Paylaş
Gaziantep Havaalanı’na indiniz ve bir arabaya binip şehre doğru yol alıyorsunuz. Şimdi bir sağa, bir sola bakın.
Muhtemelen zeytin ağaçlarını tanıdınız. Peki hemen yanıbaşındaki koyu yeşil, iri yapraklı, sanki onlarca kolunu gökyüzüne uzatmış, kırmızı, salkım meyveli, ince belli ağaçları tanıyabildiniz mi? İşte bu toprakların kadim ağacı fıstık karşınızda, sizi sevgiyle selamlıyor.
Gaziantep’ten Urfa’ya, oradan da Adıyaman, Kahramanmaraş, Mardin ve Siirt’e uzanan uçsuz bucaksız topraklar üzerinde aralıksız sıralanan milyonlarca fıstık ağacının görünümü çok etkileyiciydi.
Gaziantep Belediye Başkanı sayın Fatma Şahin’in ev sahipliğinde ve Gökmen Sözen’in organizasyonuyla katıldığımız Fıstık Festivali keyifli bir hasat şölenine dönüştü.
Aynı zamanda şeflerle ve gastronomi dünyasının birçok profesyoneliyle bir araya geldiğimiz lezzetli bir etkinlik oldu.
Fıstıkla ne gibi yemekler yapabiliriz diye de epeyce kafa yorduk.
Dünyada başarılı tüm restoranlar, yöresel ürünlerini yaptıkları yemeklere uyarlayarak sunar. Ünlü şeflerin hepsi bilir ki yöresel olmadan evrensel olunmaz. Şeflerimiz, eminim ki bu muhteşem lezzetimizi mutfaklarında daha çok kullanacaklardır.
Baklavanın, kadayıfın vazgeçilmezi fıstık aynı zamanda en güzel Özbek, Acem pilavının da tamamlayıcısıdır.
Gerdek gecesi damada güç kuvvet versin diye damat dolmasında arz-ı endam ediveren fıstık, sütlü tatlıların gözbebeği, kebapların ağababasıdır.
Peki ya çikolata dersem, en sevdiğiniz fıstıklı çikolatadır değil mi? Yoksa siz de benim gibi fıstıklı tahin helvası meftunu musunuz?
Kuruyemiş karışımlarının yıldızı da kimine göre badem olsa da çoğunlukla Antep fıstığıdır.
Aman Siirtliler alınmasın gücenmesin!
Bedenine dolgun, dilber dudaklı Siirt fıstığının da meraklısı pek çoktur.
Coğrafi işaret tescilli Antep fıstığının ya da ticaret erbaplarının deyimiyle “yeşil altın”ın kendine özgü karakteristik özellikleri de var. Mesela aynı toprakta bazen yan yana ekilen üzümle arası pek iyi değilmiş.
Toprağa daha yakın yetişen ve fıstıktan daha önce olgunlaşan üzüm, toprağın minerallerini çekip aldığı için fıstık, üzümü hiç sevmezmiş.
Ama zeytinle veya incirle beraber büyümeye hiç ses çıkarmazmış. Hatta zeytinle arkadaşlık ilişkileri bayağı iyiymiş.
Bunların hepsini bize anlatan Sedat Tiryaki, Hacı Doğan ta dededen fıstıkçı. Nizip’ten öteye Suriye sınırına doğru uzanan meşhur Barak Ovası’nın çiftçileri.
Evlat yetiştirir gibi emek verdikleri fıstık ağaçlarını anlatırken gözlerinin içi parlıyordu.
Lezzet olarak Barak Ovası’nın fıstığının rakipsiz, fıstık yiyenin ise hep mutlu olduğunu sürekli tekrarladılar.
Fıstık yetiştiricisi Baraklı Hacı amca ve yeğeni...
ÇITLAYAN FISTIĞIN KAZANCI DAHA BOL
Baklavalık fıstık, ağustosun 5’i ile 30’u arasında hasat edilip satılıyor. Bu erken hasat fıstığa Boz Fıstık-Boziçi adı veriliyor. Bol aromalı Boz Fıstık sade yağla birleşince baklavaya o eşsiz tadını veriyor.
Taşlık, kayalık, kıraç toprağı ve çok güneşli sıcak havayı seven fıstık epeyce de ilgi bekliyor. Budanması, aşılanması, ilaçlanması ve toprağının bellenmesi gerekiyor. Kasım ve mart ayları arasında aldığı su ona yıl boyunca yetiyormuş.
Şarkılarla, türkülerle topladığımız fıstığın bol parfümlü kokusu bizi mest etti. Dalından kırarak koparılan fıstık salkımının sakızı mide hastalıklarına çok iyi geldiği gibi kozmetik sanayiinde de kullanılırmış.
Fıstığı çok iyi öğrendik derken “durun” dediler. Bir de fıstığın çıtlaması konusu çok önemlidir. Olgunlaşan kaliteli fıstık kendiliğinden çıtlak olurmuş. Çıtlayan fıstığın işçiliği daha az olacağından kazancı da bol olurmuş.
Sanırım bu kadar bilgiyle siz de benim gibi fıstıkolog oldunuz değil mi? Eh bendeniz de Mevlana gibi oldum. Dünya üzerindeki her meyveye, sebzeye bakarken onun da bir hikayesi, ruhu var diye düşünmeye başladım.
Hepinize fıstık gibi lezzetli, mutlu bir yaşam diliyorum.
Sahrap Soysal'ın nefis yemek tarifleri için bizi takip etmeye devam edin.
Paylaş