Paylaş
O, sevgili arkadaşım Beynun’un eşiydi. O, tanıdığım en sıkı bireysel aktivistti. O, sağlam bir muhalifti. O, iyi bir hukukçu ve kararlı bir çevreciydi.
Onun duruşu sık rastladığımız bir duruş değildi. O belki de bizim günlük hayatın içinde şu ya da bu nedenle yutkunup çıkaramadığımız sesimizdi aslında. İyi ki vardı. O, bizim için de itiraz ederdi. Takip eder, peşini bırakmaz, “kötüyü” engellemek için uğraşırdı.
Sık karşılaşmazdık ama ben ondan her hafta en az bir eposta alırdım. Onunkiler hemen açılıp okunması gereken epostalardandı. Sorumlu makamlara yazdığı itiraz dilekçelerinden, köşe yazılarına, kente dönük beklentilerinden ülkedeki muhtelif davalara dair gelişmelere kadar pek çok konuda bilgilendirirdi bizleri. Düzenli olarak...
Posta kutuma baktım. En son mesajını 29 Mart’ta almışım mesela:
28.03.2013
ozelkalem@diyanet.gov.tr
Faks: 0312 2858264
Sn. Prof. Dr. Mehmet Görmez
Diyanet İşleri Başkanı
Ankara
Sayın Başkan,
İzmir ilini ziyaretiniz sırasında bir toplantıda yapmış olduğunuz konuşmada;
“İzmir’in farklı bir dindarlığı var. Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var. O nedenle irfan geleneğinden geçmiş birinin İzmir’e müftü atanması tesadüf değil” görüş ve mesajınızı ve sonra yaptığınız açıklamayı okudum.
http://yenisafak.com.tr/aktuel-haber/gormez-izmirin-farkli-bir-dindarligi-var-28.03.2013-503474
Sürekli ve sistemli biçimde Anayasa’nın 24/son maddesini ihlal etmek suretiyle, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismara dayalı bir politika yürüten AKP Hükümeti’nin ve AKP’li politikacıların kentimize yönelik hasmane tavır ve icraatları devam ederken, sizin bu demeci vermeniz çok talihsiz ve üzücü olmuştur.
İzmirli yurttaşlara özür borcunuz olduğu inancındayım.
Saygılarımla
Noyan Özkan.
Avukat, 378 Sokak, 4/1, No: 107, Alsancak-İzmir
Cumartesi öğlen, kötü haberi aldığımda yolda yürüyordum. Tutuldum kaldım. Teyit etmek için bir arkadaşımı aradım. Haber maalesef doğruydu.
Yürümeye devam ettim. İçimde derin bir sızı ve yine o yarım kalmışlık hissi. Yine bir beklenmedik veda. Yine yeterince konuşamamış, yazışamamış olmak...
Yürümeye devam ettim. Alsancak sokaklarına her zamanki hafta sonu telaşı hakimdi. “Hey gidi Noyan hey, haberleri yok belki ama senin savuna geldiğin ilkeler bir yerde bütün bu insanların iyiliği içindi” diye aklımdan geçirdim. Öyleydi ama.
Şu alavere dalavere dolu dünyaya anlamlı bir muhalefet şerhi koyarak gitti Noyan. İz bıraktı. Hep hatırlanacak. Nur içinde yatsın.
Paylaş