Paylaş
“Bir emanetim var, uğramak istiyorum” dedi. “Memnuniyetle” dedim. Edebiyat insanlarıyla on dakikalık sohbet bile ruha iyi geliyor. Hele o günkü gibi sinir bozucu bir günün bitiminde...
Bekir Bey, elinde ayda bir çıkardığı Batı Haber gazetesinin son beş sayısı ve sevgili Halim Yazıcı’nın iki şiir kitabıyla girdi kapıdan. Biri “Küçük Bir Harf”, diğeri geçen yıl Dil Derneği Ömer Asım Arsoy Ödülü’nü kazanmış olan “Küçük Taşlar İklimi”. İzmir Life dergisinde bu kitapla ilgili bir yazı yazmıştım. Kitapları o yazıya teşekkür mahiyetinde göndermiş Halim Bey. Büyük incelik.
Malum, sevgili Yazıcı, Büyükşehir operasyonu sırasında tutuklanan bürokratlardan... Nasıl da geçiyor zaman... Beş ay olmuş... Sevgili Yurdakul da ertesi gün ziyaretine gidecekmiş. Teşekkürlerimi ve selamlarımı yolladım.
Mahkeme süreci devam ettiği için fazla yapılacak bir yorum yok ancak Hüseyin Yurttaş’ın tespitine katılmamak mümkün değil. “Hayatında tek bir dize bile çalmamış biridir Halim Yazıcı...”
Şimdi en büyük umut sayın Yazıcı’nın tahliye olup 14-22 Nisan tarihleri arasında 17’ncisi düzenlenecek olan İzmir Kitap Fuarı’na katılması. Tüm dostları bu olasılığın gerçekleşmesini bekliyor.
Haftanın raporu
Haftanın tiviti: “Twitter’da günün linç menüsü nedir bugün?” Bülent Timurlenk. Hakikaten öyle ama. Twitter’da bazen öyle linçler gerçekleşiyor ki insan ürküyor. Bu ne öfke, bu ne nefret, bu nasıl bir acımasızlıktır diye...
Haftanın İzmir tiviti: “Şimdi İzmir’de olmayı nasıl isterdim. Öküz yok, medeniyet var, sıcacık güneş, tertemiz mis kokulu insanlar. Bi gün tamamen geri dönücem.” Damla Demran
Haftanın asparagası: Tuncel Kurtiz’in, Suskunlar dizisinde rol alacağı haberi Twitter’da büyük heyecan yarattı ama sonradan yanlış anlaşılma olduğu ortaya çıktı. Belli ki Ezel’in Ramiz Dayı’sı çok özleniyor. Tabii ki bire bir kıyaslamak doğru değil ama Uçurum dizinde Berber Arif’i oynayan Selçuk Yöntem’in performansı dikkat çekici.
Haftanın haberi: Yeğenim Mekin Kutucular’ın katıldığı yüzme yarışlarında kendi yaş grubunda İstanbul çapında dereceler elde etmiş olması. Biraz ön yargılı bir haber olabilir bu tabii ama zamane çocukları amcalarının yazmasını bekliyor ve yazıp yazmadığını da takip ediyorlar...
Bakış açısı
Dexia Denizbank’ı satmak istiyor, Citibank Akbank’taki payını, ArcelorMittal da Ereğli’deki... Hayırdır?
İyimser: Nakde ihtiyaçları var, en kolay ve en iyi fiyata buradaki iştirakleri satabilirler.
Kötümser: İyiyi gördük diye düşünüyorlar herhalde, ufak ufak ülkeden çıkmaya başladılar.
Kaderci: Hepsinin aynı döneme rastlamış olması tamamen tesadüf.
Gerçekçi: Ayrı ayrı değerlendirmek gerek.
Nefret söylemi
Pazartesi günü Hürriyet’in Okur Meclisi olarak ikinci kez yine İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde toplandık. Bu toplantılar okuyucunun beklentileriyle gazetenin sundukları arasındaki uyumu sağlamak açısından çok önemli. Gazetecinin, köşe yazarının ince ayarı oluyor bir yerde.
Bu kez öne çıkan önemli noktalardan biri “medyadaki nefret söylemi” oldu. Nefret söyleminden kasıt; haber verirken, yorum yaparken ırkçı, ayrımcı, aşağılayıcı tarzda ifadeler kullanılması... Daha fazla bilgi için www.nefretsoylemi.org sitesine göz atabilirsiniz.
Hatırlarsınız bu konudaki en vahşi örneklerden biri Defne Foster’in ölümünün ardından yapılan “su testisi su yolunda” yorumuydu... Medyada her gün isteyerek ya da istemeden üretilmiş daha yumuşak, daha örtülü, daha sulandırılmış nefret kusmuklarına rastlanıyor tabii!
“Toplantıya katılan medya ve iletişim bölümünden gençler gazetelerde rastladıkları nefret söylemi örnekleri verdiler. Haber diline daha çok özen gösterilmesini istediler.”
Doğrusu öğrencilerin bu duruşu etkileyici ve umut verici... Bu duyarlılığın özellikle gençler arasında dalga dalga yayılmasını umuyorum. Okur duyarlılığı en güvenilir denetleyici çünkü...
git
sabahın serinliğinde
kız çamuru kokusu
uyandırır şiirin
içindeki kuşu
tutunursun parmağına
rüzgarın
görünmez olur
uçarsın sese
yelken açarsın
aşkın git
dediği yere
Halim Yazıcı
Küçük Taşlar İklimi
Paylaş