Paylaş
Yerel seçimlere yaklaştıkça liderlerin meydanlardan birbirlerine sözleri her geçen gün daha da sertleşiyor, ağırlaşıyor, hatta neredeyse hakaret boyutuna ulaşıyor. Oysa 1990’lı yıllarda tek kanallı TRT ekranında buluşuyordu dönemin liderleri. Açık oturumlarda karşılıklı projelerini anlatıp, tartışıyorlardı. Bu açık oturumları ve perde arkasını, uzun yıllar TRT Haber Merkezi’nde görev yapan emekli foto muhabiri Ergun Bayrak’la konuştuk. İşte, günümüz siyasetçilerinin tavrına olan kızgınlığını gizlemeyen emektar foto muhabiri Bayrak’ın anlattıkları:
KARŞILIKLI OTURUYORLARDI
“Şimdi bakıyorum. Of, off, offf meydanlarda birbirlerine söylediklerini vatandaş birbirine söylese çıkan kavgayı kimse ayıramaz. 1990’lı yıllarda sık sık oluyordu açık oturumlar. Tabii her zaman tüm liderlerin gelemediği oluyordu. Ama seçim dönemlerinde yapılanlara siyasi parti liderleri tam kadro katılıyor, usta isim Uğur Dündar da bu oturumları yönetiyordu. Ayrı ayrı gelirler, ayrı ayrı salonlarda makyajları yapılır, aynı stüdyoda karşılıklı düzende oturur, tartışırlardı. 3-4 saat sürdüğü olurdu bu programların ama bu süre içerisinde ne bir ağır söz, ne en ufak kırıcı bir kelime, hakaret. Asla duyamazdınız.
NEZAKET MESELESİ
O zaman bu açık oturuma katılanlara bakın Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel, Erdal İnönü, Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş. O dönemle arada ne fark var biliyor musunuz? Lider farkı var. Liderdi o ekrana çıkanlar. Halkın önünde karşılıklı konuşan bu insanlar, tavırlarıyla milleti sürükleyebiliyordu. Bakın bu işler zor değil. ABD’de hala yapılıyor. Bu kendine güven meselesi, nezaket meselesi. Demirel’e ‘Ne baraj yaptın. Yaptın da ne oldu’ diye soruyorlardı o da “Ben barajlar kralıyım” diye söze girip başlıyordu anlatmaya. Hepsi kendi penceresinden olaylara bakışlarını ve projelerini aktarıyordu. Şimdi karşılıklı çıksalar ve içlerinden biri diğerine ‘Sen tek yolu aldın, ikiye böldün duble oldu’ dese ki bu sözü söylendiği için kullanıyorum. Neler yaşanır orada düşünebiliyor musunuz? Ben liderlerimizin eskisi gibi karşılıklı oturup tartışabileceği günleri bekliyorum. Zor değil, inanıyorum olacaktır tekrarı.”
TARİHİ KARELERE İMZA ATTI
1950 yılında Ankara’da doğan Ergun Bayrak, TRT Haber Merkezi’nde 33 yıl 6 ay foto muhabiri olarak çalıştı. İki yıl önce emekli olup Antalya’ya yerleşen emektar Foto Muhabiri Ergun Bayrak, meslek hayatı boyunca birçok tarihi olaya da tanıklık etti. 1980 darbesinde Gelibolu Adası’na götürülen Süleyman Demirel ile eşi Nazmiye hanım ve Bülent Ecevit ile eşi Rahşan Hanım’ın Ankara’ya getirilişlerini de fotoğraflayan Bayrak, şunları söyledi:
“Darbe yılları. Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit, eşleri ile birlikte Gelibolu’daki misafirhaneden Ankara’ya getirilecekti, Etimesgut Havalimanı’nda telaşlı bir bekleyiş vardı. Bir yolunu bulup içeri girdim. Makinemin ayarlarını yapıp çantama koydum. Fermuarı açık bekledim Demirel ve Ecevit ailelerinin gelişini. Uçağın tekerlekleri piste değdiği anda fırladım. Kare kare deklanşöre bastım. O ara pistte bulunan bir albay, yakama yapışıp sordu, ‘Sen içeriye nasıl girdin?’ Orada bulunan TRT’nin üst düzey yöneticisi bir ağabeyim beni görünce, ‘Bizim adamımız o, TRT’den’ dedi. Albay bunu duyunca beni bıraktı. Fotoğrafları yayınlama durumumuz mümkün değil, üstelik istediler. Fotoğrafları vermedim, sakladım. O fotoğraflar hiç yayınlanmadı. Ta ki rahmetli Ecevit ve Demirel’in katıldığı bir açık oturuma kadar. O zaman kendilerine hatıra olsun diye fotoğrafları bastırıp hediye ettik. Ondan sonra yayınlandılar.”
Paylaş