Paylaş
*****
PINK FLOYD
THE ENDLESS RIVER
Parlophone / Columbia / EMI
Evet, 2014 yılında yeni bir Pink Floyd albümü çıkması mucize sayılır. Öncelikle bu durumun kıymetini bilelim. Ama keşke albüm, resmi yayım tarihinde Türkiye’de raflarda olabilseydi, gecikmeseydi. Ve keşke Radyo Eksen, sticker’ını albümün kapağına değil de jelatinin üstüne yapıştırtsaydı. Koca Pink Floyd kapağın üzerine herhangi bir şey yazmamış, sanatsal bir tavır ortaya koymuş, Türkiye’den kalkmış bir radyo kanalı buna cüret ediyor. Görgüsüzlük. Rezalet. (Bu durumun sorumlusu EMI da olabilir, bilemiyorum.) Neyse, bu albüm, grubun 2008’de ölen klavyecisi Richard Wright’a adanan bir albüm ve şarkılar da aslında grubun ‘Division Bell’ (1994) albümü kayıtları sırasında yazılıp sonra hiç kullanılmamış, enstrümantal şarkılar. Sadece tek bir şarkıda vokal var, o da ‘Louder Than Words’. Roger Waters’sız ve enstrümantal bir Pink Floyd albümü nasıl tınlarsa bu albüm de öyle tınlıyor. Wright’ın klavyeleriyle Gilmour’ın gitarının sihirli buluşması... Türkçe isimli ‘Anisina’ya özel dikkat!
****
LEONARD COHEN
POPULAR PROBLEMS
Sony Music
Farkındayım, hayatınızda görüp görebileceğiniz en kötü albüm kapaklarından birine sahip bir albüm bu. Tüm zamanların en büyük seslerinden biri olan Leonard Cohen, hayatını müziğe adamış bir insan nasıl böyle bir kapakla insanların karşısına çıkar, anlamak güç. Neyse, albümün içeriğine gelelim. Şimdi size buradaki birkaç satırda koskoca Leonard Cohen’i anlatamayacağım ama özetleyebilirim. ‘60’lardan beri müzik yapan ve soft rock, folk rock, hafif blues ve soul damarına da giren Cohen için modern çağ ozanı deniyor. Katılıyorum. Şarkı söylemekten çok müzikli şiir seslendirmek onunki aslında. Üstat ‘90’ları tek solo albümle geçince, ilerlemiş yaşına rağmen 2000’lerde vitesi yükseltti. Son 10 yıldaki üçüncü albümü bu. Yine müthiş cümleler, klas kafiyeler ve şiir gibi akan müzikal bir yapı var. Hafif müzik, ağır sözler, gerçek karanlık... Charlean Carmon, Dana Glover ve Donna Delory gibi üç müthiş sesli kadının sesiyle desteklenen şarkılar, kontrast yapılarıyla sizi içlerine çekecekler.
***
TAYLOR SWIFT
1989
Big Machine
Eski sevgililerine yazdığı şarkılarla meşhur olan ve 2006 yılından beri düzenli olarak 2 yılda bir albüm çıkaran Taylor Swift, ilk birkaç albümünde popun içine hafif country yedirerek, her iki müziğin de en popüler isimlerinden biri olmayı başarmıştı. Aslında en başından beri pop yapıyor ama adını Taylor’ın doğum yılından alan bu albümde artık country sosu neredeyse hiç yok. Yani günümüzde Lady Gaga’ların, Rihanna’ların, Katy Perry’lerin, Jessie J.’lerin ligine resmi olarak bu albümle girmiş oluyor sarışın güzel. Açıkçası şu an dünyanın en çok kazanan şarkıcılarından biri olan ve bir prodüktörler ordusuyla çalışan Taylor’ın el attığı herhangi bir müzik tarzında (ekstrem örnekler dışında) başarısız olması çok zor görünüyor. Bu albüm de gayet iyi şarkılardan oluşan, genel standartların üstünde bir pop albümü. Kulakları pop müziğin son 6-7 yılda geçirdiği evrime yatkın olanların bu albümü sevmemeleri için herhangi bir sebep göremiyorum şahsen. Albümün satış rekorları kırması normal yani.
Paylaş