Paylaş
Bu sefer hükümet kurulabilir mi? AB’ye verilen sözler tutulur mu? Yunanistan Euro’dan çıkmaya kalkar mı? Bu ara çok dillendiriliyor ve “Grexit” (Greek Exit) şeklinde kısaltılıyor.
AB böyle bir süreci nasıl yönetir? Portekiz, İspanya ve İtalya da aynı yolu tutarlar mı? Euro devalüe olur mu? “Grexit” Birliğin sonunu mu getirir?
Bunlar kolay cevap verilebilecek sorular değil. Muhtelif senaryolar havada uçuşuyor.
Yalnız kimse kusura bakmasın bugünün gelişi ta 2008’den belliydi! AB sorunları ısrarla görmezden geldi, sağlammış gibi durdu, radikal tedbirler almaktan kaçındı ve bugünlere gelindi.
Böylesine derin krizin siyasi zemindeki yansımaları da sert olacak elbet. Durun daha yeni başlıyoruz. Ne kargaşalara, ne hükümet bunalımlarına, ne siyasi dalgalanmalara gebe bu dünya...
Şimdiye kadar rakamlar konuşuldu. İşin insani boyutu henüz çok öne çıkmadı.
On yılda nereden nereye geldi Yunanistan. Bu gerçeklikle yüzleşmek kolay değil.
Önceki yaşananın sanal olduğunu kabullenmek de zor... En zoru da o sanallıktan nasiplenmemiş yığınların bu sahicilikle başa çıkmak durumunda kalması.
“Grexit” herkes için çok riskli. Büyük fedakarlık gerektirir. Olmayacak sonuçlara yol açabilir.
Bu saatten sonra Yunanlıların bu kadar zorluğa katlanması zor görünüyor bana. Biraz fakirleşerek borç ödemeye devam...
Gençlere şans
EXPO Yürütme Komitesi Başkanı Mahmut Özgener, Başkan Vekili Ender Yorgancılar ve Üye Işınsu Kestelli görevlerinden ayrıldılar. Nedeni Vali Cahit Kıraç’la uyumsuzluk... Olabilir.
İstifalar sonrası hemen o pozisyonlara kimlerin geleceği konuşulmaya başlandı. Belli isimler öne sürüldü. Kim kimi istiyor analizleri yapıldı.
Bu arada bana genç arkadaşım Sergenç İneler’den bir mesaj geldi. Sayın Vali’ye bir mektup yazarak ne yapmak istediğini anlatmış ve EXPO görevine talip olduğunu belirtmiş. Hoşuma gitti açıkçası.
Otuz yaşını yeni geçmiş kalifiye bir insan öne fırlayıp sorumluluk almak istiyor. Tanınmamış bir isim. Enerjik ve hevesli... Gönüllü.
İzmir buna hazır mı peki? Elbette değil. Sistem hazır mı? Asla! Zaten Sayın Vali de bu mektubu Sergenç’in “gençliğine vermiş” ve pek ciddiye almamış.
Tabii ki kalkıp hemen Sergenç’e görev vermelerini beklemiyordum. Oylamaya bir buçuk yıl kalmış zaten. Deneyimli birileri olsa iyi olur.
Ama yine de Vali Bey bu genç kimdir diye merak etseydi keşke. On dakikalık bir buluşma ayarlayıp Sergenç’i dinlese ve EXPO’ya böyle bir genci önerip önermeyeceğine öyle karar verseydi. Sembolik olarak daha hoş bir yaklaşım olurdu. Gençler geleceğimiz ya.
Gençler özel sektörde büyük işler başarıyorlar. Ama nedense ülkedeki diğer kurum ve kurullarda o kadar şans bulamıyorlar. Oysa gençleri heveslendirmeliyiz.
İzmir gençlere pozitif ayrımcılık yaparak daha çok sorumluluk verebilse keşke... Yeni isimler duysak, tanısak. Bildik yüzlerden ve alışılageldik seslerden biraz sıkıldım da...
Kale
Sanki giderek daha çok insan “Bu sefer CHP’ye vermeyeceğim” demeye başladı. 2014 yerel seçimini kastediyorlar. “Aziz Bey aday olsa bile...” diyenler de var.
Yapılan bir araştırmaya göre seçmen seçimden altı ay önce kararını veriyormuş. Ondan sonra kararını pek değiştirmiyormuş. Hadi yerel seçimlerde adaylık süreci beklendiği için üç ay kalaya insin bu süre. Önümüzdeki bir, bir buçuk yıl çok önemli yani...
Görünen o ki AK Parti’nin korkuttuğu seçmen sayısı azalırken CHP’nin bıktırdığı seçmen sayısı artıyor. Bu bilimsel değil, kişisel bir tespit... Sonuçta CHP yine kazanabilir tabii. Köprülerin altından çok sular akar daha.
Ama CHP bu kez daha çok çalışmak zorunda... Kale eski kale gibi değil çünkü.
Paylaş