Paylaş
Dışa bağımlı bir ekonomimiz var.Esas olarak enerji ithal ediyoruz.Tabii bir yığın başka malla beraber.Bunlar için her gün ekstradan 250-300 milyon dolar bulup yurt dışına göndermek durumundayız.Yani, dış mihraklara karşı elimiz kuvvetli değil.
Yıllardır bu şekilde çalıştığımız için de borcumuz oluşmuş.Bu yıl 200 milyar dolar borç çevireceğiz mesela.Az para değil.
Şanssızlık şu ki son beş yılda dünyayı paraya boğan Merkez Bankaları muslukları kısma noktasına gelmiş. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelere zamanında giren paralar çıkmaya başlamış. Yani, size finansman sağlayanlarla çatışmak için hiç doğru bir zaman değil.
Ama iktidar öyle düşünmüyor.Önce Gezi hareketi sırasında siyaseten kıyameti koparıyor.Devlet şiddetinden beş insan ölüyor.Kimlerin kalıcı biçimde yaralanıp mağdur olduğu belli değil.Kolayca uzlaşmak mümkünken, sertlik tercih ediliyor.
Tam da o günlerde Amerikan Merkez Bankası verdiğim parayı azaltmaya başlayacağım diyor.Faizler ve döviz kuru yükseliyor.
Aradan altı ay geçiyor.O altı ay boyunca ülkedeki tansiyon 20/10 sınırında dolaşıyor.İktidar bu tansiyondan rahatsız olmuyor.Hatta kendi medyasıyla bu tansiyonu besliyor. Sandıktaki gücüne güveniyor çünkü.Ayan beyan Cemaatle çatışmaya başlıyor.
Geliyoruz 17 Aralık’a.Bir yolsuzluk soruşturması bu kez “darbe” olarak addediliyor.Siyasi dil yine sert.Bu seferki yargı ve emniyet darbesi!
Faizler az daha yükseliyor ama bu kez döviz kuru fırlayıp gidiyor.Özel sektörün yumuşak karnı dış borcuna ek yük biniyor. Borsa düşüyor.
Kırılgan bir ekonomik iklimde hoyrat politikalar izlemekten çekinmeyen bir iktidar var.Faizler şimdilik direniyor.Dövizse rekorlar kırıyor.
Bu böyle devam edemez.Ya kur durulur ve bir süre sonra geri gelir ki o zaman iktidar risk alıp başarmış olur.Ya da yükselen dövizin peşinden faizler de yükselir ki o zaman da erken seçim havasına girer ülke.
***
NAÇİZANE ÖNERİLER
Ahmet Hakan Perşembe günkü yazısında Başbakan için kurs ve seminer önerilerini yazdı.Ben hedef kitleyi biraz daha genişletip Ak Parti’nin gelecek seferki Kızılcahamam toplantısı için bazı dersler, filmler, kitaplar önermek istiyorum:
Dersler:
Yeni başlayanlar için ekonomi – hukuk ilişkisi
Diyalektiğe giriş, tarihsel örneklerle vaka çalışmaları
Sosyoloji, psikoloji, sosyal psikoloji ile ilgili pratik bilgiler
Kitaplar:
Bu Defa Farklı, Finansal Çılgınlığın 800 yılı
Filmler:
***
HUZURLARINIZDA İZMİR TRAMVAYI
Büyükşehir’in web sayfasında bu şekilde sunuluyor tramvay projesi.Öyle uzak falan da değil, 26 Şubat’ta ihaleye çıkılıyor. 2017’de hizmete alınması planlanıyor.
Bir tane de değil, üç hat projelendirilecek:Fahrettin Altay-Konak-Halkapınar, Alaybey-Karşıyaka-Mavişehir, Şirinyer-Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Kampüsü…
Güzergah üzerindeki semt sakinleriyle görüşmeler başlamış. Konak-Alsancak hattı ile ilgili toplantı yapılmış.
Ben de okurumuz Tuna Erincler sayesinde haberdar oldum tramvaydan.Açıkçası Tuna Bey pek memnun değil bu projeden.“Metro olmadı, tramvay verelim” anlayışıyla sorunlar çözülemez, ek sorun yaratır diyor.
Uzmanlık alanım değil ancak tramvay denince akla ilk gelen San Francisco örneğine bakınca durum hiç parlak görünmüyor.
10 TL’lik ücrete ve son derece basit bir işletme sistemine rağmen San Francisco tramvayları yılda 30 milyon dolar zarar ediyor. Kentin turistik bir unsuru olarak sürdürülüyor.
Tabii İzmir için planlanan tramvayların teknik detaylarını bilemiyoruz.Büyüklerimiz muhakkak eksileri artıları derinlemesine incelemişlerdir. Atılacak taşın ürkütülecek kuşa değeceğine kanaat getirmişlerdir. Hep öyle yaparlar ya!
Haddim olmayarak ve son günlerin modasına uyarak kafamda paralel bir Büyükşehir Belediyesi kurdum.Hiç detaya girmeden tramvayın üzerini çizdim. Onun yerine kıyı şeridi hatlarında deniz taşımacılığına yatırım yapmaya karar verdim.
Hayırlısı!
***
HUKUK
Demokrasinin gelişmişliği ile hukukun üstünlüğü arasındaki bağı gösteren bir grafik bu.
Oldum olası Finlandiyalı akranlarımı kıskanırım.Boşuna değil!
Paylaş