelenmiş limon ve portakal kabuğu limonataya renk verecektir. Üzerine 1 su bardağı toz şekeri serpiştirip köfte yoğurur gibi yoğurarak bir kenarda bekletin. Diğer taraftan, kabukları rendelenmiş limon ve portakalları keskin bir bıçakla tavla zarı formunda doğrayın. Meyveleri doğrarken sularını ziyan etmeyin ve rendelenmiş kabukların olduğu kaba aktarın. Üzerine kalan toz şekeri serpiştirip malzemeler birbirine karışıncaya kadar yoğurun. Kabın üzerini sıkıca kapatıp oda sıcaklığında en az 2-3 saat bekletin. Bir tencerenin içine tülbent yerleştirin. Hazırladığınız meyve püresini azar azar tencereye aktarıp sıkarak suyunu çıkarın. Elde ettiğiniz meyve suyuna ılık su ekleyerek sulandırın. Şişelere doldurup, buzdolabına koyun. Servise sunmadan önce tadını ve kıvamını kontrol edip içine mutlaka taze nane yaprakları atın.

Malzeme listesi

á 6 adet orta boy sulu limon

á 3 adet orta boy sulu portakal

á 3 su bardağı toz şeker

á 2 litre ılık su

á 50 santim x 1 metre tülbent (kumaşçılarda bulabilirsiniz)
Yazarın Tüm Yazıları