ANLAMSIZ bir gerginlik altında başladı maç. İki takımın oyuncuları da sanki gizli bir hesaplaşma içindeydi.
Seyirci desteğini arkasına alan Diyarbakırlı futbolcular sert futbolu tercih edince, Fenerbahçeliler de buna ayak uydurdu. Sıcak hava adrenalini de yükseltince ilk 15 dakika sinir harbi içinde geçildi. Aslen Ergani’li olan Aziz Yıldırım, 10 yıllık başkanlığı döneminde memleketi Diyarbakır’dan hep üzgün ayrılmıştı. 20. dakikada sezonun ilk golünü kalesinde gören Fenerbahçe neye uğradığını şaşırdı. Bilica ile Lugano’ya kaleci Volkan da katılınca sarı lacivertliler ailece gole davetiye çıkardı. Daum’un teknik adamlığına ve tecrübesine inananlardanım. Ama Alman hoca son iki maçta savunmaya bir anlamda dinamiti kendi eliyle koyuyor. Sezona iyi başlayan Önder, Sion’da yedek soyundu. Dün gece de Bilica-Lugano ikilisi ile maça başlayan Daum, Diyarbakır’ın iki pırpır forveti Tazemeta ile Mendoza’nın işini kolaylaştırdı. Çünkü Bilica canlı bomba gibi. İlk yarım saatte direkten, çizgiden, kaleci Volkan’dan dönen toplar ile müthiş baskı kuran ev sahibi takım ikinci golü bulamadı. Gerginlik zarar verir Gökhan Gönül’ün attığı golde de Diyarbakır savunması seyretti. Carlos ile Güiza güle oynaya ceza alanına geldiler, Emre’nin pasında Gökhan’ın ortası direkten filelere gitti. Diyarbakırspor iyi bir takım kurmuş. İyi de oynuyorlar, ama taraftarı onlara ayak uyduramadı. Maç öncesinde beraberliğe bile razı olan tribünler, gereksiz şeyler yaptılar. Maçın akışını değiştirdiler. Bir ara “Maraton” dışarı sesleri duyuldu. Daha ligin başı. Bu kadar gerginlik takımlarına zarar verir. Bunu birilerinin onlara iyice anlatması gerekiyor. Alex olmayınca Fenerbahçe’nin çok şeyleri eksik oluyor. Oyun planı bozuluyor, üretkenlik azalıyor. Gol bulmak hünerli ayakların o günkü çabasına kalıyor. Emre bu sezon müthiş oynuyor. Ama çabuk tahrik oluyor. Maçın daha başında gördüğü sarı kart tecrübesine yakışmadı. Liderliğe giden yolda daha sakin olması gerekir. Semih dün gece çok zor bir görev üstlenmişti. Alex’in yerini doldurmak öyle kolay değil. Kral gol bölgelerinde daha etkili oluyor. Nitekim Güiza’nın pasında penaltıyı yaptırdı, golünü de attı. Fenerbahçe zorlandığı maçı kolay bitirdi. Yıllar sonra üçte üç yapan sarı lacivertliler haftada üç maç temposundan olacak yorgundular. Sakatlar düzelirse daha iyi olacaklar. Tabii bir şartla... Sinirlerine hakim olmaları gerekiyor. Eğer rakibin tahrikine ayak uydururlarsa oyuna gelirler.