Paylaş
anlamsız şablonlara dönüştüğüne.
İşe alım konusunda;
sektöre, alana, göreve,
sorumluluk düzeyine ya da beklenen etkinliğe,
kurumun yapısına, kültürüne, alışkanlıklarına veya mizacına,
İK yöneticisinden bölüm yöneticisine kadar farklı dinamiklerin belirleyeceği binlerce ölçüt belirtilebilir.
İş hayatına fark katan gerçek ölçütlere gelince;
gülmeyenler, samimi olmayanlar, bulunduğu ortamda insanlar ile iyi geçinme derdi olmayanlar lütfen dışarı,
mesela çaycı Rukiye abla ya da güvenlik Serdar abiye gerçek bir “merhaba” diyemiyorsanız görüşmeyelim,
ego’nun “e”si üzerinize değdi ise size de uzaktan bir el sallıyoruz,
resepsiyona geldiğinizde görevli Elif’e davranma şekliniz ile İK yöneticisine davranma şekliniz arasında bir ton bile fark varsa hiç kusura bakmayın doğru kişi değilsiniz,
tabi ki yaşlıları karşıdan karşıya geçirme klişeleri ile hayata bakamayız ama otobüste yer verenlerdenseniz şimdiden anlaşmaya başlayabiliriz,
kıdem, yarış, üstün gelme, kendini gösterme derdi olanlara hayatta başarılar,
veya çocuklarla anlaşma kapasiteniz, hayvan sevginiz, farklı kıdemlerdeki çalışanlar ile eşit iletişim beceriniz çok mühim
sizi en ön sıraya taşıyabilir,
sabahları keyifli bir “günaydın” diyebilenler, iş hayatına keyif katma derdinde olanlar,
gün içinde gelip bir kahve ikram edenler, ekibine destek olanlar ya da aile bilinci ile profesyonel davrananlar
gelsinler baş tacı olsunlar,
etik, kaliteli, hakkaniyetli, doğru ya da dürüst olmayan, ajandasında alt metin olanlar kapıdan dahi geçmesin.
Hani eskiler “insaniyetlik” derdi ya… Tam da bu işte, varsa buyurun gelin.
İş mi?
İş öğretilir, insanlık öğretilmiyor…
ŞahapT.
Paylaş