Paylaş
Hatay’ı neredeyse haritadan silen deprem, Adıyaman’ı, Kahramanmaraş’ı, Gaziantep’in de aralarında bulunduğu 11 şehri ve onlarca ilçeyi vurdu. Bu büyük felakette gazeteciler de, hem çalışma koşulları, hem haberleri ile bir sınav verdi.
Depremlerden sonra kamuoyunda en çok tartışılan konulardan biri gazetecilikti. Depremin yaraları sarılmaya başlarken depremin hemen ardından gelecekte yaşanacak benzeri afetlere hazırlıklı olma adına çalışmalar da gündeme geldi. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, düzenlediği Deprem Haberciliği Atölyesi’yle bu konuyu gündemine aldı.
KRİZ, GAZETECİLİĞİN ÖNEMİNİ BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ
Gazetecilik Bölümü Öğretim Elemanı ve Deprem Haberciliği Atölyesi Düzenleme Kurulu Üyesi Dr. Gökhan Bulut, çalışmanın bir diğer amacının da İLEF öğrencilerinin deprem ve diğer afet koşullarına olabildiğince hazırlıklı olmasını sağlayacak ders içerikleri üretmek olduğunu açıkladı. Bulut, önümüzdeki dönemlerde bu çalışmaların yol göstericiliğinde bir “Afet Haberciliği” dersi açılmasının planlandığını da söyledi.
Yaşanan durumun ne olduğunu daha iyi anlayabilmek, Türkiye’deki gazetecilik alanına somut katkıda bulunabilmek ve öğrencilerin meslek yaşamında ihtiyaç duyacakları donanımı kazandırabilmek istediklerini anlatan Bulut, şöyle konuştu: “Yaşanan bu büyük acıların ardından ortaya çıkan toplumsal kriz, bize gazeteciliğin önemini bir kez daha gösterdi. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi gazetecilerin görevlerini en uygun şartlarda yapabilmesine de bağlı. O nedenle gazetecilik kurumlarının, gazetecilerin, gazetecilik akademisyenlerinin ve gazetecilik öğrencilerinin bilmesinde, uygulamasında ve geliştirmesinde yarar olacak bir sonucu, yine bu bileşenlerle ortaya çıkarmayı amaçlıyoruz. Gazetecilerin, özellikle de deprem gibi krizli dönemlerdeki mesleki deneyiminin çok önemli olduğunu biliyoruz. Bu deneyimin değerli bilgisini üretmek, gerektiği yerde eleştirisini yaparak eksikleri tamamlamak ve öğrencilerimizin niteliklerini artırarak gazetecilik alanının gelişmesine katkıda bulunmak, bugün çok daha önemli hale geldi. Gazetecilik Bölümü olarak bunun farkındayız ve tüm çabamız demokratik kamuoyunun oluşumuna bu yolla da katkı sağlayabilmek. Fakültenin gazetecilik eğitiminde 60 yıla yaklaşan birikimini meslek alanıyla buluşturabilmeyi de hedefliyoruz.”
SONUÇLARI RAPOR OLACAK
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Dr. Gökhan Bulut’un davetiyle deprem haberciliği ile ilgili yapılan çalışmaya ben de katıldım. Deprem Haberciliği Atölyesi’nde benzeri felaketler öncesinde gazetecilerin yapması gereken hazırlıklardan, deprem haberlerindeki bakış açısına hatta haberlerdeki etik değerlere kadar çok farklı başlıklarda değerlendirmeler dikkat çekti. Aralarında İLEF Dekanı Prof. Dr. Abdülrezzak Altun, çalışma arkadaşım Hürriyet Muhabiri Fevzi Kızılkoyun, CNNTürk kameramanı Ertan Ezen, Birgün Gazetesi Ankara Temsilcisi Nurcan Gökdemir, Medyascope Ankara Temsilcisi Hıdır Göktaş, T24 Ankara Temsilcisi Gökçer Tahincioğlu, foto muhabiri Serdar Özsoy, Medyascope Ankara Editörü Senem Büyüktanır’ın da olduğu isimlerle Gökhan Bulut’un moderatörlüğünde yapılan ilk atölye çalışmasında gazetecilerin çalışma koşulları ağırlıklı olarak tartışıldı. Benzeri felaketler öncesinde ne tür hazırlıklar yapılması gerektiği bölgede görev yapan gazetecilerin tecrübeleri ile aktarıldı. Bu çalışmanın ardından bir atölye ve bir panel daha yapılacak ve iki atölyenin sonuçlarından yola çıkarak oluşturulacak bir rapor ve benzer koşullar altında neler yapılabileceğine ilişkin bir kılavuz hazırlanarak başta gazetecilik kurumları ve gazeteciler olmak üzere tüm kamuoyuyla paylaşılacak.
HAZIRLIKLARA DAİR KISA NOT…
Deprem bölgesine veya benzeri bir yere giden gazetecileri zor şartlar bekliyor. Bu tür kriz bölgelerine giden gazeteci veya yardım kuruluşu temsilcisi orada normal olmayan yaşam koşulları ile karşılaşacağını bilmeli ve hazırlıklarını da ona göre yapmalı...İşte bu hazırlıklar için birkaç küçük not: İnsanın alışık olduğu en temel ihtiyaçlar bile böylesine büyük felaketlerde karşılanamaz duruma geliyor. Suyun, gıdanın olmadığını bilerek bu hazırlıkla gidilmeli. Temizlik imkânının hatta tuvaletin bile olmadığı düşüncesiyle hijyen malzemesi alınmalı. Araçla gidiyorsanız yakıt sorunu yaşayacağınızı bilerek yedek yakıt almanızda fayda var. Kalacak yer olmayacağı için arabada veya dışarıda uyuyacağınızı planlamayı unutmayın. Bu tür kriz noktalarında uzun süre elektrik olmayacaktır. Şarj aletleri yanı sıra yedek bataryalar önemli. Hatta karanlıkta hem güvenliğiniz hem de sizin etrafı görmeniz adına bir kafa lambası veya led ışık yanınızda mutlaka bulunsun. İlk yardım malzemeleri, ihtiyacınız olacak ilaçlarsa mutlaka listenizin başında olsun. Yaşayacağınız iletişim problemlerini göze alarak varsa uydu iletişim cihazları olmalı…
Paylaş