Paylaş
“Bu öğrenciler de çok oluyor ama... Ege Üniversitesi’nin Bornova kampusünde bir kısım öğrenci ‘müşteri değil öğrenciyiz’ pankartları taşıyıp yemek fiyatlarını protesto etmişler. Yemekhane boykotları ülke geneline yayılma eğilimi gösteriyor zaten. Kimsenin huzuru bozmaya hakkı yok ama! Herkes kendi işini yapmalı değil mi? Öğrenci uslu uslu okuluna gitmeli, bulduklarına şükretmeli. Siyasetçi siyasetini, emniyet müdürü müdürlüğünü yapmalı. Ne gerek var böyle şeylere... Yahu bu gençlerin Türkiye’nin kredi notunun yükseleceğinden de haberi yok herhalde!” şeklinde akar gider bu ülkede kimilerinin iç sesleri. Tutuklu onca öğrenciye “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” kıvamında bakarlar. Bunları da ulu orta konuşmaz, ancak ortam uygun olduğunda dile getirirler.
Bu ülkede gençlik neredeyse kırk yıldır itilip kakılmakta. “Gençlik dostu” iktidar hangisiydi söyleyin. Orta yaşa gelmiş olanların gençlik hikâyeleri hüzünlü. Gençliğini yeni devirmiş olanların hikâyeleri boğucu.
Ey yetkili, ey işini bilen siyasetçi “nüfusun yarısı” ya da “geleceğimiz” klişeleri de sıktı artık. Gençliği daha dikkatli dinlemek, gençliğin daha çok konuşmasını sağlamak, gençliğe başka hayatlar sunmak senin sorumluluğunda.
Alışkanlığın olmadığı için iddialı hedefler koyamayabilirsin. İçinden gelmediği için idealist de davranamayabilirsin. Ama dön de bir bak ne demek istiyor bu gençler...
Bu güzellige de kıyabilirler...
Cunda’ya RES
Bu hafta sonu Ayvalık Zeytin Hasat Günleri’nin 8’incisi organize ediliyor. Yalnız bu hafta Ayvalık’ta esas kıyamet Cunda’da SİT alanına yapılması planlanan ve Çevre Bakanlığı’ndan lisansı geçenlerde alınan 24 pervanelik Rüzgar Enerjisi Santralı (RES) etrafında kopuyor. Bir bu eksikti! Buradan bakınca, dostları dinleyince bir çevre tahribatı girişimi yolda gibi duruyor. Gidip, tartışmaları yerinde gördükten sonra önümüzdeki haftalarda konuyu gündemde tutmaya çalışacağım.
Duygu Durum Vakfı
Haziran ayında yapılan bir araştırmaya göre İzmir boşanma oranı en yüksek kent çıkmıştı. Geçenlerde “İzmir’in endişe verici istatistiği” başlığı altında verilen başka bir başka araştırma kentteki intihar girişimlerini inceliyordu.
İntiharları önlemek ve bu konuda bilimsel çalışmalar yapmak için kurulan Duygu Durum Vakfı (DUVAK) kurucusu Dokuz Eylül Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşegül Yıldız’ın belirttiğine göre geçen yıl İzmir’de 4.500 kişi intihar girişiminde bulunmuş. 160 girişim ölümle sonuçlanmış. Kadınlarda vakalar erkeklere göre üç kat imiş. Ama erkeklerin ölüm oranı daha fazlaymış.
Başka kentlerle kıyaslama olmadığı için bu yüksek bir oran mıdır, yoksa ortalama mıdır, söylemek zor. Dünyada her yıl bir milyon kişi intihar ediyormuş ki, bu 50 yıl öncesine göre yüzde altmış artış demekmiş.
Bildiğim kadarıyla girişimde bulunup kurtulanlar bilimsel araştırma için önemli bir grup teşkil ediyor. İntihara karar verme süreci aydınlandıkça önleyici destek vermek kolaylaşacak.
Boşananların bol olduğu, her gün 10-15 kişinin intihar girişiminde bulunduğu bu kent, bazı araştırmalarda da “mutlu” görünüyor. Kafalar karışık mı ne?
Paylaş