Paylaş
Yapılan yönetim yanlışlarının geldiği son noktayı dün akşam Eskişehir’de gördük. Rusya’ya gitmeyi hepimiz çok istedik ama bunun için sadece futbol yetmez. Finallere gitmek için üretim gerekir, planlama gerekir ve bütün bunları doğru bir şekilde uygulamak gerekir.
Velhasıl, ‘Biz nereye gidiyoruz, ne yaptık ve ne yapmalıyız’ demenin zamanı artık geldi. Beykoz kadar nüfusu olmayan İzlanda karşısında bu gerçek ortaya çıktı.
FUTBOL ÜLKESİ DEĞİLİZ
Maçta oynayan, oynamayan bütün futbolcu kardeşlerimi tebrik ederim. Güçlerinin en yükseğini sahaya koydukları inancındayım.
Türkiye olarak biz, hâlâ bir futbolu ülkesi olamamışken, ne kadar fazla bireysel yeteneğe sahip olursak olalım, bir İzlanda takımı gibi olamayız.
İzlanda birey olarak hiçbir şey ifade etmeyen bir takım, ama bir araya geldiği zaman Türkiye gibi Dünya ve Avrupa üçüncülüğü apoleti olan bir ülkeye karşı kusursuz bir takım haline gelebiliyorlarsa, bu, ülke olarak bizim utancımızdır. Ve bu utancı yaşamamıza neden olanlar da herhalde oturup bazı şeyleri düşüneceklerdir.
Teknik anlamda maç için yazacak herhangi bir şey yoktu. İzlanda, hak ettiği bir galibiyeti aldı. Ama inanın, bazen kötü şeyler yaşarsınız ve arkasından büyük değişimler ve gelişmeler gelir. 2018 Dünya Kupası’na gidemeyişimiz ve İzlanda maçı bu anlamda bizim daha iyi bir noktaya gelmemizi sağlayacaktır.
Bir gün futboldan, sahanın içindeki o terden gelen birileri mutlaka futbolun başında olacaktır. Ve bu değişim çok uzak da değildir.
MAÇIN ADAMI: BJARNASON
Hem attı hem attırdı, İzlanda ekibinde gecenin parlayan yıldızıydı. Ama onu bu kadar parlatan olay, bireysel becerisi değil İzlanda’nın makine nizamındaki takım oyunu idi.
Paylaş