Paylaş
Başkanlık görevini yürüttüğüm Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, bu yıl 3’üncü kez “Ara Güler” adına ve öğrenciler arasında düzenlediği fotoğraf yarışma ile “Özendirme Ödülü” veriyor.
Emirkan, geçen yıl henüz 18 yaşındayken bu yarışmada hem Ara Güler Özendirme Ödülü’nü kazandı, hem de yarışmanın “Seri” kategorisinde mansiyon aldı. Emirkan, geçen ay ise Vogue Dergisi’nde Onur Ercoşkun’un seçimiyle “Yeni neslin yaratıcı gücü” başlığı altında fotoğraf alanındaki genç yetenek olarak boy gösterdi.
Üniversiteli gençlerle zaman zaman buluşuyoruz ve her buluşmamızda onlara, “Tembel deklanşöre basar da kurma kolunu çevirmeye üşenirmiş. Yapmayın, üşenmeyin, geç kalmayın” diye küçük bir de öğüt veriyorum. Tam da bu sözlerime yanıt niteliği taşıyan Emirkan’la, fotoğrafı, fotoğrafa olan tutkunu ve hayallerini konuştuk. Şunları anlattı:
KORONAVİRÜS BİZİ DE ETKİLEDİ
“Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü’nün 2’nci sınıfında eğitimimi sürdürüyorum. Tabii COVID-19 ve uzaktan eğitim her öğrenci gibi bizi de etkiledi. Bazı dersler var ki uzaktan anlatılabilir, ama fotoğraf uygulama ve pratik gerektiren bir bölüm. Örneğin, karanlık oda dersleri gibi... Okulla birlikte aynı anda Middle East Images’e fotoğraf çekiyorum. Farklı dergiler ve çeşitli sivil toplum örgütlerine proje ve hikâyeler çalışıyorum. Atlas Dergisi için kenevirin hikâyesini fotoğrafladım. Yedi ay sürdü, son sayıda okuyabilirsiniz. Kısaca kendimi geliştirebilmek için farklı yelpazelerde fotoğraf çekmeye çalışıyorum.
HAYATIMI FOTOĞRAF ŞEKİLLENDİRDİ
Fotoğraf hayatıma şaşırtıcı tesadüflerle girdi. Yelken yarışlarına olan ilgim sebebi ile fotoğrafa başladım. Yelken izlemek için İstanbul Arnavutköy’de Akıntıburnu’na çok sık gidiyordum. Bu nokta yelkenli yarışlarını takip eden fotoğrafçıların çok ilgi gösterdiği bir yer ve herkesin elinde bir makine vardı. O insanları gördükçe fotoğrafa merak saldım. 15 yaşında dayımın fotoğraf makinesini aldım. Ve deklanşöre basmaya başladım. Yelken yarışlarını fotoğraflayayım derken bir baktım, yaşadığım şehri belgeliyorum, fotoğraflarla anlatmaya çalışıyorum. Kendimi de anlatma aracı fotoğraf, iletişim kurma, belgeleme, tanıklık etme, geleceğe anları aktarma aracı. İlk deklanşöre bastığım anda fotoğraf hayatıma girdi ve hayatımı şekillendirdi. Daha çok gencim elbette. Ama hayatımın kalanını da fotoğrafla yaşamak istiyorum.
ERCAN ARSLAN’LA HAYATIM DEĞİŞTİ
‘Z’ kuşağı olarak şanslıyız, internetten çok şey öğrenebiliyoruz, ama fotoğraf öyle bir şey değil. Söyleşileri, etkinlikleri izlemeye başladım. Canon’un bir söyleşisinde Milliyet Gazetesi Foto Muhabiri Ercan Arslan’la karşılaştım. Bu karşılaşma hayatımda önemli bir dönüm noktası oldu. Bugün basın fotoğrafını, belgesel fotoğrafı seçtiysem, foto muhabirliğini benimsemişsem, sebebi bu karşılaşma. Ercan hocam, bana çok destek oldu, çok şey öğrendim. Fotoğraf çekmek için onunla birçok kez gezdim İstanbul sokaklarını. ‘Ne öğrenebilirsem’ diye çok izledim. Fotoğraf yalnızca daha çok fotoğraf çekerek, hatalar yaparak öğreniliyor.
HAYATIMDAKİ EN BÜYÜK GURUR KAYNAĞI
Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin(TFMD) düzenlediği yarışmada kazandığım Ara Güler Özendirme Ödülü, benim hayatımdaki en büyük gurur kaynağı. Ara Güler, yaşadığım şehri en iyi anlatan foto muhabirlerinden biri. Benim gibi bu işe ilgi duyan birçok insana ilham olduğunu düşünüyorum. Onun isminin yaşatıldığı bir yarışmadan ödül almak benim için çok farklı bir duygu. Hele ki böyle bir ödülü TFMD’nin önemli isimlerinden oluşan güçlü jürisi karşısında almak, benim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Bu ödülün fotoğrafa daha sıkı sarılmama da büyük bir etki yaptığını söyleyebilirim.”
Paylaş