Çomakdağ Köyü’nün Yörük yemekleri

Çomakdağ Köyü’ndeki bir düğüne davetliydim. Köyün kadınlarının kafalarına taktığı taze çiçeklere ve rengarenk kıyafetlerine hayran kaldım. Düğündeki geleneksel yemekler de çok lezzetliydi.

Haberin Devamı

Çomakdağ Köyü kadınlarının başlarına taktığı çiçekli başlıklarını ilk kez bir televizyon programında görmüştüm. Rengarenk taze çiçeklerle yaptıkları başlıklar, adeta bir sanat eseri, bir resim tablosu gibiydi ve büyülenmiş gibi bakakalmıştım.
İşte o zamandan beri, Muğla’nın Milas ilçesine bağlı bu köye gitmeyi, özellikle düğünlerine katılmayı aklıma koymuştum.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ün organizasyonuyla Çomakdağ Köyü’ne gitmek ve bir düğüne katılma şansını yakaladık.
Hem de sevgili Melek Baykal’la birlikte...
Köy meydanındaki fıskiyeli havuzlu kahvede, bizi dernek başkanı Hasan Yıldırım karşıladı.
500 yıllık geçmişi olan bu Yörük Köyü, bugün bile geleneklerini ve değerlerini koruyan, yaşatan, çok güler yüzlü bir yer.
1930’lu yıllardan kalma, kesme taşlı evlerin, cumbalı ve divanhaneli mimarisinin Milas’taki Macar evleriyle olan benzerliğini vurgulayan Hasan Bey, aynı zamanda İktisat Fakültesi mezunu, çok kültürlü bir beyefendi.
Köyün kadın bakkalı Ganime, kocaman sepetler içinde sattığı yazmaların, bez bebeklerin ve boncuklu bilekliklerin köyün kadınları tarafından ne büyük bir emekle hazırlandığını anlattı. Hasan Bey ve Rıza Bey’in rehberliğinde, düğün evine doğru yola koyulduğumuzda, rengarenk, otantik kıyafetler giymiş kadın ve kız çocuklarını gördük.
Birçoğunun başında çemperi denen ipek yazmalara taktıkları taze mevsimsel çiçeklerle, sanki bir kraliçe edasıyla geziniyorlardı.

Haberin Devamı

Bahçeden topladıkları çiçeklerle yapılan başlıklar

Kız tarafı bize güzel bir sürpriz yapıp taze çiçeklerle hazırladıkları turalı başlıkları getirdi. Başlıklarımızı takınca, biz de Melek Hanım’la beraber kendimizi kraliçe gibi hissettik. Çiçeklerden etrafa yayılan kokular, parfüm gibi esiyordu sanki.
Sabah kalkıp inek kovalarken, hemen bahçeden kopardıkları çiçekleri başlarına takan Çomakdağ kadınları, renkli ve gösterişli giyinmeyi çok seviyor. Üç beş dedikleri yöresel “üçetekler”ini giyip, ata binip dolaşmayı, dans etmeyi de çok seviyorlar.
Anadolu’nun en özgün, en eski kültürlerinden olan Yörük geleneğinde, erkekler de kasketlerine kırmızı karanfil takarak dolaşıyor.
Tüm bu ritüeller düğünlerde tekrarlanıp yeni nesillere aktarılmaya çalışılıyor. Anadolu’nun binlerce yıllık bu kadim kültürü devam ediyor...
Düğünlerle, şenliklerle ve hikayelerle yaşatılıyor. Bu muhteşem kültürü görmek ve yaşamak için bir gün rotanızı Çomakdağ Kızılağaç Köyü’ne çevirmelisiniz. Emin olun, çok mutlu ayrılacaksınız.

Haberin Devamı

Sofraların olmazsa olmazları keşkek

Düğünün yapıldığı alana geldiğimizde kazanlar kurulmuş, yemekler pişmeye başlamıştı bile. Köyün keyvenisi, yani yemeklerin baş aşçısı Neslihan Hanım, bizi büyük bir heyecanla karşıladı.
Melek Baykal’la hemen yemek kazanlarının başına geçip, neler piştiğini incelemeye başladık.
Ege düğünlerinin olmazsa olmaz yemeği olan keşkek, artık pişmiş ve dövülme aşamasına gelmişti.
Ancak sıcaklık 40 dereceydi ve keşkeği dövecek gençler de ortada gözükmüyordu.
Yine iş kadınlara düşmüştü ve her gelen bir el atıp, çömçeyle vura vura keşkeği dövmeye, ezmeye çalışıyordu.
Bu arada bol domates ve biberli nohutlu et pişmiş, bir kenara alınmıştı. Pilav için şehriye kavrulmaya başlamıştı.
“Dışarıdan kız alırız ama dışarıya kız vermeyiz” diyen kayınvalide ise erkek evinde sofraları kurmuştu. Dolmalar sarılmış, hoşaflar kaynatılmıştı.
Uzaktan gelen akrabalar için otlu çaykama böreği odun ateşinin üzerine koyulmuş, çocuklar için gözleme ve ayran dağıtımı başlamıştı. Tatlı olarak irmik helvası hazırlığı devam ediyordu.
Yaşlı konuklar için yumuşacık bamyalar pişirilmiş, çökelekler kaselere doldurulup yer sofrasına dizilmişti. Ancak kayınvalideden söz aldım, bir dahaki gelişimde bana kıymalı vekilharç böreği ve koruk ekşili köfte yemeği hazırlayacaktı.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları