Paylaş
En yeni normal zamanlara hoş geldik !
Daha değişimi değil değişime neden olan sebepleri ya da iş hayatındaki etkilerini anlama fırsatı bulamamışken,
kurumsal insan yeni normali konuşur oldu.
Sağlık şartları, bununla bağlantılı gereklilikler ve ilgili uygulamaları elbet üst seviyede önemsiyoruz ve konu dışında bırakıyoruz lakin, iş hayatında konuşulan “yeni normal” başka mesajlar veriyor gibi.
Yeni ve normal…
TDK’ya göre “normal” birinci sırada; kurala uygun, alışılagelen, olağan, düzgülü, aşırılığı olmayan, uygun anlamlarını üstleniyor.
Yani alışılagelenin dışında ise normal değil, olağan olmaya devam ediyorsa yeni değil demek yanlış olmaz.
Belli ki iş hayatı ahalisi, yeni şartlara uyumda yapmak istediği değişiklikleri biraz otokontrolle biraz doğaçlama ve belki de çoğunlukla olduğu gibi
farkına bile varmadan süslüyor.
Ne dersiniz?
Evden çalışıp ne kadar çalıştığının farkına varamayan ama saat kavramını kaybeden çalışanlardan işini kaybetmediği için duygusal borçlanma kıskacında kalan çalışan,
hem evine hem çocuğuna hem müdürünün online taleplerine
yetişme telaşındaki ebeveynler,
kaç toplantı yaptığını değil muhtemelen toplantıları neden yaptığını karıştırmaya başlayanlar ya da işi gereği sahada değil evde olma şansına sahip olan ama her dakikasını raporlama derdi ile ne yapacağını şaşıranlar,
yönetimi tarafından bir yandan kurumsal iletişim & pazarlama hamlelerine – abartılan ve şirketin seni düşünüyor mesajlı tüm aktiviteler - maruz kalıp sosyal medyada marka bayrağını hızla sallamak zorunda kalan ama
koltuğun her an sallanabileceği tehlikesi bolca hissettirilenler,
farkına varmadan mobinge ya da en iyi ihtimalle kurumsal ekosistemin ağırlığına maruz kalanlar
sizce de gelecekle ilgili bir mesaj almıyor mu?
Yeni ama normal olmayan bu mesajın, iş hayatı ile birlikte ekonomiye ve toplumun geneline tehlike sinyalleri yaydığını söylemek
büyük bir öngörü olmasa gerek.
Oysa gerçek anlamda derin etkileri olması muhtemel değişimlerin eşiğindeyiz. Ve, tüm iş hayatı aktörleri ile birlikte öncelikli sorumluluk beyaz yakalarda …
Acaba yönetsel ego ve hırslardan sıyrılsak,
süreç değil iş odaklı, hatayı değil sonucu önemseyen, uyum sürecindeki esnemelere açık ve destekçi,
değişimi yönetebilen, geleceği görebilen uygulamaları ön plana alsak da
huzuru ve umudu tesis edilen beyaz yaka insanı geleceği tasarlamak adına doğru hamleleri yapabilse nasıl olur?
Sanki hepimiz kazanırız gibi…
ŞahapT.
Paylaş