Gurme çocuklar geliyor

Ben Ezgi Yıldızel.
Bu mektubu, yemekle ilgili tutkularımı size anlatabilmek için gönderiyorum.
Yemek yapmaya küçük yaştan itibaren başladım. Yemek yapmayı çok seviyorum. Ama daha çok tatlı ve hamur işleri yapmaktan zevk alıyorum.
Yemek yaparken genelde tarife bağlı kalmam. Yani bir kere tarife uygun yaptıktan sonra, bir şeyler ekleyip çıkarmayı severim. Bu yüzden çok deneme yaparım. Denediğim tariflerin hepsi aynı lezzette olmayabiliyor ama o denemelerden güzel lezzetler çıkarabiliyorum.
Yemek yapmak kadar yemek yemeyi de seviyorum. Özellikle evde tek başıma olduğum zaman yemek yapmayı daha çok seviyorum. Şu ana kadar en zevk alarak yaptığım tarif, browni.
Çikolatalı şeylere ayrı bir zaafım var. Onlara dayanamıyorum ve gördüğüm yerde yemek istiyorum.
Benim bu hayatta tek vazgeçilmezim çikolatalı sufle. Yapmasını öğrendim ama hâlâ deneme safhasındayım.
Kısacası, yemek yapmak benim için bir mutluluk kaynağı ve özgür olduğumu hissettiğim bir dünya.
Birçok kurabiye yaptım. En son yaptığım un kurabiyesi herkes tarafından çok beğenildi. En çok ağızda dağılmasını sevdiler.
Çok sayıda kek çeşidi biliyorum. Bir keresinde ise pandispanyasını da hazırladığım bir pasta yaptım.
Bunun yanında makarna, bulgur pilavı, mercimekli bulgur pilavı, tavuk yapmayı biliyorum. Aslında kıymadan da bir sürü şey yapıyorum. Ama burada annemlere yaptığım özel bir sürprizden bahsetmek istiyorum.
Bir şubat tatiliydi, işten geldiklerinde annemle babama sürpriz olsun diye sofra hazırlamaya karar verdim. Bu sofra için tavuk ve mercimekli bulgur pilavını seçtim. Ancak mercimeklerin önceden haşlanıp haşlanmayacağını bilemediğim için anneme telefonla sormak zorunda kaldım.
Tarifte soğanın önceden kavrulması gerektiği yazıyordu, ancak annem, gördüğüm kadarıyla soğanı dışarıda karamelize edip pişmiş bulgur pilavının üzerine servis yaparken döküyordu.
Ben de tarife bağlı kalmadan mercimekleri haşladım, bulgur pilavını pişirdim ve soğanları ayrı bir yerde kavurdum.
Bu arada tavukları haşladıktan sonra fırına koydum. Soframı kurdum ve annemlerin eve gelmesini bekledim.
Annem ve babam eve gelince çok mutlu oldular. Anneme soğan konusunda doğruyu yapıp yapmadığımı sordum. Annem; “Evet biz Adana usulü yaparız. Soğan ayrıca kavrulur, karamelize edilir ve servis zamanı mercimekli bulgur pilavının üzerine dökülür” dedi. O akşam yemeği çok güzel geçti.
Annem hâlâ o gün ne kadar mutlu olduğundan bahseder.

BROWNI

Şimdi size en sevdiğim browni tarifini yazmak istiyorum.

MALZEMELER

* 2 su bardağı toz şeker
* 4 adet yumurta
* 250 gr. tereyağı
* 1 su bardağı süt
* 4 yemek kaşığı kakao ya da eritilmiş çikolata
* 2.5 su bardağı un
* Kabartma tozu
* Vanilya

Toz şekerle yumurta çırpılır. (Şeker yumurtanın içinde eriyinceye kadar.) Süt ve kakao eklenir ve çırpılır. Sos için bu karışımdan 1 bardak kadar (1 bardaktan az) ayrılır. Yumuşamış tereyağı eklenir ve çırpılır.
Başka bir kapta un, vanilya, kabartma tozu elenir.
Elenmiş katı malzemeler ve kakaolu karışım karıştırılır. Yağlanmış kaba dökülür. 180 derecede yaklaşık 45 dakika pişirilir.
Ayrılmış 1 bardak kakaolu sosa süt eklenir ve bu karışım fırından çıkarılmış sıcak haldeki keke dökülür. Soğumaya bırakılır. Soğuyunca kek kalıbından çıkarılır ve servis edilir.

KAYA KURABİYESİ

Bir de annemin size bahsetmiş olduğu kaya kurabiyesinin tarifini yazıyorum. (Ben kurabiyede ceviz ve fındık karışık sevmediğim için tarifte değişiklik yaptım.)

MALZEMELER

* 3 adet yumurta
* 1 su bardağı toz şeker
* 2 tatlı kaşığı toz karanfil
* 1 tatlı kaşığı zencefil
* 1 su bardağı zeytinyağı
* Karbonat
* Aldığı kadar un

Yumurta, toz şeker, karanfil, zencefil ve zeytinyağı hamur kabına eklenir. Yavaş yavaş un eklenip yoğrulmaya başlanır.
Hamur kendini toplayınca karbonat eklenip tekrar yoğrulur.
Hamur kendini topladığında yuvarlak kurabiyeler yapılıp tepsiye dizilir.
175 derecedeki fırında yaklaşık 45 dakika pişirilir. Yanmaması için sık sık kontrol edilir.