Paylaş
Türk basın fotoğrafçılığı son aylarda art arda kayıplar yaşadı. Dün İstanbul’da toprağa verdiğimiz dünya çapında başarılara imza atan EPA foto muhabiri Kerim Ökten, ondan yalnızca birkaç gün önce sonsuzluğa uğurladığımız Sabah Gazetesi spor foto muhabiri Süleyman Gültekin ve bir ay önce aramızdan ayrılan iki usta isim; Yaşar Uçar, Ekel Türkoğlu...
Dünyanın önemli fotoğraf ajanslarından Magnum’un foto muhabiri tanımı “Kendini mesleğine adayan kişi” sözüne birebir uyan dört usta vizör. Ortak özellikleri mesleklerine aşk bağı olan bu dört isimi de saygıyla anarken Süleyman Gültekin’i de tanıtmak istiyorum.
TEKNOLOJİ TAKİPÇİSİ BİR USTA
TSYD’de de uzun yıllar yöneticilik yapan spor basının en önemli vizörlerinden Süleyman Gültekin, ansızın gelen kalp krizi ile aramızdan ayrıldı. 48 yaşındaki usta spor foto muhabiri sahaların ‘Süleyman abi’si teknolojiyi en iyi takip eden basın fotoğrafçılarından da biriydi. Mesela şimdilerde internet medyasının hızı gereği yeni yeni uygulanmaya çalışılan çekilen fotoğrafın aynı anda aktarılma işini 7-8 yıl önce dönemin teknolojisi ile başarabilen bir foto muhabiriydi Süleyman Gültekin.
FOTO MUHABİRİ ÇEKERKEN DÜŞÜNÜR
Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin yayınladığı Foto Muhabiri Dergisi’nin bir sayısına da konuk olan Süleyman Gültekin, meslektaşı Osman Altunterim’le yaptığı röportajda, “Fotoğrafçı sadece deklanşöre basar ve o anı ölümsüzleştirir. Ancak foto muhabiri bir fotoğrafı çekerken o fotoğrafın sayfada nasıl kullanılacağını, nasıl bir haber ile bütünleştirilip okuyucuya sunulacağını ve gazeteyi okuyan insanlara nasıl bir göz zevki yaşatacağını düşünür. Bir sanatçının hazzını yaşar iyi bir kare yakaladığı zaman. Aslında bu işin püf noktası sabır ve inanç” diye anlatmıştı mesleğini.
20 YIL GALATASARAY’I İZLEDİ
Her yıl 200’ün üzerinde maçta fotoğraf çeken diğer branşlarında zaman zaman özel organizasyonlarında deklanşöre basan Gültekin, 20 yıla yakın bir süredir de Galatasaray’ı izliyordu. Spor gazetecilerinin yaşadığı deplasman serüveni sayesinde dünyanın dört bir yanını gezen Gültekin, “Kaç ülke gördüm bilmiyorum” diyerek yaklaşık 5 yüz kez yurt dışına çıktığını anlattığı sırada evinden ayrı geçirdiği anları da “Bu mesleğinde zorluğu bu herhalde” diye aktarıyordu.
Süleyman Gültekin kimdir?
1966 senesinde İstanbul’da doğdu. İlkokul, ortaokul ve liseyi Kocamustafapaşa’da bitirdi. Mesleğe 1982 senesinde Son Havadis Gazetesi’nde amatör maçlarla başladı ve aynı zamanda lise eğitimimi sürdürdü. 1984 senesinde Tercüman Gazetesi’nde işe başladı. 1987 senesinde Türkiye Gazetesi’nde çalışmalarını sürdürdü. 1989 senesinde Türkiye’nin ilk spor gazetesi olan Fotospor’a transfer oldu ve 1999 senesinde girdiği Sabah Gazetesi’nden 2009 yılında emekli olduktan sonra da yine foto muhabiri olarak aynı iş yerinde çalışmayı sürdürüyordu.
ÇEKTİĞİ FOTOĞRAFLA GALATASARAY DAVA KAZANDI
Süleyman Gültekin’in 2002 yılında İtalya’da Roma–Galatasaray maçı sonrasında çıkan olaylarda çektiği fotoğraflar, Galatasaray tarafından mahkemeye sunulunca dava kazanıldı. “Yaşadığım en ilginç olay” diye tanımladığı hikayeyi Süleyman abi şöyle anlatmıştı:
“Roma- Galatasaray maçı sonlarına futbolcular arasında gerginlik yaşandı. Ben de maç sonunda bir olay olacağını düşünerek soyunma odası koridorlarının olduğu bölgeye gittim. Orada olmaması gereken polisler ellerinde copları ile bekliyordu. 90 dakika bittiğinde benim durduğum yer sanki bir savaş alanına dönmüştü. Polis copları Ümit Karan, Emre Aşık, Capone’nun üzerideydi, hepsi koridorda dayak yedi. Bu arada yediğim copların haddi hesabı yoktu. Sonra basın odasına giderek fotoğrafları büyük bir heyecanla gazeteye geçmek üzereyken odaya 10’un üzerinde polis girdi. Alıp karakola götürdüler. Karakola götürerek beni engellemeye çalıştılar ama ben kapağını kapattığım bilgisayardan karakolda fotoğrafları geçtim. Olay dünyada yankı buldu. Galatasaray, İtalyan polislerden şikâyetçi olmuştu, ancak İtalyan polisleri futbolculara vurmadığını savunuyordu. İşte o benim karakoldan geçtiğim fotoğraflar İtalyan polisini yalanlıyordu. Galatasaray Kulübü bu çekmiş olduğum fotoğrafları mahkemeye delil olarak sundu ve davayı kazandı.”
Paylaş