Poligon

Reşit ÇAĞLAYANGİL
Haberin Devamı

İstanbul plakalı araçlar

SAHİL yolunda geçtiğimiz hafta altı aylık ehliyetli ilaç pazarlamacısı Hülya Karamanlar'ın şirkete ait 34 plakalı otomobille yayaların arasına dalıp ikisinin ölümüne, iki kişinin yaralanmasına neden olan kazanın ardından ‘‘trafik gönüllüsü’’ Ege Üniversitesi Uluslararası Bilgisayar Enstitüsü'nden Prof. Dr. Kayhan Erciyeş, e-mail gönderdi. İzmir'deki İstanbul plakalı araçların terörünü değerlendiren, Prof. Dr. Erciyeş yazısında şu görüşleri dile getirdi:

‘‘İzmir'de transit geçen İstanbul plaka araçlar dışında, başka grup 34 plakalı araç var. Bunların ortak özellikleri şöyle sıralanabilir. Otomobiller çoğunlukla merkezi İstanbul'da olan şirketlere aittir ve sürücüleri bunların ya temsilcileri, ya da çalışanlarıdır. Bir başka ortak özellikleri ise hiçbir kuralı tanımamalarıdır. Kurallara uyan sürücüleri bu tartışmanın dışında tutarsak, böyle davranmalarında bence iki neden var. Birincisi, yabancı bir plakayla kural hatası yaparsanız, diğer sürücüler daha hoşgörülü olabiliyor. İkincisi ve daha önemlisi araçlar kendilerinin olmadığı için hoyratça kullanabiliriz diye düşünüyor olabilirler. Bu grup sürücüler, şehirde trafiği altüst etmekten adeta zevk alıyor, ayrıca bunlara ‘Dur’ diyecek denetim yeterli değil.’’

Sancılı tatil

İZMİR Adliyesi her zaman olduğu gibi adli tatile yine sancılı başladı. Başta icra tetkik mercii mahkemeleri ve icra müdürlükleri olmak üzere tüm mahkemelerde dosya yığınları oluştu. Gelen dava sayısının ve çeşidinin her geçen gün artması, yeni mahkemelerin kurulmasını kaçınılmaz kıldı. Ancak, önümüzdeki günlerde sadece 2 ağır ceza ile 2 de asliye ceza mahkemesinin kurulacak olması, yakın gelecekte de soruna çözüm getirilmeyeceğini gözler önüne serdi.

Mali Şubede 10 yıllık rekor

İZMİR Mali Şubesi el koyduğu olay ve tutuklanmasını sağladıkları sanık açısından son şubenin 10 yıllık icraatında rekor kırdı. Mali Polis 2000 yılının ilk altı ayında 230 olaya el koydu, 496 kişiyi yakaladı. Adliye'ye sevkedilen bu sanıklardan 155'i tutuklandı, 13 sanık hakkında da gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı. Şerafettin Bural'ın göreve gelmesinin ardından büyük atak gösterdiği gözlenen, devletin trilyonlarını sömüren hayali ihracat ve naylon fatura olaylarının üzerine giden Mali Şube'nin bu icratına geçtiğimiz yıllarda 12 aylık sürede dahi yetişilemedi.

Tebessüm

‘‘L.C.V.’’

DEDEKTİF Haydar yurtdışı elçilik koruma sınavlarına girdi. Yazılı sınavını kazanıp, spor ve atış eğitimlerinden de başarıyla geçen Dedektif Haydar'ın önünde artık sadece ‘‘sözlü sınav’’ kalmıştı.

BU sınavlara Emniyet Genel Müdürlüğü dışında İçişleri ve Dışişleri bakanlıklarının temsilcileri de katılıyordu ve genel kültürün yanı sıra, sürekli Büyükelçi ile birlikte olunacağı için protokol kurallarıyla ilgili sorular da yöneltiliyordu.

Sınavdaki soru

DEDEKTİF Haydar, sözlü sınava girdi, heyetin karşısına geçip sorulara doğru yanıtlar vermeye başladı. Dışişleri temsilcisi Dedektif Haydar'a ‘‘LCV ne demektir?’’ sorusunu yöneltti. Davetiyelerde, davetli kişinin katılıp katılmayacağının tespiti için yazılan (Lütfen Cevap Veriniz) anlamındaki LCV'nin ne olduğu Dedektif Haydar'ın bir türlü aklına gelmedi.

TERLEMEYE başlayan bizim dedektifin gözü sınav komisyonundakilerden birinin gömleğinin sol cebine işlenmiş markaya gözü kaydı; ‘‘L.C. Waikiki’’ yazıyordu. Dedektif Haydar, rahatladı, gülümsedi ve cevabı yapıştırdı, ‘‘Bir gömlek markasıdır efendim...’’

Yazarın Tüm Yazıları