PaylaÅŸ
Â
Nihayet geçen gün bana detaylı olarak anlattı. Bisikletle ilgili böyle bir organizasyonu ihmal etmiş olmanın verdiği suçluluk duygusuyla yazıyorum bu satırları.
ECC = Avrupa Bisiklet Şampiyonası’nın İngilizce kısaltması (European Cycling Challenge)
Basit olarak ifade edecek olursak bir kentte bir ay içinde yapılan bisiklet kilometresine dayalı bir yarışma bu.Â
Â
Güncel İzmir bisiklet ısı haritası
Â
Kilometre şöyle ölçülüyor: Cep telefonuna indirilen NAVIKI uygulaması ile kentin takımına kaydoluyorsunuz ve yaptığınız kilometreler kaydedilmeye başlıyor.
Yarışma bahane tabii ki. Esasen amaç kentte bisiklet kullanımının ısı haritasını çıkartıp Belediyelere yoğunlukla ilgili ipuçları vermek… Tabii Belediye’nin böyle bir veri tabanını önemsediğini var sayıyoruz.
Yarışma 31 Mayıs’ta bitecek.
Şu anda İzmir Polonya’nın Gdansk kentiyle birincilik için çekişiyor. O yüzden de diyoruz ki:
İZMİR İÇİN PEDALLA
 Â
***
Â
Ä°NÅžAAT Ä°ÅžLERÄ°
Â
Mustafa Kemal Sahil Bulvarını kullananlar sabırla tramvay düzenlemesinin bitmesini bekliyorlar. Sadece ara sıra yaÅŸanan trafik tıkanıklığı deÄŸil mesele.Â
Mesele bu inÅŸaat düzenin oradan geçen araçları ve yayaları hiç dikkate almayışı… GüvenlikmiÅŸ,  meydana gelecek maddi zararmış falan belli ki bunlar fasa fiso! Â
Sanki ıssız bir adada inşaat yapıyorlar. Öyle bir umursamazlık, öyle bir gelişigüzellik… Bu arada sözcükleri seçerek ve gayet ölçülü kullandığımı söyleyeyim.
Şöyle özetleyebilirim: Bugün itibariyle Konak’tan Urla’ya doÄŸru giderken ilk beÅŸ yüz metre yol kenarı salkım saçak moloz… Â
İkinci beş yüz metrede önümde en sağda giden bir kepçe ne sinyal ne bir şey, akan trafiğin ortasında en sol şeride geçip U dönüşü yaptı. Geçiş üstünlüğü varmış gibi!
Üçüncü beş yüz metrede yeni yapılmış jilet gibi asfaltın üzerinde neyi kapattığı pek belli olamayan sac plakalar. Yavaşlayarak geçmezseniz zarar verebilir. Gece trafiğinde daha büyük sorunlara yol açacaktır.
Dördüncü beş yüz metrede kaotik şantiye çalışması…
Sonradan bir arkadaşımla konuşuyorum. O da Şair Eşrefteki yerlerdeki saclardan kaynaklanan gürültüden şikayetçi.
Bugün yine bir başka arkadaşım Urla Sanat sokağının hala şantiye havasından kurtulamadığını anlatıyor. Yolun mimarisi bozukmuş. Elektrikli tekerlekli sandalyeli bir vatandaş kontrolü kaybedip masalara çarpmış.
Allah aşkına bütün bunlar rastlantı olabilir mi?
Yıllardır gözlüyorum. CHP’li belediyelerin taşeron / müteahhit sorunu var. Nokta!
Â
***
YOLLARIMIZIN RÄ°SKLÄ° ELEMANLARI: TYY VE TYS
Â
Hazır laf yollardan açılmışken bu Telefona Yapışık Yayalar ve Telefona Yapışık Sürücülerden bahsedelim biraz da.Â
Ben de yoğun bir cep telefonu kullanıcısı sayılırım ancak artık mecbur kalmadıkça arabada da yaya olarak da kullanmıyorum. Kullananlardan da şikayetçiyim.
Geçen gün bir kadın yaya geçidinden deÄŸil, bir kavÅŸaktan, evet bildiÄŸiniz kavÅŸaktan çaprazlamasına karşıya geçiyordu. Bize yeÅŸil yanarken… Elinde cep telefonu… Hem de sol elinde bizim geldiÄŸimiz tarafta... Â
Nicesini görmüştüm ama böylesini hiç görmemiÅŸtim. Kadın farkında bile deÄŸildi yaptığı ÅŸeyin! Pes dedim. Â
Avrupa’da yaya geçitlerinde lambaları yere koymaya başlamışlar insanlar cep telefonlarına bakarak yürüyorlar diye. Yerinde bir hareket…
Keza bir elinde cep telefonu bir elinde sigara usta sürücülerimiz de var bizim. Mutlaka sizlerin de böyle anıları vardır. Â
Öyle bir sürücüyle yukarıda anlattığım gibi bir yayanın denk gelmesi çok da zor değil. Sonuçta ne olacağını kim kestirebilir?
Bu durum nasıl normalleÅŸir bilmiyorum ancak herkesin en azından trafikteyken telefonla iliÅŸkisini yeniden düşünmesinde fayda var.Â
Ä°ki laf, bir mesaj için hayatlar kararabilir. Şakası yok!Â
PaylaÅŸ