PaylaÅŸ
Gençlere yeterince şans tanınmadığı, Türkiye’deki yapılanmanın genç dostu olmadığını defalarca yazmış biriyim. Ülkenin en değerli özel sektör şirketlerini yönetenlerin nedense kamusal alanda kendilerine o kadar yer bulamadığını sürekli vurguladım.
Gezi hareketini biraz da bu düşüncelerle gençlerin yaÅŸam alanlarını geniÅŸletmek için ayaÄŸa kalktıkları ve kendilerin hatırlattıkları bir çığlık olarak algıladım. Tabii komploları fark edemeyecek kadar saf ve romantiÄŸiz.   Â
Palavrayı bırakalım… Devlet bu ülkede pek çok ÅŸeye yaptığı gibi gençlere de temkinli bakıyor. Devlet bu ülkede kendimi bildim bileli hep asık suratlı, hep otoriter havalarda, hep hoyrat. Dili hep sivri… Bu arada başı da dertten kurtulmuyor ama.Â
12 Eylül’e giden süreçten başlayalım, 90’ların faili meçhullerini ekleyelim, arkadan gelen terörde nefeslenip son dönemdeki otoriter demokrasinin hukuk ihlallerine kadar gelelim. Vatandaşı için atıp tutan ama vatandaşına huzurlu bir ortam bile sağlayamayan bir devlet yapılanması.
Bir düşünelim. Örneğin İstanbul’da 40 yaşlarında bir Vali, ya da Futbol Federasyonun başında bir genç, ya da EXPO 2020 için İcra Komitesi olarak genç bir ekip çalışsa durum bugünkünden daha mı kötü olurdu? Cevap veriyorum: Hayır!
Genç budalası deÄŸiliz, yaÅŸ ana belirleyici olamaz elbet ancak Gezi’de gördük ki bu devleti yine bu gençler iyileÅŸtirecek, düzeltecek. Dijital yerliler, yani yirmi beÅŸ yaÅŸ altındakiler, en fazla on yıl içinde ülkede daha fazla sorumluluk alacak. Kilit noktalara gelecek. Bu kez devlet de bu dalgaya direnemeyecek ve deÄŸiÅŸecek.Â
O yüzden şöyle bir rahatla devlet, bir daha bak gençlere ve lütfen artık direnme… Â
****
Ekonomik Fatura mı dediniz?
Hasar tespiti yapıyorlar. Bilanço çıkarıyorlar. Yanan otolar, kırılan cam çerçeve vs vs.. Vandallıktan dem vuruyorlar. DoÄŸrudur, keÅŸke bir tane bile polis otosu yanmasaydı. Hiç cam kırılmasaydı. Kaldırım taÅŸları sökülmeseydi.Â
Ama büyük resme de bakın. Ölen insanlar için ne diyorsunuz onu bir söyleyin bakalım? Kaç polis otosu ediyor Ethem Sarısülük’ün 4.8 metreden beynine sıkılan kurşun? Bir katil kaç vandala denk gelir sizin oralarda?
Gaz bombaları yüzünden gözlerini kaybedenlerin bundan sonraki hayatları kaç metre kare cam çerçeve kaldırır…
Dakikada 4 gaz temposu tuttururken 130 bin gaz bombasından çıkan onca gazın hiçbir sağlık problemi yaratmayacağından emin misiniz? Yaratırsa kimi bulacak o insanlar? Kimden hesap soracak?
Kendileri etti kendileri buldu demek aklınızdan bile geçmiyordur diye umuyorum. Emin deÄŸilim ama umuyorum.Â
****
KARA PERÅžEMBE
PerÅŸembe günü tüm dünya piyasalarıyla beraber bizde de piyasalar ciddi biçimde sarsıldı. Ana neden Amerikan Merkez Bankası FED’in BaÅŸkanı Bernanke para musluklarını kısabileceklerinin sinyalini vermesiydi.Â
Bizim Gezi Parkı sürecinde gerilemeler yaşamış olmamız da işe yaramadı. FED korkusu hükümetin Gezideki kötü yönetimi ile birleşti, faizler hızla yükseldi. Daha üç hafta önce %5.5 olan gösterge tahvil faizi %7.6’ya kadar yükseldi ki bu yüzde %40’a yakın yükselme demek. Döviz sepeti de tüm zamanların en yükseğine çıktı.
Bu 6 şiddetinde bir deprem sayılır. Sarsmıştır ama büyük hasar vermemiştir. Arkasından daha küçük artçılar mı gelir, yoksa daha büyük bir sarsıntıyla mı karşılaşırız yaşayarak göreceğiz. Kontrol edilebilir faktörler var. Kontrol edilemez faktörler olduğu gibi.
Hükümetin lobi ve öcü iÅŸlerini bırakıp günün gerçeklerine dönüp dönemeyeceÄŸi ana belirleyici olacak. On yıldır FED politikalarından fayda gören iktidarın akıntının yön deÄŸiÅŸtirmesine nasıl cevap vereceÄŸi kendi siyasal geleceÄŸini de belirleyecek.Â
Bugün %50 dersiniz, günün birinde iÅŸsizlik %12’ye çıkar, büyüme eksiye dönerse %50’nin ne kadarının kemik oy olduÄŸunu ilk seçimde görürüz.Â
PaylaÅŸ