Paylaş
Side’yi bir yarımada gibi düşünün. Konumu çok güzel. Manavgat Belediyesi ve Side halkının işbirliğiyle de yepyeni bir kimlik kazanmış. Öncelikle tarihi ortaya çıkarmak için harekete geçmişler. Binalar yıkılmış, yeraltındaki tarihi gün yüzüne çıkarmak için başarılı bir kazı çalışması yürütülmüş. Sonra o dokunun üzeri camla kaplanmış ve yeni yapılar bu cam zeminler üzerine inşa edilmiş. Adeta bir müze kent çıkmış ortaya. Çarşıda, mesela girdiğiniz bir halı dükkânında yerde cam zemin, altında da tüm güzelliğiyle büyüleyen mozaikler göreceksiniz. Oturduğunuz kafede de sütunlar, su kanalları karşılayacak sizi...
Olduğu yerde koruma
Her şeyi müzeye taşımak yerine olduğu yerde muhafaza edip korumaya alınmış. Bu da katman katman tarihle örülmüş bir şehircilik anlayışı çıkarmış ortaya. Side’nin harika bir antik tiyatrosu var. Merkezde ve yarımadanın en dar noktasındaki yapı, Anadolu’nun en büyük tiyatrolarından biri.
MS 2’nci yüzyılda inşa edilen tiyatro, sonrasında yapılan eklemelerle bir dönem arena olarak da kullanılmış. Side’nin geçmişinde, piskoposluk merkezi olduğu bir dönem var. MS 5’inci ve 6’ncı yüzyıla denk gelen bu dönemde, tiyatro bu kez açık hava kilisesi olarak kullanılmış.
Muhteşem tapınaklar
Side Yarımadası’nın güney ucunda, limanın doğusunda iki büyük tapınak var. Athena ve Apollon’a adanan bu tapınakları, özellikle akşam saatlerinde ışıklandırılmış halde görmenizi öneririm. Tarih keşfi antik kentle sınırlı değil. Yolunuzu mutlaka Side Müzesi’ne de düşürün. MS 2’nci yüzyıla tarihlenen ve sonrasında birkaç değişikliğe uğrayarak günümüze kadar ulaşan bir hamam binasının ev sahipliği yaptığı müze soğukluk (Frigidarium), terleme (Sudatorium), iki ılıklık (Tepidarium) ve sıcaklık (Caldarium) olmak üzere çeşitli büyüklüklere sahip beş bölümden oluşuyor. Helenistik, Roma, Bizans kalıntılarının yanı sıra İslamiyet dönemi eserlerini de görebilirsiniz.
Burada civara da mutlaka zaman ayırın ve ülkemizin sahip olduğu doğal güzellikleri keşfederek, muhteşem tarihi mirasın izini sürün. Denize girmek içinse Nar Beach’i tercih edebilirsiniz.
Hayat paylaştıkça güzel
Bu yazın gündemi maalesef ülkenin her yerinde yaşanan doğal afetler oldu. Çok üzüldük, kızdık, şikâyet ettik ama harekete geçip birlik olarak bütün zorlukların üstesinden gelinebileceğini bir kez daha gördük. Bu motivasyonla afetlerden etkilenen bölgelerde farkındalık yaratmak ve mağduriyet yaşayanlara destek olmak için düştüm yollara. Karadeniz, Bodrum derken şimdi sırada Manavgat ve Side var. Serda Büyükkoyuncu’yla birlikte Side’deki Miramare Otel’in sponsorluğunda 5-7 Ekim tarihlerinde çok güzel bir hafta sonu tur ve konser programı hazırladık. Bu kapsamda Haluk Levent de Manavgat Atatürk Stadyumu’nda Rus Kızıl Ordu’su ile bir konser verecek. Neşe Gönül, Feryal Gülman, Monik İpekel, Reyhan İpekel, Gülşah Alkoçlar ve Gonca Karakaş gibi dostlarımızın da desteklediği organizasyonda hepimiz gönüllü çalışıyoruz. Gelirler Ahbap Platformu üzerinden yangın mağduru ailelere aktarılacak. Siz de hem Side’yi benimle gezmek hem de bu konsere katılmak isterseniz Cruise Brands’i (0212) 291 61 41 numaralı telefondan arayıp rezervasyon yapabilirsiniz. Antalya’da yaşayan veya o tarihlerde orada olanlar içinse önerim Manavgat Atatürk Stadyumu’nda yapılacak konsere www.biletix.com üzerinden bir bilet alarak destek olmaları.
Hem otelinizde hem restoranlarda size harika bir manzara eşlik ediyor
Side gerek konaklama gerekse lezzet açısından ziyaretçilerini mutlu edecek adreslere ev sahipliği yapıyor.
Benim favorilerimse şunlar:
Miramare Otel: Projemizi gönülden destekleyip gerçekleşmesinde can siperane çalışan otel, adını İtalya’daki bir şatodan alıyor. Aslında Side’nin klasikleşen adreslerinden. O adresi, baştan sona yenilemişler. Sadece yepyeni bir otel çıkmamış ortaya, pandemi döneminin gerektirdiği tüm önlemleri titizlikle uygulayan başarılı bir örnek de oluşturmuşlar. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Bilim Kurulu’ndan destek almışlar, 6 adet izolasyon odası oluşturmuşlar ve tüm oteli sosyal mesafe ve hijyen kurallarına göre düzenlemişler. Harika bir renovasyon gerçekleştirilmiş.
Karma: Hem yöresel hem uluslararası lezzetlerin harmanından karma bir menü sunuluyor. Böğürtlenli midye, ahtapot, avokadolu humus ve tiramisuyu çok sevdim.
Azumare: Günbatımına doğru gidin. Bir şeyler yudumlayıp atıştırmak için çok doğru bir adres.
Liman: Hoş bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. Şahane manzara eşliğinde et ağırlıklı bir menü sunuyorlar.
Afrodit: Deniz ürünleri ve balık sevenler için ideal. Canlı müzik de var.
Orfoz: Deniz ürünü sevenleri ağırlıyor. Mezeleriyle de iddialı.
Zula: Yemekleri ayrı, manzarası ayrı güzel.
Carpe Diem Restaurant: Denize nazır konumu ve Akdeniz mutfağından lezzetleriyle öne çıkıyor.
Lush Lounge: Atmosferiyle son dönemin gözde mekânlarından.
Paylaş