Ne ülkeyiz ama

12 Eylül darbesi otuz küsur yıl sonra mahkum olmuş oldu. O yıllarda yaşanmış binlerce acı hikayenin yaşayan mağdurlarının yüreğine bir parça su serpildi belki.

Gecikmiş değil, çok gecikmiş adalet adalet midir diye sorulacak bir ülkede yaşamıyoruz. Buna da şükür deyip geçeceğiz ister istemez. Bu arada hala “12 Eylül terörü önledi ama” diye düşünenler varsa da onlara diyecek bir şey kalmadı artık.

Ne ülkeyiz ama. Aynı hafta içinde Balyoz davasından tutuklu bulunan 230 kişi tahliye edildi. Anayasa Mahkemesinin verdiği hak ihlali kararı sürece önyargı ile bakmayan vicdanlarca yıllar önce verilmişti. Malumun ilanı oldu bir yerde!
Burada da gecikmiş adalet adalet midir diye sorma lüksümüz yok. Hatanın neresinden dönülürse kardır deyip hayata devam edeceğiz.

Yıllardır devam eden bu gösterişli davaların bugün geldiği noktaya bir bakın. Nasıl bir enerji, nasıl bir vakit kaybıdır bu? Onca açık oturum, onca köşe yazısı, onca kıyamet… Tabii bütün bu tezgahın ve ihlallerin sorumluları nasıl ve ne zaman cezalandırılacak göreceğiz.

Farkında mısınız, “bulunup cezalandırılmasını beklediğimiz sorumlular listesi” ülkedeki en hızlı büyüyen liste. Sadece son birkaç aya bakın yeter… Soma’nın sorumlularından çocuklara biber gazı atıp onları yaralayan, öldürenlere kadar her gün yeni yeni failler giriyor listeye.

PLAN
İzmir Büyükşehir’in 2010-2017 Stratejik planına göz atmış olanlar el kaldırsın. Neyse ki şimdilerde 2015-2019 planı hazırlanacak. Onun için toplantılar düzenleniyor. Stratejik planlama mutlaka önemli ama hakkıyla yapılırsa. “Var mı var” anlayışıyla hazırlanmazsa.. Öngörülen faaliyetler gerçekçi bir şekilde maliyetlendirilirse… Sonradan denetlenip, izlenirse…
Benim İzmir Büyükşehir’in planıyla ilgili takıntım ise yıllardır aynı. Ulaşım başlığı altında deniz ulaşımını nereye koyacak? Çevre Yönetimi başlığı altında Körfez’le ilgili neler planlanıyor? Kentin çok değerli iki alanı İnciraltı Bölgesi ve Kültürpark için neler öngörülüyor? Merakla bekliyoruz.

DİL BU OLUNCA!
Siyasette dil bozuk. Sokakta dil bozuk. Sporda da öyle… Yeri gelmişken söyleyeyim. Bu kulüplerin web sitelerine konan metinler var hani. Buyurgan, tehditkar, yüksek perdeden atıp tutan, buram buram popülizm kokan. Sporda şiddetti önleme yasası bu bildirileri de mercek altına almalı. Buraların diline “dur bakalım, bu neyin öfkesi ?” diye sorabilmeli. Sporda dili normalleştirmeden hiçbir şey düzelmez. Bu gidişle başta futbol ve basketbol “çirkinler arası güzellik yarışmasına” dönecek!

BU YAZ KİTAP OKUYACAK GENÇLERE
Facebook’taki Okunası Kitaplar grubu 35 bin üyeye ulaşmış durumda. Önemli bir büyüklük…

Geçen yıl bir arkadaşım 15 yaşındaki oğlu için bana “ne okusun ki Türkçesi gelişsin, zenginleşsin” diye sorunca soruyu Okunası Kitaplara soralım dedim. Pek çok cevap geldi. Gelmeye de devam ediyor.

Bizim zamanların 15iyle şimdilerin 15’leri arasındaki farkı da not ederek önerileri sizin için toparladım. Bu yaz “kitap“ okumak isteyen gençler için:

*** Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Muzaffer İzgü, Orhan Kemal, Sait Faik isimleri ön plana çıkıyor
*** Mehmet Eroğlu, İhsan Oktay Anar da önerildi
*** Çeviri kitaplardan Şeker Portakalı, Küçük Prens, Her Yerden Çok Uzakta hararetle tavsiye edildi
*** Eğitimsen’in Gençlik Edebiyatı Kataloğuna da göz atmakta fayda var:http://www.egitimsen.org.tr/bbm/kitap_goster.php?kodu=237
*** Şimdiki çocuklar kendileri seçer ne okuyacaklarını diyenler de az değil…